call to - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

call to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"call to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
call to f. haykırmak
call to f. seslenmek

"call to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 269 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
call out to f. seslenmek
General
person to person call i. davetli konuşma
person to person call i. ihbarlı konuşma
station to station call i. normal konuşma
station to station call i. santral aracılığıyla konuşma
call to prayer i. ezan
call to prayer sounds i. ezan sesleri
sounds of the call to prayer i. ezan sesleri
station-to station call i. santral aracılığıyla şehirlerarası konuşma
person-to-person call i. şehirlerarası ihbarlı konuşma
click to call i. tek tuşla arama
call to action i. eylem çağrısı
call to order f. toplantıyı açmak
call a halt to f. durdurmak
call out to proclaim f. ünlemek
call something to mind f. birine bir şeyi hatırlatmak
call a halt to f. kesmek
call to arms f. silah altına almak
call to mind f. akla getirmek
call someone's attention to f. birinin dikkatini bir şeye çekmek
call to mind f. hatırlamak
transfer one's call to someone f. telefonu bağlamak (birisine)
call to the blackboard f. (öğrenciyi) tahtaya kaldırmak
call a student to the blackboard f. öğrenciyi tahtaya kaldırmak
call attention to f. dikkatini çekmek
call to mind f. hatırlatmak
call back to mind f. aklına getirmek
call somebody to account f. hesap sormak
call back to mind f. hatırına getirmek
call to the chalkboard f. tahtaya kaldırmak
not to call f. aramamak
call somebody to account for f. hesap sormak
call someone to account f. birinden hesap sormak
call a halt to f. son vermek
call to proclaim f. ünlemek
call students to the chalkboard f. öğrencileri tahtaya kaldırmak
transfer call to f. telefon bağlamak
call attention to f. dikkat çekmek
call to hearing f. duruşmaya çağırmak
call to court case f. duruşmaya çağırmak
call (someone's) attention to f. hatırlatma yapmak
call on someone to resign f. istifaya çağırmak
call on someone to resign f. istifaya davet etmek
put through a call to f. -e telefon etmek
transfer one's call to someone f. telefon aktarmak
call the witness to testify f. tanıklığa davet etmek
call attention to f. dikkati çekmek
call attention to f. nazarı dikkati celbetmek
call attention to f. dikkat verilmesini istemek
call attention to f. ilgiyi bir yöne çekmek istemek
call attention to f. dikkati bir yöne çekmek
call a halt to something f. bir şeyin durdurulmasını istemek
call someone to testify f. birini tanıklık için çağırmak
respond to a burglary call f. hırsızlık çağrısına/anonsuna yanıt vermek
call public attention to something f. kamunun dikkatini bir şeye çekmek
transfer the call to f. telefonu aktarmak
call upon someone to speak f. birisine söz vermek
Phrasals
call in to f. birini bir yere çağırmak
call in to f. (telefonla) sipariş etmek
call in to f. birinin yardımını istemek
call in to f. piyasadan çekmek
call in to f. (telefonla) bildirmek
call in to f. (telefonla) rapor etmek/belirtmek
call in to f. (telefonla) bir yeri aramak
call someone over (to some place) f. birisini çağırmak
call upon someone (to do something) f. (birini bir şey yapmaya) çağırmak
call upon someone (to do something) f. (birini bir şey yapmaya) davet etmek
call upon someone (to do something) f. (birinin bir şey yapmasını) istemek
call upon someone (to do something) f. (birini bir şey yapması için) seçmek
call on someone (to do something) f. (birini bir şey yapmaya) çağırmak
call on someone (to do something) f. (birini bir şey yapmaya) davet etmek
call on someone (to do something) f. (birinin bir şey yapmasını) istemek
call on someone (to do something) f. (birini bir şey yapması için) seçmek
call something down (to someone) f. (aşağıdaki birine) yüksek sesle bir şey demek
call something down (to someone) f. (aşağıdaki birine) seslenerek bir şey söylemek
call in (to some place) f. (bir yeri) aramak
call in (to some place) f. (bir yere) telefon etmek
call in (to some place) f. (bir merkezi, iş yerini) arayıp mesajları kontrol etmek
call out (to someone) f. (birine) seslenmek
call out (to someone) f. (birine) duyurmak için bağırmak
call to someone f. birine seslenmek
call to someone f. birine (duyurmak için) bağırmak
call to (one) f. (birine) seslenmek
call to (one) f. (birine) duyurmak için bağırmak
call to (one) f. (birini) çağırmak
call to (one) f. (birini) cezbetmek
call to (one) f. (birini) çekmek
call to (one) f. (birini) kışkırtmak
call to (one) f. (birinin) aklını çelmek
call to (one) f. (birine) cazip görünmek/gelmek
call to (one) f. (birinin) ilgisini/dikkatini çekmek
call in to f. bir konuda bir uzmanın görüşünü almak
Phrases
call to action i. eyleme çağrı
call to arms f. silah başına çağırmak
call to battle f. silah başına çağırmak
your call is important to us expr. aramanız bizim için önemli
your call is important to us expr. bizi aradığınız için teşekkür ederiz
