İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | spray f. | püskürtmek | ||
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying. Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | spray i. | sprey | ||
The crop spray is called Roundup and is manufactured by Monsanto. Ürün spreyinin adı Roundup'tır ve Monsanto tarafından üretilmektedir. More Sentences |
||||
Genel | spray f. | sıkmak | ||
Dan sprayed gasoline on himself and threatened to set himself on fire. Dan kendi üzerine benzin sıktı ve kendini yakmakla tehdit etti. More Sentences |
||||
Genel | spray f. | fışkırtmak | ||
Dan sprayed gasoline on himself and threatened to set himself on fire. Dan kendine benzin fışkırttı ve kendini yakmakla tehdit etti. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | spray f. | püskürtmek | ||
They are spraying the fruit trees. Onlar meyve ağaçlarına ilaç püskürtüyorlar. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | spray i. | serpinti | ||
General | ||||
Genel | spray i. | bahar dalı | ||
Genel | spray i. | çiseleme | ||
Genel | spray i. | incecik damlacıklar halindeki su serpintisi | ||
Genel | spray i. | sürgün | ||
Genel | spray i. | püsküren sıvı | ||
Genel | spray i. | filiz | ||
Genel | spray i. | sprey (serpinti halindeki) | ||
Genel | spray i. | püskürtücü | ||
Genel | spray i. | püskürteç | ||
Genel | spray i. | (dekoratif amaçlı düzenlenen) çiçek buketi | ||
Genel | spray i. | (tasarım, bezeme, broş) çiçek buketine benzer şey | ||
Genel | spray i. | (tasarım, bezeme, broş) aranje edilen şey | ||
Genel | spray i. | çiçek veya yaprak demetine benzer mücevher ürünü | ||
Genel | spray f. | sprey sıkmak | ||
Genel | spray f. | serpmek | ||
Genel | spray f. | püskürtmek (püskürteçle/boya tabancasıyla/spreyle) | ||
Genel | spray f. | dallanmak | ||
Genel | spray f. | dallanıp budaklanmak | ||
Genel | spray f. | bir sıvıyı sprey formda boşaltmak | ||
Genel | spray f. | (bölgesini işaretlemek için) nesnelerin üzerine çiş yapmak | ||
Technical | ||||
Teknik | spray i. | fısfıs | ||
Teknik | spray i. | püskürtme aleti | ||
Teknik | spray i. | püskürtgeç | ||
Teknik | spray i. | püskürtü | ||
Teknik | spray i. | döküm kalıbına ait kenar oluğu | ||
Teknik | spray i. | döküm kalıbına ait ek çıkış noktası | ||
Teknik | spray i. | cüruflu halde bulunan döküm grubu | ||
Teknik | spray f. | püskürmek | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | spray f. | (atış oyunlarında) taramak | ||
Dyeing | ||||
Boyacılık | spray i. | çok açık bir mavimsi yeşil tonu | ||
Marine | ||||
Denizcilik | spray i. | kırılma sırasında sıçrayan su damlacıkları | ||
Medical | ||||
Medikal | spray i. | püskürtme | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | spray i. | püskürteç | ||
Chemistry | ||||
Kimya | spray i. | böcek ilacı uygulama | ||
Kimya | spray i. | böcek ilacı | ||
Kimya | spray i. | haşere öldürücü ilaç | ||
Military | ||||
Askeri | spray f. | düzensiz ateşlemek | ||
Askeri | spray f. | taramak | ||
Askeri | spray f. | mermi yağmuruna tutmak | ||
Askeri | spray f. | mermi saçmak |