İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Genel | ||||
Genel | amazement i. | şaşkınlık | ||
He ran into the room with amazement. Şaşkınlıkla odaya doğru koştu. More Sentences |
||||
Genel | amazement i. | hayret |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Genel | ||||
Genel | in amazement zf. | şaşkınlık içinde | ||
We both smiled in amazement. İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik. More Sentences |
||||
Genel | in amazement zf. | hayret içinde | ||
Tom watched in amazement. Tom hayretler içinde izledi. More Sentences |
||||
Genel | be lost in amazement f. | hayretler içinde kalmak | ||
Genel | be unable to hide one's amazement f. | şaşkınlığını gizleyememek | ||
Genel | arouse amazement f. | şaşkınlık uyandırmak | ||
Genel | arouse amazement f. | hayret uyandırmak | ||
Genel | be open-mouthed with amazement f. | parmak ısırmak | ||
Genel | be open-mouthed with amazement f. | parmağı ağzında kalmak | ||
Genel | in amazement zf. | afal afal | ||
Genel | in amazement zf. | hayret içerisinde |