Geçmiş

'-e vermek

"'-e vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	'-e vermek	apply to f.
2	Öbek Fiiller	'-e vermek	award to f.
3	Öbek Fiiller	'-e vermek	consign to f.
4	Öbek Fiiller	'-e vermek	leave to f.

"'-e vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	-e vermek	bestow upon f.
2	Genel	-e vermek	bestow on f.
3	Genel	-e şekil vermek	hammer out f.
4	Genel	-e ağırlık vermek	feature f.
5	Genel	-e yüz vermek	indulge f.
6	Genel	-e anlam vermek	make of f.
7	Genel	-e yeni bir biçim vermek	remodel f.
8	Genel	-e fazla iş vermek	overburden f.
9	Genel	-e karşılık vermek	reciprocate f.
10	Genel	-e bir şekil vermek	shape f.
11	Genel	-e çok değer vermek	prize f.
12	Genel	-e para vermek	put into f.
13	Genel	-e ... adını vermek	term f.
14	Genel	-e ağırlık vermek	work on f.
15	Genel	-e özel ders vermek	coach f.
16	Genel	-e şeref vermek	honor f.
17	Genel	-e önem vermek	take cognizance of f.
18	Genel	-e ziyafet vermek	wine and dine f.
19	Genel	-e vermek	vest in f.
20	Genel	-e karşı savaşım vermek	crusade against f.
21	Genel	-e ilişkin bilgi vermek	give insight into f.
22	Genel	-e kulak vermek	pay attention to f.
23	Genel	-e tepki vermek	react f.
24	Genel	-e tepki vermek	give reaction f.
25	Genel	-e tepki vermek	respond f.
26	Genel	-e karşı garanti vermek	guarantee against something f.
27	Genel	…e şeref vermek	honour f.
28	Genel	-e cevap vermek	yield to f.
29	Genel	-e karşı öğüt vermek	disadvise f.
30	Genel	'-e karşı tavsiye vermek	disadvise f.
Phrasals
31	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine (something) against (someone or something) f.
32	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine something against someone or something f.
33	Öbek Fiiller	-e vermek	put down f.
34	Öbek Fiiller	-e vermek	put (something) down to (something else) f.
35	Öbek Fiiller	-e vermek	put something down to something f.
36	Öbek Fiiller	-e vermek	set something down to something f.
37	Öbek Fiiller	-e vermek	set down f.
38	Öbek Fiiller	-e vermek	set down f.
39	Öbek Fiiller	-e vermek	set down to f.
40	Öbek Fiiller	-e yer vermek	work in f.
41	Öbek Fiiller	'-e karar vermek	pitch on f.
42	Öbek Fiiller	'-e karar vermek	pitch upon f.
43	Öbek Fiiller	'-e çırak olarak vermek	apprentice (one) to f.
44	Öbek Fiiller	'-e çırak olarak vermek	apprentice to f.
45	Öbek Fiiller	(bir şeyin) sorumluluğunu '-e vermek	assign (something) to f.
46	Öbek Fiiller	'-e ödül vermek	award to f.
47	Öbek Fiiller	'-e mükafat vermek	award to f.
48	Öbek Fiiller	-e evlilik sözü vermek	betroth to f.
49	Öbek Fiiller	-e ara vermek	break for f.
50	Öbek Fiiller	-e taviz vermek	capitulate to f.
51	Öbek Fiiller	-e bir toprak vermek/bırakmak	cede to f.
52	Öbek Fiiller	-e bir arazi vermek/bırakmak	cede to f.
53	Öbek Fiiller	'-e karşı el ele vermek	combine against f.
54	Öbek Fiiller	'-e katılacağına dair söz vermek	commit for f.
55	Öbek Fiiller	-e karar vermek	decide for f.
56	Öbek Fiiller	'e bir görev vermek/yüklemek	delegate to f.
57	Öbek Fiiller	-e vermek	deliver up to f.
58	Öbek Fiiller	-e bir görev vermek	detail to f.
59	Öbek Fiiller	-e vermek	distribute to f.
60	Öbek Fiiller	-e kötü bir haber vermek	drop on f.
61	Öbek Fiiller	-e geri vermek	feed back to f.
62	Öbek Fiiller	-e geçici olarak son vermek	freeze on f.
63	Öbek Fiiller	-'e karşı garanti vermek	guarantee against f.
64	Öbek Fiiller	-e elden vermek	hand to f.
65	Öbek Fiiller	-e kulak vermek	hearken to f.
66	Öbek Fiiller	-e işaret vermek	indicate to f.
67	Öbek Fiiller	'-e sinyal vermek	indicate to f.
68	Öbek Fiiller	'-e bol keseden (bir şey) vermek/sunmak	lavish on f.
69	Öbek Fiiller	'-e kiraya vermek	lease to f.
70	Öbek Fiiller	'-e vurmasına izin vermek	let at f.
71	Öbek Fiiller	'-e yol vermek	let go of f.
72	Öbek Fiiller	-e ödünç vermek	loan to f.
73	Öbek Fiiller	-e çıkmasına izin vermek	permit up to f.
74	Öbek Fiiller	'-e tırmanmasına izin vermek	permit up to f.
75	Öbek Fiiller	'-e doğru rota vermek	pilot into f.
76	Öbek Fiiller	-e söz vermek	promise to f.
77	Öbek Fiiller	-e vermek	put down to f.
78	Öbek Fiiller	-e bir konuyu bildirmek/haber vermek	raise with f.
79	Öbek Fiiller	-e yeniden basıp vermek	reissue to f.
80	Öbek Fiiller	-e aktarmak/vermek	relay to f.
81	Öbek Fiiller	-e vermek	release to f.
82	Öbek Fiiller	-e vermek	relinquish to f.
83	Öbek Fiiller	-e bir yetki vermek	rest in f.
84	Öbek Fiiller	-e bir hak vermek	rest in f.
85	Öbek Fiiller	-e bir şeyin kontrolünü vermek	rest in f.
86	Öbek Fiiller	-e karşılık vermek	return for f.
87	Öbek Fiiller	-e iade etmek/geri vermek	run back to f.
88	Öbek Fiiller	-e vermek	stake to f.
89	Öbek Fiiller	-e ödünç/hediye vermek	stake to f.
90	Öbek Fiiller	-e borç vermek	stake to f.
91	Öbek Fiiller	'-e para vermek	stake to f.
92	Öbek Fiiller	-e fikir vermek	suggest to f.
93	Öbek Fiiller	-e karşı yeminli ifade vermek	swear out against f.
Colloquial
94	Konuşma Dili	'-e rapor vermek	answer to f.
95	Konuşma Dili	'-e haber vermek	answer to f.
96	Konuşma Dili	'-e izahat vermek	answer to f.
97	Konuşma Dili	-e vermek	chalk it up to f.
Idioms
98	Deyim	kendini -e vermek	abandon oneself to f.
99	Deyim	-e kendi adını vermek	give your name to f.
100	Deyim	'-e bir son vermek	put a stopper on f.
101	Deyim	'-e bir son vermek	put the stopper on f.
102	Deyim	-e gurur vermek	do credit to f.
103	Deyim	-e veresiye vermek	extend credit to f.
104	Deyim	-e kredi vermek	extend credit to f.
105	Deyim	'-e güç vermek	give teeth to f.
106	Deyim	'-e yol vermek	let loose of f.
107	Deyim	'-e sıkıntı vermek	make it hot for f.
108	Deyim	-e evlenme sözü vermek	plight troth to f.
109	Deyim	-e söz vermek	plight troth to f.
110	Deyim	-e kendini vermek	pour oneself into f.
111	Deyim	-e bir son vermek	put the mockers on [uk] f.
112	Deyim	-e bir son vermek	put the mocks on [australia] f.
113	Deyim	-e son vermek	ring down the curtain on f.
114	Deyim	-e büyük önem vermek	set great store by f.
Archaic
115	Eski Kullanım	'-e fazla iş vermek	overburthen f.
Slang
116	Argo	-e zarar vermek	do a job on f.
117	Argo	-e zarar vermek	do a number on f.
118	Argo	'-e kulak vermek	get a load of f.
119	Argo	-e sıkıntı vermek	give hell to f.