Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
be bad
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"be bad"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 148 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be in bad with something
f.
başı hoş olmamak
2
Genel
be a bad judge of
f.
anlamamak
3
Genel
be mixed up in something bad
f.
adı karışmak
4
Genel
be disturbed by a bad smell
f.
burnunun direği kırılmak
5
Genel
be in bad with
f.
arası iyi olmamak
6
Genel
be in a bad way
f.
ağır hasta olmak
7
Genel
be in bad odor
f.
kötü izlenim bırakmak
8
Genel
be bad at figures
f.
hesabı kötü olmak
9
Genel
be in bad odor with
f.
gözünden düşmek
10
Genel
be on bad terms (with someone)
f.
araları bozulmak
11
Genel
be in a bad way
f.
çok zor bir durumda olmak
12
Genel
be in bad with
f.
arası bozuk olmak
13
Genel
be in bad odor with somebody
f.
kötü izlenim bırakmak
14
Genel
be in bad odour with somebody
f.
kötü izlenim bırakmak
15
Genel
be in a bad condition
f.
kötü durumda olmak
16
Genel
be in bad condition
f.
kötü durumda olmak
17
Genel
be in a bad state
f.
kötü durumda olmak
18
Genel
be in bad state
f.
kötü durumda olmak
19
Genel
be in bad shape
f.
kötü durumda olmak
20
Genel
be financially in bad shape
f.
mali açıdan kötü durumda olmak
21
Genel
be in a bad way
f.
meydanda kalmak
22
Genel
be bad of something
f.
bir işi pek iyi bilmemek
23
Genel
be bad-tempered
f.
huysuz olmak
24
Genel
be bad for
f.
-e zararlı olmak
25
Genel
be bad-tempered
f.
geçimsiz olmak
26
Genel
be on bad terms with someone
f.
birisiyle ilişkileri kötü olmak
27
Genel
be on bad terms
f.
dargın olmak
28
Genel
be in bad (with someone)
f.
birisiyle kötü olmak
29
Genel
be in bad (with someone)
f.
birisiyle sorunu olmak
30
Genel
be bad news
f.
hiç iyi olmamak
31
Genel
be bad news
f.
sorun/bela demek
32
Genel
be bad news
f.
kötü olmak
33
Genel
be bad at something
f.
bir şeyde kötü olmak
34
Genel
be a sign of the bad quality of something
f.
bir şeyin kötü kalitesinin işareti olmak
35
Genel
be in a bad mood
f.
keyfi bozuk olmak
Colloquial
36
Konuşma Dili
be in bad sorts
f.
heyheyleri üstünde olmak
37
Konuşma Dili
be in bad sorts
f.
kötü gününde olmak
38
Konuşma Dili
be in bad sorts
f.
kötü bir ruh halinde olmak
39
Konuşma Dili
be no bad thing
f.
aslında kötü bir şey olmamak
40
Konuşma Dili
be no bad thing
f.
aslında çok da kötü olmamak
41
Konuşma Dili
be no bad thing
f.
aslında kötü olmamak
42
Konuşma Dili
be no bad thing
f.
kötü de olmamak
43
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
aslında kötü bir şey olmamak
44
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
aslında çok da kötü olmamak
45
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
aslında kötü olmamak
46
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
kötü de olmamak
47
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
aslında fena olmamak
48
Konuşma Dili
be no bad thing (that)...
f.
aslında iyi olmak
49
Konuşma Dili
be not bad going
f.
olumlu/iyi bir gelişme olmak
50
Konuşma Dili
be not bad going
f.
olumlu/iyi bir adım olmak
51
Konuşma Dili
be not bad going
f.
fena ilerleme kaydetmemek
52
Konuşma Dili
be not bad going
f.
iyi ilerleme kaydetmek
53
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
aslında kötü bir şey olmamak
54
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
aslında fena olmamak
55
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
kötü de olmamak
56
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
aslında çok da kötü olmamak
57
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
aslında kötü olmamak
58
Konuşma Dili
be no bad thing...
f.
aslında iyi olmak
59
Konuşma Dili
can't be bad
expr.
o kadar da kötü olamaz
60
Konuşma Dili
can't be bad
expr.
fena mı
61
Konuşma Dili
can't be bad
expr.
hiç yoktan/en azından (bir şey de) var
62
Konuşma Dili
can't be bad
expr.
işin ucunda (bir şey de) var
63
Konuşma Dili
can't be bad
expr.
hem bak/hem de/hadi ama (bir şey de) var
Idioms
64
Deyim
be in a bad temper
f.
pirelenmek
65
Deyim
be in bad odor
f.
itibarı düşük olmak
66
Deyim
(there) be bad blood between
f.
aralarında husumet olmak
67
Deyim
be in bad odour with
f.
arası açık olmak
68
Deyim
be in bad odour with somebody (british)
f.
arası açık/bozuk olmak
69
Deyim
be in bad odor with somebody (american)
f.
arası açık/bozuk olmak
70
Deyim
be in bad odour with
f.
arası bozuk olmak
71
Deyim
be in bad odour with somebody
f.
arası bozuk olmak
72
Deyim
be in bad odor with somebody
f.
arası bozuk olmak
73
Deyim
be in someone's bad books
f.
birinin gözünden düşmek
74
Deyim
be in a bad way
f.
heyheyleri üzerinde olmak
75
Deyim
be in someone's bad books
f.
gözünden düşmek
76
Deyim
be in a bad mood
f.
havasında olmamak
77
Deyim
be in bad odour with
f.
gözden düşmüş olmak
78
Deyim
be in someone's bad books
f.
kara listeye alınmak
79
Deyim
be the best of a bad lot
f.
kötünün iyisi olmak
80
Deyim
be in a bad mood
f.
keyfi yerinde olmamak
81
Deyim
be in a bad way
f.
kötü gününde olmak
82
Deyim
be in a bad way
f.
mutsuz bir ruh halinde olmak
83
Deyim
be in bad odor with somebody
f.
kötü izlenim bırakmak
84
Deyim
be off to a bad start
f.
kötü başlamak
85
Deyim
be in a bad mood
f.
keyifsiz olmak
86
Deyim
be in bad odour with somebody
f.
kötü izlenim bırakmak
87
Deyim
be off to a bad start
f.
kötü bir başlangıç yapmak
88
Deyim
be the best of a bad bunch
f.
kötünün iyisi olmak
89
Deyim
be in bad odour with
f.
saygınlığını yitirmiş olmak
90
Deyim
be out of bad feeling
f.
pişmanlık duymamak
91
Deyim
be in a bad way
f.
zorluklar/sorunlar yaşıyor olmak
92
Deyim
be no bad thing
f.
aslında fena olmamak
93
Deyim
be no bad thing
f.
aslında iyi olmak
94
Deyim
be in the bad graces of (one)
f.
(birinin) gözünden düşmek
95
Deyim
be in the bad graces of (one)
f.
(birinin) hoşnutsuzluğunu kazanmak
96
Deyim
be in the bad graces of (one)
f.
(birinin) saygısını kaybetmek
97
Deyim
be in somebody’s bad books
f.
birinin gözünden düşmek
98
Deyim
be in somebody’s bad books
f.
birinin gözündeki değerini kaybetmek
99
Deyim
be in bad taste
f.
yerinde olmamak
100
Deyim
be in bad taste
f.
düzeyli olmamak
101
Deyim
be in bad taste
f.
seviyeli olmamak
102
Deyim
be in bad taste
f.
kırıcı olmak
103
Deyim
be in bad taste
f.
kaba olmak
104
Deyim
be in bad taste
f.
yakışıksız olmak
105
Deyim
be in bad taste
f.
kötü olmak
106
Deyim
be bad news (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey) için kötü olmak
107
Deyim
be bad news (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey) için hiç iyi olmamak
108
Deyim
be bad news (for somebody/something)
f.
(biri/bir şey) için sorun olmak
109
Deyim
be in someone's bad graces
f.
birinin gözünden düşmek
110
Deyim
be in someone's bad graces
f.
birinin gözünde değer kaybetmek
111
Deyim
be in a bad way
f.
başı belada olmak
112
Deyim
be in a bad way
f.
darda/sıkıntıda olmak
113
Deyim
be in bad shape
f.
doğru düzgün çalışmamak
114
Deyim
be in bad shape
f.
bozuk olmak
115
Deyim
be in bad taste
f.
yerinde olmamak
116
Deyim
be in bad taste
f.
düzeyli olmamak
117
Deyim
be in bad taste
f.
seviyeli olmamak
118
Deyim
be in bad taste
f.
kırıcı olmak
119
Deyim
be in bad taste
f.
kaba olmak
120
Deyim
be in bad taste
f.
yakışıksız olmak
121
Deyim
be in bad taste
f.
kötü olmak
122
Deyim
be in bad odour with someone
f.
biriyle arası kötü olmak
123
Deyim
be in bad odour with someone
f.
biriyle iyi anlaşamamak
124
Deyim
be in bad odour with someone
f.
biriyle ilişkisi kötü olmak
125
Deyim
be in bad odour with someone
f.
biriyle iyi geçinememek
126
Deyim
be in bad odour
f.
gözünden düşmek
127
Deyim
be in bad odour
f.
arası kötü olmak
128
Deyim
be in bad odour (with somebody)
f.
(birinin) gözünden düşmek
129
Deyim
be in bad odour (with somebody)
f.
(biriyle) arası kötü olmak
130
Deyim
be in bad shape
f.
formda olmamak
131
Deyim
be in bad shape
f.
kötü durumda olmak
132
Deyim
be in bad shape
f.
formsuz olmak
133
Deyim
be in somebody's bad books
f.
birinin gözünden düşmek
134
Deyim
be in somebody's bad books
f.
birinin gözünde değer kaybetmek
135
Deyim
be on bad terms (with somebody)
f.
(biriyle) arası kötü olmak
136
Deyim
be on bad terms (with somebody)
f.
(biriyle) ilişkisi kötü olmak
137
Deyim
be on bad terms (with somebody)
f.
(biriyle) kötü ilişkiler içinde olmak
138
Deyim
can't be bad
expr.
hiç de kötü/fena değil
139
Deyim
can't be bad
expr.
kötü/fena sayılmaz
140
Deyim
not be half bad
expr.
düşünülenden daha iyi
141
Deyim
not be half bad
expr.
iyi
142
Deyim
not be half bad
expr.
kötü değil
Speaking
143
Konuşma
it might not be as bad as you think
expr.
bu düşündüğün kadar kötü olmayabilir
144
Konuşma
show us how bad you can be
expr.
bize ne kadar kötü olabileceğini göster
145
Konuşma
how bad can it be
expr.
ne kadar kötü olabilir
146
Konuşma
it can't be that bad
expr.
o kadar da kötü olamaz
Trade/Economic
147
Ticaret/Ekonomi
be in bad shape
f.
mali durumu kötü olmak
Law
148
Hukuk
be in bad conditions
f.
fena durumda olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of be bad
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy