Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
an old
"an old"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Modern Slang
1
Modern Argo
an old
i.
30 yaş üstü kimse
2
Modern Argo
an old
i.
yaşlı/yaşı büyük kimse
"an old"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 235 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
an old flame
i.
göz ağrısı
2
Genel
an old banger
i.
külüstür
3
Genel
an old motel
i.
eski bir motel
4
Genel
an old table game like domino
i.
aznif
5
Genel
anam cara (soul friend) (an old gaelic word)
i.
ruh arkadaşı
6
Genel
be an old hand at
f.
bir konuda bayağı tecrübeli olmak
7
Genel
be an old hand at something
f.
(bir işin) kurdu olmak
8
Genel
hook up with an old flame
f.
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak
9
Genel
run across an old friend
f.
eski bir dosta rastlamak
10
Genel
become an old maid
f.
evde kalmak
11
Genel
become an old maid
f.
evde kalmış olmak (kadın)
12
Genel
visit an old friend
f.
eski bir arkadaşı ziyaret etmek
Proverb
13
Atasözü
an old poacher makes the best gamekeeper
i.
dinsizin hakkından imansız gelir
14
Atasözü
an old poacher makes the best gamekeeper
i.
dinsizin hakkından imansız gelir
15
Atasözü
there's many a good tune played on an old fiddle
yaşlılar çok yetenekli olabilir
16
Atasözü
you can not teach an old dog a new trick
huylu huyundan vazgeçmez
17
Atasözü
you can not teach an old dog a new trick
can çıkar huy çıkmaz
18
Atasözü
you can not teach an old dog a new trick
kırk yıllık kani olur mu yani
19
Atasözü
better be an old man's darling than a young man's slave
genç bir adamın kölesi olmaktansa yaşlı birinin sevgilisi olmak yeğdir
20
Atasözü
you can't teach an old dog new tricks
eski köye yeni adet getiremezsin
21
Atasözü
you can't teach an old dog new tricks
yaşlı köpeğe yeni numara öğretemezsin
22
Atasözü
you cannot teach an old dog new tricks
huylu huyundan vazgeçmez
23
Atasözü
you cannot teach an old dog new tricks
eski köye yeni adet getiremezsin
24
Atasözü
you can't teach an old dog new tricks
huylu huyundan vazgeçmez
25
Atasözü
you cannot teach an old dog new tricks
yaşlı köpeğe yeni numara öğretemezsin
26
Atasözü
there's no fool like an old fool
yaşlı bir ahmak / budala gibisi yoktur
27
Atasözü
there's no fool like an old fool
(dünyaya) aptal geldi aptal gider/gidecek/gidiyor
28
Atasözü
you can not teach an old dog new tricks
ağaç yaşken eğilir
29
Atasözü
you can't put an old head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
30
Atasözü
you can't put an old head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
31
Atasözü
you can't put an old head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
32
Atasözü
you can't put new wine into an old wineskin
eski köye yeni adet olmaz
33
Atasözü
you can't put new wine into an old wineskin
eski köye yeni adet getiremezsin
34
Atasözü
you can't put new wine in an old wineskin
eski köye yeni adet olmaz
35
Atasözü
you can't put new wine in an old wineskin
eski köye yeni adet getiremezsin
36
Atasözü
you can't put new wine in an old bottle
eski köye yeni adet olmaz
37
Atasözü
you can't put new wine into an old bottle
eski köye yeni adet olmaz
Colloquial
38
Konuşma Dili
an old movie
i.
eski bir film
39
Konuşma Dili
an old maid
i.
kız kurusu
40
Konuşma Dili
an old boy
i.
moruk
41
Konuşma Dili
an old lady living alone
i.
tek başına yaşayan yaşlı bir kadın
42
Konuşma Dili
an old boy
i.
yaşlı adam
43
Konuşma Dili
an old bat [uk]
i.
aptal bunak/ihtiyar
44
Konuşma Dili
an old bat [uk]
i.
sinir bozucu bunak/ihtiyar
45
Konuşma Dili
an old bat [uk]
i.
yaşlı bunak/moruk
46
Konuşma Dili
an old dear
i.
yaşlı kadın
47
Konuşma Dili
an old dear
i.
ihtiyar kadın
48
Konuşma Dili
an old dear
i.
ihtiyar
49
Konuşma Dili
an old one
i.
bilindik bir şaka
50
Konuşma Dili
an old one
i.
bilinen bir şaka
51
Konuşma Dili
an old one
i.
eski bir şaka/espri
52
Konuşma Dili
an old one
i.
alışılagelmiş bir şaka/espri
53
Konuşma Dili
an old maid
expr.
evde kalmış
Idioms
54
Deyim
a bad quarter of an hour [old-fashioned]
i.
nahoş bir an
55
Deyim
a bad quarter of an hour [old-fashioned]
i.
sinir bozucu bir an
56
Deyim
a bad quarter of an hour [old-fashioned]
i.
zorlayıcı bir an
57
Deyim
a bad quarter of an hour [old-fashioned]
i.
tatsız bir an
58
Deyim
an old hand
i.
alaylı
59
Deyim
an old hand
i.
bilgili kişi
60
Deyim
an old hand
i.
bir işte çok deneyimli kişi
61
Deyim
an old hand
i.
eski toprak
62
Deyim
an old flame
i.
eski aşk
63
Deyim
an old flame
i.
eski flört
64
Deyim
an old flame
i.
eski sevgili
65
Deyim
an old hand
i.
eski tüfek
66
Deyim
an old flame
i.
ilk göz ağrısı
67
Deyim
an old girl
i.
ihtiyar kadın
68
Deyim
an old chestnut
i.
kabak tadı vermiş konu/şaka
69
Deyim
an old wives' tale
i.
kocakarı inancı
70
Deyim
an old girl
i.
yaşlı kadın
71
Deyim
an old chestnut
i.
temcit pilavı gibi sürekli tekrarlanan şey
72
Deyim
an old chestnut
i.
klişeleşmiş şey
73
Deyim
an old chestnut
i.
artık bıkkınlık veren şey
74
Deyim
an old fogey
i.
eski kafalı kimse
75
Deyim
an old fogey
i.
tutucu kimse
76
Deyim
an old fogey
i.
geleneksel görüşleri, fikirleri olan kimse
77
Deyim
an old fogey
i.
geri kafalı kimse
78
Deyim
an old fogey
i.
dar görüşlü kimse
79
Deyim
an old fogy
i.
eski kafalı kimse
80
Deyim
an old fogy
i.
tutucu kimse
81
Deyim
an old fogy
i.
geleneksel görüşleri, fikirleri olan kimse
82
Deyim
an old fogy
i.
geri kafalı kimse
83
Deyim
an old fogy
i.
dar görüşlü kimse
84
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir şeyde/bir şey yapmada) deneyimli kimse
85
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir konuda) bilgili kimse
86
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir konuda) çok tecrübeli kimse
87
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir işin) kurdu
88
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir alanda) çok becerikli kimse
89
Deyim
an old head on young shoulders
i.
olgun genç
90
Deyim
an old head on young shoulders
i.
genç yaşına rağmen olgun kimse
91
Deyim
an old head on young shoulders
i.
yetişkin gibi davranan/konuşan genç
92
Deyim
an old head on young shoulders
i.
büyümüş de küçülmüş
93
Deyim
an old shoe
i.
çok tanıdık
94
Deyim
an old shoe
i.
çok aşina
95
Deyim
an old shoe
i.
çok rahat
96
Deyim
an old shoe
i.
eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat
97
Deyim
an old stick in the mud
i.
uyuz/uyuşuk tip
98
Deyim
an old stick in the mud
i.
mıymıntı
99
Deyim
an old stick in the mud
i.
sıkıcı tip
100
Deyim
an old stick in the mud
i.
örümcek kafalı kimse
101
Deyim
an old stick in the mud
i.
eski/geri kafalı kimse
102
Deyim
an old wives' tale
i.
batıl inanç
103
Deyim
an old wives' tale
i.
kocakarı masalı
104
Deyim
an old chestnut
i.
temcit pilavı gibi sürekli tekrarlanan şey
105
Deyim
an old chestnut
i.
klişeleşmiş şey
106
Deyim
an old chestnut
i.
artık bıkkınlık veren şey
107
Deyim
an old fogey
i.
eski kafalı kimse
108
Deyim
an old fogey
i.
tutucu kimse
109
Deyim
an old fogey
i.
geleneksel görüşleri, fikirleri olan kimse
110
Deyim
an old fogey
i.
geri kafalı kimse
111
Deyim
an old fogey
i.
