Geçmiş

bir şeye göre

"bir şeye göre" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrases
1	İfadeler	bir şeye göre	as per something expr.
2	İfadeler	bir şeye göre	in the light of something [uk] expr.
3	İfadeler	bir şeye göre	in light of something [us] expr.
Politics
4	Siyasal	bir şeye göre	vis a vis expr.

"bir şeye göre" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 111 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir şeye göre yerini belirlemek	coast [obsolete] f.
2	Genel	(birine, bir şeye) göre hareket etmek	follow f.
3	Genel	bir şeye göre hareket etmek	subserve f.
4	Genel	daha az önemli olan (başka bir şeye göre)	subordinate s.
5	Genel	daha az önemli olan (başka bir şeye göre)	understrapping s.
Phrasals
6	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre karar vermek/yapmak	come down f.
7	Öbek Fiiller	bir şeyi başka bir şeye göre modellemek	pattern something after something f.
8	Öbek Fiiller	bir şeyin şeklini başka bir şeye göre değiştirip üstüne uydurmak	work something down (over something) f.
9	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre düzenlemek	gear to (someone or something) f.
10	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre tasarlamak	gear to (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre ayarlamak	gear to (someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre düzenlemek	gear toward (someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre tasarlamak	gear toward (someone or something) f.
14	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre ayarlamak	gear toward (someone or something) f.
15	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeye göre sıralamak	line someone or something up with something f.
16	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeye göre hizalamak	line someone or something up with something f.
17	Öbek Fiiller	birini bir şeye göre/doğru konumlandırmak	orient someone to something f.
18	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre bir şeyin temsili olmak	represent to (someone or something) f.
19	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre bir şeyin sembolü olmak	represent to (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre uydurmak	square up with (something) f.
21	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeye göre) tasarlamak	fashion (something) after (something else) f.
22	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeye) göre düzenlemek	fashion (something) after (something else) f.
23	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) göre ayarlamak	tailor (something) to (someone or something) f.
24	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) göre değiştirmek	tailor (something) to (someone or something) f.
25	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) göre uyarlamak	tailor (something) to (someone or something) f.
26	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) göre düzenlemek	tailor (something) to (someone or something) f.
27	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye göre ayarlamak	tailor someone or something to someone or something f.
28	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye göre değiştirmek	tailor someone or something to someone or something f.
29	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye göre uyarlamak	tailor someone or something to someone or something f.
30	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye göre düzenlemek	tailor someone or something to someone or something f.
31	Öbek Fiiller	bir şeye kafasına göre girip çıkmak	stray onto something f.
32	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre davranmak	act upon (something) f.
33	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre hareket etmek	act upon (something) f.
34	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre davranmak	act on (something) f.
35	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre hareket etmek	act on (something) f.
36	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre uyarlamak	adjust something to something f.
37	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre düzeltmek	adjust something to something f.
38	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek	align something with something f.
39	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre uyarlamak	align something with something f.
40	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre sıralamak	align something with something f.
41	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek	align something with something f.
42	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre uyarlamak	align something with something f.
43	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre sıralamak	align something with something f.
44	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre ayarlamak	attune (someone or something) to (someone or something else) f.
45	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre düzeltmek	attune (someone or something) to (someone or something else) f.
46	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye göre ayarlamak	coordinate something with something f.
47	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre giyinmek	dress for (something) f.
48	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) göre hazırlamak	fit (something) to (someone or something) f.
49	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre hareket etmek	go with (something) f.
50	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre kendini güncellemek/yenilemek	keep up with (something) f.
51	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre ilerlemek	keep up with (something) f.
52	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
53	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre/doğru konumlandırmak	orient to (something) f.
54	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre/doğru konumlanmak	orient to (something) f.
55	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre/doğru konumlandırılmak	orient to (something) f.
56	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeye) göre modellemek/oluşturmak	pattern (something) after (something else) f.
57	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeye) göre modellemek/oluşturmak	pattern (something) on (something else) f.
58	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre yeniden düzenlemek	readjust to (something) f.
59	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre tekrar düzeltmek	readjust to (something) f.
60	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre yeniden ayarlamak	readjust to (something) f.
61	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeye) göre ölçeklendirmek	scale (something) to (something else) f.
62	Öbek Fiiller	(müzik parçasını) (birine/bir şeye) göre düzenlemek/yazmak	score for (someone or something) f.
63	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre geri planda bırakmak	subordinate to (someone or something) f.
64	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre değişmek	vary with (something) f.
65	Öbek Fiiller	(bir şeye) göre değişiklik/farklılık göstermek	vary with (something) f.
Phrases
66	İfadeler	(birine/bir şeye) göre	so far as (someone or something) is concerned expr.
67	İfadeler	birine/bir şeye göre	alongside (of) someone or something expr.
68	İfadeler	birine/bir şeye göre	alongside (of) someone or something expr.
69	İfadeler	(bir şeye) göre	as per (something) expr.
70	İfadeler	(bir şeye) göre	in (the) light of (something) expr.
71	İfadeler	(bir şeye) göre	in keeping with (something) expr.
72	İfadeler	(birine/bir şeye) göre	in line with (someone or something) expr.
Colloquial
73	Konuşma Dili	bir şeye göre düşünüp hareket etmek	have it f.
74	Konuşma Dili	(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak	think (someone or something) is fit for (someone or something) f.
75	Konuşma Dili	birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak	think someone or something fit for someone or something f.
76	Konuşma Dili	tam (birine/bir şeye) göre olmak	be made for (someone or something) f.
77	Konuşma Dili	(birine/bir şeye) göre ikinci derecede/geri planda	subordinate to (someone or something) s.
Idioms
78	Deyim	(birine/bir şeye) göre daha fazla önem/ehemmiyet taşıma	precedence over (someone or something) i.
79	Deyim	belirli bir şeye göre yargılamak	judge by f.
80	Deyim	(birine veya başka bir şeye göre) geri/arka planda kalmak	take a backseat f.
81	Deyim	durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak	stack the cards in the favor of (someone or something) f.
82	Deyim	kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak	stack the cards in the favor of (someone or something) f.
83	Deyim	durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak	stack the deck in the favor of (someone or something) f.
84	Deyim	desteyi (birine/bir şeye) göre dağıtmak	stack the deck in the favor of (someone or something) f.
85	Deyim	durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak	stack the odds in (someone's or something's) favor f.
86	Deyim	kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak	stack the odds in (someone's or something's) favor f.
87	Deyim	durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak	stack the odds in the favor of (someone or something) f.
88	Deyim	kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak	stack the odds in the favor of (someone or something) f.
89	Deyim	birine ya da bir şeye birisi ya da bir şeye göre öncelik tanımak	put (someone or something) in front of (someone or something) f.
90	Deyim	(birine/bir şeye) göre hareket etmemek	march out of step (with someone or something) f.
91	Deyim	(birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek	march out of step (with someone or something) f.
92	Deyim	(birine/bir şeye) göre hareket etmemek	march out of time (with someone or something) f.
93	Deyim	(birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek	march out of time (with someone or something) f.
94	Deyim	bir şeye göre sönük kalmak	pale in comparison (with/to something) f.
95	Deyim	bir şeye göre önemsiz kalmak	pale in comparison (with/to something) f.
96	Deyim	bir şeye göre sönük kalmak	pale by comparison (with/to something) f.
97	Deyim	bir şeye göre önemsiz kalmak	pale by comparison (with/to something) f.
98	Deyim	(kendini) birine/bir şeye göre ayarlamak	adjust (oneself) to someone or something f.
99	Deyim	(birine/bir şeye) göre önemsiz konumda olmak	take a backseat (to someone or something) f.
100	Deyim	(birine/bir şeye) göre daha fazla önem/ehemmiyet taşımak	have precedence over (someone or something) f.
101	Deyim	tam birine/bir şeye göre olmak	suit someone or something down to the ground [uk] f.
102	Deyim	tam (birine/bir şeye) göre	tailor-made for (someone or something) f.
103	Deyim	(birine/bir şeye) göre daha fazla önem/ehemmiyet taşımak	take precedence over (someone or something) f.
104	Deyim	(birine/bir şeye) göre düzenlenmiş	geared to (someone or something) s.
105	Deyim	(birine/bir şeye) göre tasarlanmış	geared to (someone or something) s.
106	Deyim	(birine/bir şeye) göre ayarlanmış	geared to (someone or something) s.
107	Deyim	(birine/bir şeye) göre düzenlenmiş	geared toward (someone or something) s.
108	Deyim	(birine/bir şeye) göre tasarlanmış	geared toward (someone or something) s.
109	Deyim	(birine/bir şeye) göre ayarlanmış	geared toward (someone or something) s.
110	Deyim	(birine/bir şeye) göre	by/in comparison (with somebody/something) expr.
Philosophy
111	Felsefe	(başka bir şeye göre) bağıl olmayan	nonrelative s.