İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | crane i. | vinç | ||
Everything in this crane is computer-controlled. Bu vinçteki her şey bilgisayar kontrollü. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | crane i. | turna kuşu | ||
Tom folded an origami crane. Tom origami ile turna kuşu yaptı. More Sentences |
||||
Genel | crane i. | vinç | ||
Mary can operate a crane. Mary vinç kullanabilir. More Sentences |
||||
Genel | crane i. | turna | ||
Will you make me a paper crane? Bana kağıttan bir turna yapar mısın? More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | crane i. | vinç | ||
Dan needs a massive crane at his worksite. Dan'in, şantiyesinde büyük bir vince ihtiyacı var. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | crane i. | vinç | ||
We can operate a crane. Biz bir vinci kullanabiliriz. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Denizcilik | crane i. | vinç | ||
They can operate a crane. Onlar vinç kullanabilir. More Sentences |
||||
Zoology | ||||
Zooloji | crane i. | turna | ||
Sadako looked at the golden paper crane that her best friend Chizuko had made for her. Sadako, en yakın arkadaşı Chizuko'nun kendisi için yaptığı altın kâğıttan turnaya baktı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | crane i. | maçuna | ||
Genel | crane i. | katman | ||
Genel | crane i. | sifon | ||
Genel | crane i. | mal tartımında kullanılan makine | ||
Genel | crane f. | dik durmak | ||
Genel | crane f. | uzatmak (boynunu) | ||
Genel | crane f. | vinçle kaldırmak | ||
Genel | crane f. | boynunu uzatmak | ||
Genel | crane f. | turna gibi uzanmak | ||
Genel | crane f. | avlanma sırasında bir engelde durup atılmadan önce göz gezdirmek | ||
Genel | crane f. | tereddüt etmek | ||
Technical | ||||
Teknik | crane i. | kaldırma makinesi | ||
Teknik | crane i. | kreyn | ||
Teknik | crane i. | macuna | ||
Teknik | crane i. | şöminede ateş üzerindeki çaydanlığı destekleyen yatay hareketli demir kol | ||
Teknik | crane i. | su tulumbası | ||
Teknik | crane i. | demiryolu istasyonunda hareket halindeki trenlerden posta alıp bırakan vinç kolu | ||
Teknik | crane f. | vinç ile kaldırmak | ||
Teknik | crane s. | sızıntılı | ||
Dyeing | ||||
Boyacılık | crane i. | morumsu bir gri tonu | ||
Marine | ||||
Denizcilik | crane i. | macuna | ||
Denizcilik | crane i. | gemiden sıvı çekmede kullanılan borumsu aygıt | ||
Denizcilik | crane i. | cankurtaran botlarını, çapaları ve ağırlıkları taşımak için kullanılan matafora | ||
Astronomy | ||||
Gökbilim | crane i. | grus takımyıldızı | ||
Zoology | ||||
Zooloji | crane i. | telli turna | ||
Geography | ||||
Coğrafya | crane i. | missouri eyaletinde şehir | ||
Coğrafya | crane i. | indiana eyaletinde yerleşim yeri | ||
Coğrafya | crane i. | teksas eyaletinde şehir | ||
Hunting | ||||
Silah/Atıcılık | crane i. | yana açılan toplu tabancalarda top taşıma kolu | ||
Sport | ||||
Spor | crane f. | (at) zıplamadan önce duraksamak | ||
Cinema | ||||
Sinema | crane i. | çekim sırasında kamerayı ve kameramanı tutan büyük kol | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | crane i. | kafatası | ||
Ornithology | ||||
Kuşbilim | crane i. | büyük mavi balıkçıl | ||
Kuşbilim | crane i. | balıkçıl | ||
Kuşbilim | crane i. | karabatak |