dar görüşlü kimse
112
Deyim
an old fogy
i.
eski kafalı kimse
113
Deyim
an old fogy
i.
tutucu kimse
114
Deyim
an old fogy
i.
geleneksel görüşleri, fikirleri olan kimse
115
Deyim
an old fogy
i.
geri kafalı kimse
116
Deyim
an old fogy
i.
dar görüşlü kimse
117
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir şeyde/bir şey yapmada) deneyimli kimse
118
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir konuda) bilgili kimse
119
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir konuda) çok tecrübeli kimse
120
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir işin) kurdu
121
Deyim
an old hand (at something/at doing something)
i.
(bir alanda) çok becerikli kimse
122
Deyim
an old head on young shoulders
i.
olgun genç
123
Deyim
an old head on young shoulders
i.
genç yaşına rağmen olgun kimse
124
Deyim
an old head on young shoulders
i.
yetişkin gibi davranan/konuşan genç
125
Deyim
an old head on young shoulders
i.
büyümüş de küçülmüş
126
Deyim
an old shoe
i.
çok tanıdık
127
Deyim
an old shoe
i.
çok aşina
128
Deyim
an old shoe
i.
çok rahat
129
Deyim
an old shoe
i.
eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat
130
Deyim
an old stick in the mud
i.
uyuz/uyuşuk tip
131
Deyim
an old stick in the mud
i.
mıymıntı
132
Deyim
an old stick in the mud
i.
sıkıcı tip
133
Deyim
an old stick in the mud
i.
örümcek kafalı kimse
134
Deyim
an old stick in the mud
i.
eski/geri kafalı kimse
135
Deyim
an old wives' tale
i.
batıl inanç
136
Deyim
an old wives' tale
i.
kocakarı masalı
137
Deyim
an old flame
i.
eski sevgili
138
Deyim
an old flame
i.
eski aşk
139
Deyim
an old flame
i.
eski flört
140
Deyim
an old chestnut
i.
kabak tadı vermiş konu/şaka
141
Deyim
an old chestnut
i.
bayatlamış konu/şaka
142
Deyim
an old chestnut
i.
defalarca anlatılmış ve artık bir şey ifade etmeyen/komik olmayan konu/şaka
143
Deyim
be an old hand
f.
bir konuda çok tecrübeli olmak
144
Deyim
be an old hand
f.
bir alanda çok becerikli olmak
145
Deyim
sound like an old fart
f.
birine büyüklük taslamak
146
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
çok görüp geçirmek
147
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
çok deneyimli olmak
148
Deyim
wipe out an old score
f.
eski bir hesabı kapatmak
149
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
150
Deyim
wipe out an old score
f.
eski defterleri kapatmak
151
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
görmüş geçirmiş olmak
152
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
sağduyulu olmak
153
Deyim
hook up with an old flame
f.
(eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak
154
Deyim
have an old head on young shoulders
f.
yılların birikimine sahip olmak
155
Deyim
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
f.
(biriyle) arkadaşlık/ahbaplık kurmaya çalışmak
156
Deyim
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
f.
(biriyle) tanışmaya çalışmak
157
Deyim
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
f.
(biriyle) çıkar ilişkisi kurmaya çalışmak
158
Deyim
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
f.
(konumundan yararlanmak için) biriyle tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
159
Deyim
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
f.
(biriyle kendi çıkarı için) tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
160
Deyim
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
evlenmek (bir kadınla)
161
Deyim
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
(birini) karısı olarak almak
162
Deyim
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
bir kadınla evlenerek onun namusunu kurtarmak
163
Deyim
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
bir kadınla namusunu temizlemek için evlenmek
164
Deyim
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
(bir kadını) helali yapmak
165
Deyim
settle an old score (with someone)
f.
(biriyle) eski bir hesabı görmek/halletmek
166
Deyim
settle an old score (with someone)
f.
(birinden) intikam almak
167
Deyim
settle an old score (with someone)
f.
(biriyle) hesaplaşmak
168
Deyim
settle an old score (with someone)
f.
(biriyle) görülmemiş bir hesabı görmek
169
Deyim
settle an old score (with someone)
f.
(biriyle) hesaplaşmak
170
Deyim
teach an old dog new tricks
f.
eski köye yeni adet getirmek
171
Deyim
teach an old dog new tricks
f.
yaşlı köpeğe yeni numara öğretmek
172
Deyim
as common as an old shoe
s.
adi
173
Deyim
common as an old shoe
s.
paçoz
174
Deyim
common as an old shoe
s.
sıradan
175
Deyim
(as) comfortable as an old shoe
s.
aşina
176
Deyim
(as) comfortable as an old shoe
s.
tanıdık
177
Deyim
(as) comfortable as an old shoe
s.
eski/gösterişsiz/iddiasız ama rahat
178
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
dayanıklı
179
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
turp gibi
180
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
metanetli
181
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
soğukkanlı
182
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
duygularını belli etmeyen/göstermeyen
183
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
duygularını gizleyebilen
184
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
inatçı
185
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
kararından dönmeyen
186
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
esneklik göstermeyen
187
Deyim
(as) tough as an old boot
s.
katı
188
Deyim
tough as an old boot
s.
kayış gibi
189
Deyim
tough as an old boot
s.
çok sert
190
Deyim
tough as an old boot
s.
tahta gibi
191
Deyim
tough as an old boot
s.
dayanıklı
192
Deyim
tough as an old boot
s.
çok güçlü
193
Deyim
tough as an old boot
s.
turp gibi
194
Deyim
tough as an old boot
s.
çivi gibi sağlam
195
Deyim
tough as an old boot
s.
duygularını gizleyebilen
196
Deyim
tough as an old boot
s.
soğukkanlı
197
Deyim
tough as an old boot
s.
metanetli
198
Deyim
tough as an old boot
s.
esneklik göstermeyen
199
Deyim
tough as an old boot
s.
duygularını belli etmeyen/göstermeyen
200
Deyim
tough as an old boot
s.
duvar gibi
201
Deyim
it's an old story
expr.
aynı eski hikaye
202
Deyim
as common as an old shoe
expr.
bayağı
203
Deyim
as tough as an old boot
expr.
çok güçlü
204
Deyim
common as an old shoe
expr.
çok adi
205
Deyim
as comfortable as an old shoe
expr.
çok rahat
206
Deyim
as tough as an old boot
expr.
çok sert
207
Deyim
as common as an old shoe
expr.
çok sıradan
208
Deyim
comfortable as an old shoe
expr.
çok rahat
209
Deyim
as common as an old shoe
expr.
görgüsüz
210
Deyim
common as an old shoe
expr.
görgüsüz
211
Deyim
as tough as an old boot
expr.
kayış gibi (et)
212
Deyim
as common as an old shoe
expr.
paçoz
213
Deyim
no fool like an old fool
expr.
(dünyaya) aptal geldi aptal gider/gidecek/gidiyor
214
Deyim
no fool like an old fool
expr.
yaşlı bir ahmak/budala gibisi yok
215
Deyim
one can't teach an old dog new tricks
expr.
eski köye yeni adet getiremezsin
216
Deyim
one can't teach an old dog new tricks
expr.
huylu huyundan vazgeçmez
217
Deyim
one can't teach an old dog new tricks
expr.
yaşlı köpeğe yeni numara öğretemezsin
218
Deyim
it's hard to teach an old dog new tricks
expr.
eski köye yeni adet getiremezsin
219
Deyim
it's hard to teach an old dog new tricks
expr.
huylu huyundan vazgeçmez
220
Deyim
it's hard to teach an old dog new tricks
expr.
yaşlı köpeğe yeni numara öğretemezsin
Speaking
221
Konuşma
it's an old trick
expr.
bu eski bir numaradır
Slang
222
Argo
an old bag
i.
cadaloz
223
Argo
an old bag
i.
cazgır kadın
224
Argo
an old bag
i.
huysuz kadın
225
Argo
an old bag
i.
sinir kadın
226
Argo
an old bag
i.
sevimsiz kadın
227
Argo
an old bag
i.
kaba kadın
228
Argo
an old bag
i.
yaşlı huysuz bir kadın
229
Argo
an old bag
i.
cadaloz
230
Argo
an old bag
i.
cazgır kadın
231
Argo
an old bag
i.
huysuz kadın
232
Argo
an old bag
i.
sinir kadın
233
Argo
an old bag
i.
sevimsiz kadın
234
Argo
an old bag
i.
kaba kadın
235
Argo
an old bag
i.
yaşlı huysuz bir kadın
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of an old
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy