Geçmiş

çok iyi olmak

"çok iyi olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	çok iyi olmak	excel f.
Colloquial
2	Konuşma Dili	çok iyi olmak	be the bomb f.
3	Konuşma Dili	çok iyi olmak	(have) got it going on f.
4	Konuşma Dili	çok iyi olmak	slap f.
5	Konuşma Dili	çok iyi olmak	go hard f.
Idioms
6	Deyim	çok iyi olmak	be good news f.

"çok iyi olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	çok iyi bir şey olmak	be quite something f.
2	Genel	-den çok iyi olmak	outclass f.
3	Genel	çok iyi bir pozisyonda olmak	fly high f.
4	Genel	aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak	be great at anything he/she sets one's mind to f.
5	Genel	çok iyi kondisyonda/durumda olmak	be in great shape f.
Phrasals
6	Öbek Fiiller	(bir şeyde) çok iyi olmak	excel at (something) f.
7	Öbek Fiiller	(bir şeyde) çok iyi olmak	excel in (something) f.
Colloquial
8	Konuşma Dili	işinde çok iyi olmak	be very good at what he/she does f.
9	Konuşma Dili	(bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak	have it (all) over someone or something (in something) f.
10	Konuşma Dili	bir şeyden çok daha iyi olmak	that beats something all to pieces [rural] f.
11	Konuşma Dili	bir konuda/bir şeyi yapmada çok iyi olmak	be a great one for something/for doing something f.
12	Konuşma Dili	kopmak (çok iyi olmak)	jump f.
13	Konuşma Dili	bir şeyin çok iyi bir örneği olmak	be no mean... f.
Idioms
14	Deyim	bir konuda çok iyi olmak	be a great one for (doing something) f.
15	Deyim	çok iyi/süper olmak	be (the) bomb f.
16	Deyim	çok iyi/süper olmak	be the bomb [us] f.
17	Deyim	mükemmel/çok iyi olmak	be the business f.
18	Deyim	araları çok iyi olmak	be as thick as thieves f.
19	Deyim	birinden çok daha iyi olmak	be streets ahead of someone f.
20	Deyim	birinden çok daha iyi olmak	stand head and shoulders above someone f.
21	Deyim	bir şeyi çok iyi yapıyor/yapabiliyor olmak	have down to a science f.
22	Deyim	bir şeyde çok iyi olmak	be a dab hand f.
23	Deyim	çok iyi durumda olmak	be in the pink of condition f.
24	Deyim	çok iyi durumda olmak	live on the fat of the land f.
25	Deyim	çok iyi niyetli olmak	not to have a bad bone in one's body f.
26	Deyim	kitabını yazmış olmak (çok iyi bilmek)	wrote the book on something f.
27	Deyim	(diğerlerinden) çok daha iyi olmak	knock spots off somebody/something f.
28	Deyim	-den çok daha iyi olmak	stand head and shoulders above f.
29	Deyim	çok elverişli/iyi durumda olmak	have an easy time of it f.
30	Deyim	çok elverişli/iyi konumda olmak	have an easy time of it f.
31	Deyim	çok iyi özelliklere sahip olmak	have (someone's or something's) good points f.
32	Deyim	sayılarla arası çok iyi olmak	have a head for figures f.
33	Deyim	benzerlerinden çok daha iyi, büyük olmak	be in a different league f.
34	Deyim	çok iyi farkında olmak	know full well f.
35	Deyim	(biri/bir şey) hakkında çok iyi düşüncelere sahip olmak	think greatly of (someone or something) f.
36	Deyim	(biri/bir şey) hakkında çok iyi görüşleri olmak	think greatly of (someone or something) f.
37	Deyim	(bir şeyden) çok daha iyi olmak	beat (something) all to pieces f.
38	Deyim	(bir şeyde) birinden ya da bir şeyden çok iyi olmak	have it (all) over someone or something (in something) f.
39	Deyim	birinden çok daha iyi olmak	have (got) it all over f.
40	Deyim	birinden çok daha iyi olmak	have it all over (someone) f.
41	Deyim	(birinin/bir şeyin) çok iyi bir örneği olmak	be a shining example (of someone or something) f.
42	Deyim	çok iyi gitmek/olmak	be all roses f.
43	Deyim	çok iyi gitmek/olmak	be a bed of roses f.
44	Deyim	yakıt tasarrufu çok iyi olmak	run off smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
45	Deyim	yakıt tasarrufu çok iyi olmak	run on the smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
46	Deyim	çok iyi bir ünü/şöhreti olmak	bat one thousand f.
47	Deyim	çok iyi bir özgeçmişi olmak	bat one thousand f.
48	Deyim	bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak	be a dab hand at something/at doing something [uk] f.
49	Deyim	çok iyi bir örnek olmak	be a shining example f.
50	Deyim	(birinin/bir şeyin) çok iyi bir örneği olmak	be a shining example (of somebody/something) f.
51	Deyim	çok iyi bir örnek olmak	be a shining light f.
52	Deyim	dıştan çok iyi/parlak görünüp içi fos olmak	be all fur coat and no knickers f.
53	Deyim	çok iyi (bir şey) olmak	be no mean (something) f.
54	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	be streets ahead (of somebody/something) [uk] f.
55	Deyim	birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak	beat somebody/something hollow f.
56	Deyim	görüş açısı/manzarası çok iyi olmak	have a ringside seat f.
57	Deyim	görüş açısı/manzarası çok iyi olmak	have a ringside view f.
58	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	knock (the) spots off (someone or something) [uk/australia] f.
59	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	knock the socks off (someone or something) f.
60	Deyim	yakıt tasarrufu çok iyi olmak	run off the smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
61	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	stand head and shoulders above (someone or something) f.
62	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	stay head and shoulders above (someone or something) f.
63	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	tower head and shoulders above (someone or something) f.
64	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha iyi olmak	tower head and shoulders over (someone or something) f.
Slang
65	Argo	kafası çok iyi olmak	feel groovy f.