Colloquial
a place to call own i. evi diyeceği bir yer
a place to call own i. kendi evi
a place to call own i. kendine ait bir yer
call to mind f. anımsamak
call to mind f. anımsatmak
call to arms f. askere çağırmak
go so far as to call someone stupid f. birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
call to mind f. hatırlamak
call to mind f. hatırlatmak
call to arms f. orduya çağırmak
place a call to f. telefonla aramak
place a call to f. telefon etmek
parents are advised to call their child's school for more information expr. ebeveynlere daha fazla bilgi için çocuklarının okullarını aramaları tavsiye ediliyor
we have to call the police expr. polisi aramalıyız
(it's) time to call it a day expr. bugünlük bu kadar
(it's) time to call it a day expr. bugünlük bu kadar çalışma yeter
(it's) time to call it a day expr. bugünlük paydos
(it's) time to call it a day expr. bugünlük yeter
(it's) time to call it a night expr. bu gecelik bu kadar
(it's) time to call it a night expr. bu gecelik bu kadar çalışma yeter
(it's) time to call it a night expr. bu gecelik paydos
(it's) time to call it a night expr. bu gecelik yeter
(something) to call (one's) own expr. (birinin) kendine ait (bir şey)
(something) to call (one's) own expr. (birinin) kendine ayırdığı (bir şey)
(something) to call (one's) own expr. (birinin) benim diyebileceği (bir şey)
(something) to call (one's) own expr. (birinin) sahip olduğu (bir şey)
(something) to call (one's) own expr. (birinin) kontrolünde olan (bir şey)
Idioms
a call to arms i. harekete geçirme
a call to arms i. teşvik etme
a call to arms i. telkin etme
a call to arms i. meydan okumaya davet etme
a place to call one's own i. evi diyeceği bir yer
a place to call one's own i. kendi evi
call someone to attention f. dikkat komutu vermek
call someone to attention f. dikkat çekmek
call a halt to something f. bir şeyi durdurmak
call somebody to heel f. boyun eğdirmek
call/bring someone to task f. birini ciddi anlamda azarlamak/paylamak
call someone's attention to something f. birinin dikkatini bir şeye çekmek
not able to call one's time one's own f. başını kaşıyacak vakti olmamak
call something to someone's attention f. birinin dikkatini bir şeye çekmek
call somebody to heel f. dize getirmek
not have a minute to call your own f. çok meşgul olmak
call someone to account f. hesap sormak
not have a minute to call your own f. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
not able to call one's time one's own f. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
not have a minute to call your own f. kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
call to account f. suçlayarak hesap sormak
call to order f. resmi olarak başlatmak
call to order f. sessizliğe davet etmek
call to order f. sükunete davet etmek
call to order f. resmi olarak açmak
call the meeting to order f. toplantıyı duyurmak
call a meeting to order f. toplantıyı duyurmak
call the meeting to order f. toplantının başlayacağını duyurmak
call a meeting to order f. toplantının başlayacağını duyurmak
call someone to attention f. hazır ol komutunu vermek
call someone to attention f. esas duruş komutunu vermek
call someone to task on it f. göreve çağırmak
bring/call to mind f. hatırlamak
bring/call to mind f. anımsamak
bring/call to mind f. aklına getirmek
bring/call to mind f. hatırlatmak
bring/call to mind f. anımsatmak
call someone to heel f. birine boyun eğdirmek
call someone to heel f. birini dize getirmek
call someone to heel f. birine itaat ettirmek
bring/call somebody/something to mind f. birini/bir şeyi akla getirmek
bring/call somebody/something to mind f. birini/bir şeyi hatırlatmak
bring/call somebody/something to mind f. birini/bir şeyi anımsatmak
call (one) to attention f. (askeri) hazır ola geçirmek
call (one) to attention f. (askeri) esas duruşa geçirmek
call (one) to attention f. (askere) vaziyet aldırmak
call (one) to attention f. teyakkuz durumuna/teyakkuza geçirmek
call (one) to task f. (birini) ciddi anlamda azarlamak/paylamak
call (one) to task f. (birine) fırça atmak
call (one) to task f. (birini) fırçalamak
call (one) to task f. (birine yaptığı bir hatayla ilgili) ders/öğüt vermek
call (one) to task f. (birine) nutuk çekmek
call (someone or something) to (one's) attention f. (birinin) tüm dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
call (someone or something) to (one's) attention f. (birini/bir şeyi birinin) gözüne sokmak
call (someone or something) to (one's) attention f. (birinin/bir şeyin biri) tarafından fark edilmesini sağlamak
call (someone or something) to (one's) attention f. (birinin birine/bir şeye) odaklanmasına neden olmak
call (someone) to heel f. (birine) boyun eğdirmek
call (someone) to heel f. (birini) dize getirmek
call a halt to (something) f. (bir şeyin) durdurulmasını emretmek
call a meeting to order f. toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak
call a meeting to order f. toplantıyı açmak
