Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | etkin olan | in the ascendant s. |
Genel | etkin olan | determinant s. |
Math | ||
Matematik | etkin olan | determinant s. |
Chemistry | ||
Kimya | etkin olan | reviving s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | sekiz etkin birimi olan | octuple s. |
Genel | sekiz etkin unsuru olan | octuple s. |
Genel | kamu işlerinde etkin olan | civic-minded s. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | kalkınmakta olan bir ülkenin yabancı kamu veya özel mali yardımları etkin biçimde massedebilme | absorptive capacity i. |
Ticaret/Ekonomi | raporlayan kuruluşların kararlarında etkin olan grup şirketleri | close members of the family of the individual i. |
Politics | ||
Siyasal | iktisadi hayatta önemli ve etkin görevlere sahip olan devlet | corporative i. |
Siyasal | ekonomide etkin olan | corporative s. |
Technical | ||
Teknik | etkin genişliği esas olan sistem | system based on effective width i. |
Pharmaceutics | ||
Eczacılık | etkin maddesi digoksin olan bir ilaç markası | lanoxin® i. |
Physics | ||
Fizik | etkin durumda olan | hot s. |
Chemistry | ||
Kimya | yüzey etkin madde işlevi olan | surfactant s. |
Biology | ||
Biyoloji | akraba formlardan az fakat etkin bir biçimde farklılaşmış olan küçük ve genellikle lokalize popülasyon | microspecies i. |