Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bulabilmek | afford f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yolunu bulabilmek | know one's way around f. |
Konuşma Dili | yolunu bulabilmek | know one's way about f. |
Konuşma Dili | (bir şeyi) hemen bulabilmek | scare f. |
Idioms | ||
Deyim | (bir yeri bulabilmek/bir şeyi yapabilmek için) akla karayı seçmek | have the devil's own job to do something f. |
Deyim | (bir yeri bulabilmek/bir şeyi yapabilmek için) akla karayı seçmek | have the devil's own job doing something f. |
Deyim | yolunu bulabilmek | find one's way (around) f. |
Deyim | (bir yeri) bulabilmek | find one's way (somewhere) f. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | belli bir olay veya durumu açıklayan ana etkenleri bulabilmek üzere bazı basitleştirici koşulların varlığının kabul edilmesi | annual compounding i. |