call the meeting to order f. toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak
call the meeting to order f. toplantıyı açmak
call attention to (someone or something) f. dikkati/dikkatleri (birine/bir şeye) çekmek
call attention to (someone or something) f. dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek
call attention to someone or something f. birinin/bir şeyin fark edilmesini sağlamak
call attention to someone or something f. birinin/bir şeyin görülmesini sağlamak
call attention to someone or something f. dikkati/dikkatleri birine/bir şeye çekmek
call attention to someone or something f. dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek
call somebody to account (for/over something) f. birine/birinden (bir şey için/hakkında) hesap sormak
call to account f. suçlamak
call to account f. sorumlu tutmak
call to attention f. dikkat komutu vermek
call to attention f. dikkat çekmek
call to attention f. hazır ol komutu vermek
call to attention f. esas duruş komutu vermek
call to attention f. hazır ola/esas duruşa geçirmek
not able to call time own f. başını kaşıyacak vakti olmamak
not able to call time own f. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
not have a minute to call (one's) own f. çok meşgul olmak
not have a minute to call (one's) own f. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
not have a minute to call (one's) own f. kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
pay a call to (someone or something) f. (birini/bir şeyi) ziyaret etmek
pay a call to (someone or something) f. (birini/bir şeyi) görmeye gitmek
pay a call to (someone or something) f. (birine/bir şeye) uğramak
to call one's own expr. kendine ait
to call one's own expr. yalnızca ona ait
time to call it a day expr. bu kadar çalışma yeter
time to call it a day expr. bugünlük bu kadar çalışma yeter
time to call it a night expr. bu gecelik bu kadar
too close to call expr. (sonucunu) tahmin etmesi zor (sınav/seçim)
no call to do something expr. (bunu) yapmak için bir neden/gerekçe yok
too close to call expr. başa baş
Speaking
he wants to call a truce expr. ateşkes yapmak istiyor
do not hesitate to call me expr. beni tereddüt etmeden arayabilirsiniz
I was about to call you expr. ben de tam seni arıyordum
can you ask him to call me? expr. beni aramasını söyler misin?
I want you to call me expr. beni aramanı istiyorum
I was about to call you expr. ben de tam seni arayacaktım
I was about to call you expr. ben de seni aramak üzereydim
what are we going to call him? expr. ismini ne koyacağız?
what are we going to call her? expr. ismini ne koyacağız?
tell him to call me expr. ona beni aramasını söyle
I need to make a personal telephone call expr. özel bir telefon görüşmesi yapmalıyım
what do you want me to call you? expr. size nasıl hitap etmemi istersiniz?
I told you not to call my husband expr. sana kocamı arama demiştim
we've got to call the police expr. polisi aramalıyız
call me the minute you get to town expr. şehre geldiğin an beni ara
I waited for you to call expr. senin aramanı bekledim
I told you not to call me expr. sana beni aramamanı söylemiştim
I tried to call your mobile but it's off expr. seni cepten aramayı denedim ama kapalıydı
I'm sorry to call you so early expr. seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim
what do you want me to call you? expr. sana nasıl hitap etmemi istersin?
I am transfering your call to expr. telefonunuzu bağlıyorum
I have to make a phone call expr. telefon etmem gerek
there is no call to blush expr. utanacak bir neden yok
I waited three hours for you to call me expr. üç saat beni aramanı bekledim
Trade/Economic
yield to call i. bir tahvilin, (tahvili çıkaran tarafından) bedelinin geri ödenmek üzere istenmesine (yani geri çağrılmasına) kadar geçen süredeki getirisi
option to call i. öncelik hakkı
option to call i. rüçhan hakkı
yield to call i. tahvil getirişi
option to call i. tercih hakkı
call for/invitation to a meeting i. toplantı çağrısı
call somebody to account f. hesap sormak
call someone to account f. hesap sormak
call someone to account f. hesap istemek
call somebody to account f. hesap istemek
call to order f. resmen başlatmak
call to order f. (toplantıyı vb) usule göre açmak
Law
call to the bar i. bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme
right to call evidence i. delil gösterme hakkı
option to call i. öncelik hakkı
option to call i. rüçhan hakkı
option to call i. tercih hakkı
call to witness i. tanık dinletme hakkı
call to the bar f. baroya kaydolmak
call somebody to testify f. ifade vermesi için çağırmak
call to witness f. tanıklığa davet etmek
Politics
call to calm i. itidal çağrısı
Computer
name to place in call log i. çağrı günlüğüne yerleştirilecek ad
Telecom
station-to-station call i. istasyonlar arası arama
person-to-person call i. kişiler arası arama
fixed to mobile call i. sabitten mobil telefonu arama
Medical
patient-to-nurse call systems i. hasta-hemşire çağrı sistemi
Military
call to the quarters i. yatmaya hazırlık borusu