bir şeyi sıkıştırmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir şeyi sıkıştırmak



"bir şeyi sıkıştırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
bir şeyi sıkıştırmak bottle something up f.

"bir şeyi sıkıştırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir şeyi bir yere sıkıştırmak shut something on f.
bir şeyi bir yere sıkıştırmak shut something in f.
(bir şeyi) araya sıkıştırmak squeeze f.
(bir şeyi) sıkıştırmak squoosh f.
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp (something) onto (something) f.
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp (something) on (something) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) içine sıkıştırmak compress (something) into (something) f.
birini veya bir şeyi aşırı küçük bir alana sıkıştırmak cramp up f.
bir şeyi sıkıştırmak/tıkamak jam something up f.
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak pat something down f.
bir şeyi ezmek/sıkıştırmak squash something down f.
(bir şeyin) içine bir şeyi veya birini sıkıştırmak lodge into (something) f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altına sıkıştırmak pin someone or something under someone or something f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak press against (someone or something) f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak press against someone or something f.
(birini/bir şeyi) araya sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sıkıştırmak stuff into (something) f.
bir şeyi bir şeyin arasına sıkıştırmak interpose something in (to) something f.
bir şeyi bir şeye sıkıştırmak lodge something in something f.
kısıtlı/yoğun bir zamanda bir şeyi araya sıkıştırmak work into f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak pinch at (someone or something) f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak squash up against someone or something f.
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak jam someone or something (into something) f.
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak jam someone or something in f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak bear down on (someone or something) f.
bir şeyi köşeye sıkıştırmak bottle something up f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak box someone or something in f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak clamp down on (someone or something) f.
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp on f.
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak condense (something) into (something) f.
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak condense (something) to (something) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak/ezmek crush (something) out of (someone or something) f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something in something f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something into something f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something in f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak get on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep after (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) iterek (birine/bir şeye) karşı sıkıştırmak pin (someone or something) against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak press down on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak run up against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak sandwich (someone or something) between (someone or something else) f.
(birini/bir şeyi) içine sıkıştırmak thrust into (someone or something) f.
(bir şeyin) üzerindeki (bir şeyi) iyice sıkmak/sıkıştırmak tighten (something) on (something else) f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine kıstırmak/sıkıştırmak trap (someone or something) into (something) f.
Idioms
(birini) bir şeyi tamamlaması için sıkıştırmak ride (someone's) back f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak put (someone or something) through the ringer f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak bring (someone or something) to bay f.
birini/bir şeyi köşeye sıkıştırmak bring someone or something to bay f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak have someone or something cornered f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak turn up the heat (on someone or something) f.