Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
(bir şeye) katmak
"(bir şeye) katmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir şeye) katmak
integrate into (something)
f.
2
Öbek Fiiller
(bir şeye) katmak
merge into (something)
f.
"(bir şeye) katmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(birini) bir şeye katmak/dahil etmek
absorb someone in something
f.
2
Öbek Fiiller
(birini) bir şeye katmak/dahil etmek
absorb someone into something
f.
3
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) katmak/eklemek
add (something) into (something)
f.
4
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) katmak/eklemek
add something into something
f.
5
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) katmak/eklemek
add (something) in
f.
6
Öbek Fiiller
bir kimseyi bir şeye katmak/dahil etmek/bağlamak
wed someone to something
f.
7
Öbek Fiiller
(bir şeye) renk katmak
grace with (something)
f.
8
Öbek Fiiller
(bir şeye) güzellik katmak
grace with (something)
f.
9
Öbek Fiiller
bir şeye bir şeyle renk katmak
grace something with something
f.
10
Öbek Fiiller
bir şeye varlığıyla renk katmak
grace something with something
f.
11
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) katmak
mix (one) up in (something)
f.
12
Öbek Fiiller
bir duruma/şeye mizah, heyecan katmak
inject something into something
f.
13
Öbek Fiiller
bir şeye su katmak
water something down
f.
14
Öbek Fiiller
(bir şeye) zorla katmak
work into (something)
f.
15
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şeyle) renk katmak
adorn (someone or something) with (something)
f.
16
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şeyle) renk katmak
adorn (someone or something) with (something)
f.
17
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şey) katmak
endow (someone or something) with (something)
f.
18
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeye katmak/dahil etmek
engage someone or something in something
f.
19
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) dahil etmek/katmak
engage (one) in (something)
f.
20
Öbek Fiiller
(bir şeye) almak/katmak/eklemek
enlist for (something)
f.
21
Öbek Fiiller
(bir şeye) almak/katmak/eklemek
enlist in (something)
f.
22
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) sokmak/katmak
include (one) in (something)
f.
23
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) katmak
instill (something) in (something)
f.
24
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) katmak
instill (something) into (something)
f.
25
Öbek Fiiller
bir şeye bir şey katmak
interject something into something
f.
26
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeye katmak
intermingle something with something
f.
27
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şey) eklemek/katmak
introduce (something) into (something)
f.
28
Öbek Fiiller
birine/bir şeye renk katmak
jazz someone/something up
f.
29
Öbek Fiiller
(bir şeye bir şeyle) hafif renk vermek/katmak
tinge (something) with (something)
f.
Colloquial
30
Konuşma Dili
(bir şeye) ilaç katmak
hocus (something)
f.
Idioms
31
Deyim
hayata (veya bir şeye) renk/çeşni katmak
be the spice of life
f.
32
Deyim
(bir şeye) farklı bir yorum katmak
put a different complexion on (something)
f.
33
Deyim
(bir şeye) yeni bir yorum katmak
put a new complexion on (something)
f.
34
Deyim
(bir şeye) yeni/farklı yorum katmak
put a new/different complexion on something
f.
35
Deyim
(bir şeye) perspektif katmak
have (something) in perspective
f.
36
Deyim
(bir şeye) kendi yorumunu/dokunuşunu katmak
put (one's) seal to (something)
f.
37
Deyim
(birine ya da bir şeye) renk katmak
bring (someone or something) alive
f.
38
Deyim
birine ya da bir şeye renk katmak
bring something alive
f.
39
Deyim
bir şeye can katmak
breathe life into something
f.
40
Deyim
bir şeye renk katmak
breathe life into something
f.
41
Deyim
bir şeye hareket katmak
bring something back to life
f.
42
Deyim
bir şeye canlılık katmak
bring something back to life
f.
43
Deyim
birine/bir şeye renk katmak/renklendirmek
bring somebody/something to life
f.
44
Deyim
birine/bir şeye renk katmak/renklendirmek
bring someone or something to life
f.
45
Deyim
(birine/bir şeye) şaibe katmak
cast doubt (on someone or something)
f.
46
Deyim
(birine/bir şeye) şaibe katmak
cast doubts (on someone or something)
f.
47
Deyim
(birine/bir şeye) şaibe katmak
cast doubt on (someone or something)
f.
48
Deyim
(bir şeye) renk katmak
give color to (something)
f.
49
Deyim
(bir şeye) güvenilirlik katmak
give currency (to something)
f.
50
Deyim
(bir şeye) gerçeklik katmak
give currency (to something)
f.
Chemistry
51
Kimya
(bir şeye) cıva katmak
mercurate
f.
Modern Slang
52
Modern Argo
alkolsüz bir şeye alkol katmak
alcoholify
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeye) katmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy