Geçmiş

all of (something)

"all of (something)" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	all of (something) expr.	tüm (bir şey)
2	Konuşma Dili	all of (something) expr.	(bir şeyin) tümü/hepsi
3	Konuşma Dili	all of (something) expr.	sadece (bir şey)
4	Konuşma Dili	all of (something) expr.	yalnızca (bir şey)
5	Konuşma Dili	all of (something) expr.	topu topu (bir şey)
6	Konuşma Dili	all of (something) expr.	en aşağı (bir şey)
7	Konuşma Dili	all of (something) expr.	en az (bir şey)
8	Konuşma Dili	all of (something) expr.	tüm (bir şey)
9	Konuşma Dili	all of (something) expr.	(bir şeyin) tümü/hepsi
10	Konuşma Dili	all of (something) expr.	sadece (bir şey)
11	Konuşma Dili	all of (something) expr.	yalnızca (bir şey)
12	Konuşma Dili	all of (something) expr.	topu topu (bir şey)
13	Konuşma Dili	all of (something) expr.	en aşağı (bir şey)
14	Konuşma Dili	all of (something) expr.	en az (bir şey)

"all of (something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	examine all parts of something f.	derinlemesine incelemek
2	Genel	can't help speaking highly of something/someone all the time f.	anlata anlata bitirememek
3	Genel	support someone in all aspects of something f.	birisine bir şeyin her alanında destek olmak
4	Genel	support someone in all aspects of something f.	birisine bir şeyin her alanında yardım etmek
Colloquial
5	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her çeşit insan/şey
6	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her türlü insan/şey
7	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her nevi insan/şey
8	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her tür insan/şey
9	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	envai çeşit insan/şey
10	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	çeşit çeşit insan/şey
11	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	türlü türlü insan/şey
12	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	birçok farklı türde insan/şey
13	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her çeşit insan/şey
14	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her türlü insan/şey
15	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her nevi insan/şey
16	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her tür insan/şey
17	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	envai çeşit insan/şey
18	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	çeşit çeşit insan/şey
19	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	türlü türlü insan/şey
20	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	birçok farklı türde insan/şey
21	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle aynı
22	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle tutarlı
23	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle bağıntılı
24	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle uyumlu
25	Konuşma Dili	all of something expr.	hiç değilse bir şey
26	Konuşma Dili	all of something expr.	en az bir şey
27	Konuşma Dili	all of something expr.	en aşağı bir şey
28	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her çeşit insan/şey
29	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her türlü insan/şey
30	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her nevi insan/şey
31	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	her tür insan/şey
32	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	envai çeşit insan/şey
33	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	çeşit çeşit insan/şey
34	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	türlü türlü insan/şey
35	Konuşma Dili	all manner of someone or something expr.	birçok farklı türde insan/şey
36	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her çeşit insan/şey
37	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her türlü insan/şey
38	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her nevi insan/şey
39	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	her tür insan/şey
40	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	envai çeşit insan/şey
41	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	çeşit çeşit insan/şey
42	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	türlü türlü insan/şey
43	Konuşma Dili	all manner of somebody/something expr.	birçok farklı türde insan/şey
44	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle aynı
45	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle tutarlı
46	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle bağıntılı
47	Konuşma Dili	all of a piece with something expr.	bir şeyle uyumlu
48	Konuşma Dili	all of something expr.	hiç değilse bir şey
49	Konuşma Dili	all of something expr.	en az bir şey
50	Konuşma Dili	all of something expr.	en aşağı bir şey
Idioms
51	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) en büyüğü
52	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) en büyüğü
53	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) en irisi
54	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) en irisi
55	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) uç örneği
56	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) uç örneği
57	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) şahı
58	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) şahı
59	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) kralı
60	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) kralı
61	Deyim	the mother of all (something) i.	(bir şeyin) en iyisi
62	Deyim	the father of all (something) i.	(bir şeyin) en iyisi
63	Deyim	the mother and father of all (something) i.	(bir şeyin) en büyüğü
64	Deyim	the mother and father of all (something) i.	(bir şeyin) en uç noktası
65	Deyim	the mother and father of all (something) i.	(bir şeyin) en esaslısı
66	Deyim	the mother and father of all (something) i.	(bir şeyin) en üst düzeydeki örneği
67	Deyim	the mother and father of all (something) i.	(bir şeyin) atası
68	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) kilit noktası
69	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) can alıcı noktası
70	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli şeyi
71	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli amacı
72	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli faktörü
73	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli öğesi
74	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli etmeni
75	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) olmazsa olmazı
76	Deyim	have all the makings of something f.	bir şey için gereken tüm özellikleri içinde barındırmak
77	Deyim	have all the makings of something f.	bir şeyin tüm özelliklerini içinde barındırmak
78	Deyim	blow something out of all proportion f.	çok abartmak
79	Deyim	blow something out of all proportion f.	pireyi deve yapmak
80	Deyim	blow something out of all proportion f.	pireden deve yapmak
81	Deyim	have all the hallmarks of somebody/something f.	birinin ya da bir şeyin tüm özelliklerini göstermek
82	Deyim	have all the hallmarks of somebody/something f.	birinin ya da bir şeyin tüm emarelerini göstermek
83	Deyim	be (all) a matter of something/doing something f.	(tamamen) bir şey/bir şey yapma meselesi olmak
84	Deyim	be (all) a matter of something/doing something f.	(tamamen) bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak
85	Deyim	be (all) in favour of something/of doing something f.	bir şeyi/bir şeyi yapmayı desteklemek
86	Deyim	be (all) in favour of something/of doing something f.	bir şeyin/bir şey yapmanın destekçisi olmak
87	Deyim	be (all) in favour of something/of doing something f.	bir şeyden/bir şeyi yapmaktan yana olmak
88	Deyim	have all the hallmarks of (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) tüm özelliklerini göstermek
89	Deyim	have all the hallmarks of (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) tüm emarelerini göstermek
90	Deyim	(all) of a piece (with something) s.	(bir şeyle) aynı özelliklere sahip
91	Deyim	(all) of a piece (with something) s.	(bir şeyle) aynı özellikleri taşıyan
92	Deyim	(all) of a piece (with something) s.	(bir şeyle) bağıntılı
93	Deyim	(all) of a piece (with something) s.	(bir şeyle) aynı
94	Deyim	(all) of a piece (with something) s.	(bir şeyle) tutarlı
95	Deyim	by all means of (something) expr.	(bir şeyin) her yolunu/yöntemini deneyerek
96	Deyim	by all means of (something) expr.	(bir şeyin) her yolunu/yöntemini kullanarak
97	Deyim	by all means of (something) expr.	(bir şeyi) mümkün olan her şekilde deneyerek
98	Deyim	by all means of (something) expr.	(bir şeyin) mümkün olan her yoluyla/yöntemiyle