çözünebilir - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çözünebilir



"çözünebilir" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çözünebilir resoluble s.
Technical
çözünebilir dissoluble s.
çözünebilir solvable s.
çözünebilir resoluble s.
Archaic
çözünebilir solvible s.

"çözünebilir" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çözünebilir olma dissolubleness i.
içinden su geçirerek ilacın çözünebilir bileşenlerini çıkarma percolation i.
çözünebilir madde soluble i.
nişastanın çözünebilir bölümü dağıldığında geriye kalan ince tabaka starch cellulose i.
toprakta çözünebilir biodegradable s.
Technical
aktif çözünebilir tuz içeriği active soluble salts content i.
çözünebilir metal soluble metal i.
çözünebilir mum maçaları soluble wax cores i.
çözünebilir kahve instant coffee i.
çözünebilir silikat soluble silicate i.
çözünebilir kuru madde içeriği soluble solids content i.
dirimsel çözünebilir gereçler bioresorvable materials i.
kaynar suda çözünebilir madde matter soluble in boiling water i.
suda çözünebilir magnezyum tuzu water-soluble magnesium salt i.
suda çözünebilir boyaların çözelti kararlılığı solution stability of water-soluble dyes i.
suda çözünebilir boyaların uygulama çözünürlüğü application solubility of water-soluble dyes i.
çözünebilir madde solvend i.
(bitki veya hayvana ait) çözünebilir bileşenleri sıvıyla ısıtarak çıkarmak digest f.
dirimsel çözünebilir bioresorvable s.
suda çözünebilir water-soluble s.
Medical
çözünebilir tablet soluble tablet i.
çözünebilir granüle-toz bitkisel çay instant herbal tea i.
Food Engineering
çözünebilir yağlı süt tozu instant whole milk powder i.
katı haldeki çözünebilir çay instant tea in solid form i.
Gastronomy
çözünebilir çay instant tea i.
Chemistry
asitte çözünebilir kalsiyum acid-soluble calcium i.
çözünebilir sülfat soluble sulphate i.
suda çözünebilir karbonhidrat water-soluble carbohydrate i.
afyonda bulunan, sarı amorf bir madde olarak elde edilen ve kolay çözünebilir bir alkaloit meconidine i.
soluk sarı renkli çözünebilir kristal bir katı brezilin i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glaubers salt i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glauber's salt i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glauber's salts i.
suda çözünebilir antioksidan bileşiklerinden oluşan geniş bir grup flavonoid i.
suda çözünebilir kötü kokulu bir gaz silane i.
suda çözünebilir kötü kokulu bir gaz silicon tetrahydride i.
çözünebilir fosforik asit soluble phosphoric acid i.
çözünebilir nitroselüloz soluble cotton i.
çözünebilir nitroselüloz soluble guncotton i.
çözünebilir nitroselüloz soluble nitrocellulose i.
çözünebilir nitroselüloz soluble nitrocotton i.
Biochemistry
raşitizmi önleyen yağda çözünebilir vitamin ergocalciferol i.
bitki ve hayvan dokularında bulunan, suda çözünebilir kristalli ve alkalin bir madde guanidin i.
bitki ve hayvan dokularında bulunan, suda çözünebilir kristalli ve alkalin bir madde iminourea i.
yağda çözünebilir fat-soluble s.
çözünebilir nükleoprotein snp (soluble nucleoprotein) kısalt.
Agriculture
çözünebilir gübrelerin sulama suyuyla uygulanması fertigation i.
çözünebilir kahve soluble coffee i.
Environment
biyolojik olarak çözünebilir atık biodegradable waste i.
doğada çözünebilir atık biodegradable waste i.
elementlerin çözünebilir kısımları soluble portion of elements i.
doğada çözünebilir kirlilik biodegradable pollution i.
doğada çözünebilir biodestructible s.
(atık ürün, ambalajlama malzemesi) çözünebilir degradable s.
toprakta çözünebilir soft s.
Geology
doğal suda ve kurak topraklarda bulunan çözünebilir mineral tuzları alkali i.