faith (in) - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

faith (in)



"faith (in)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have faith in god f. iman etmek
put faith in f. inanmak
put faith in f. inancı olmak
put faith in f. güvenmek
have faith in f. inanç duymak
lose one's faith in someone/something f. sıtkı sıyrılmak
have faith in f. inancı olmak
have faith in f. inanmak
have faith in f. güvenmek
have faith in f. güveni olmak
act in good faith f. iyi niyetli davranmak
have little faith in drugs f. ilaçlara pek güvenmemek
put faith in f. güven duymak
lose faith in humanity f. insanlığa dair inancını kaybetmek
in good faith zf. samimiyetle
in faith whereof zf. işbu belgenin kanıtı olarak
in good faith zf. sadece birinin sözüne güvenerek
in faith zf. itimatla
in bad faith zf. kötü niyetle
in faith zf. gerçekten
in faith zf. hakikaten
in faith whereof zf. işbu belgeye şahadeten
in good faith zf. iyi niyetle
in faith zf. itimatla gerçekten
Proverb
put your faith in god, and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your faith in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
Idioms
have faith in someone f. birine inancı olmak
restore someone's faith in something f. (birinin bir şeye olan) güvenini yeniden sağlamak
have faith in (someone or something) f. (birine/bir şeye) inanç duymak
have faith in (someone or something) f. (birine/bir şeye) inanmak
have faith in (someone or something) f. (birine/bir şeye) güvenmek
have faith in (someone or something) f. (birine/bir şeye) inancı olmak
have faith in (someone or something) f. (birine/bir şeye) güveni olmak
lose (one's) faith (in something or someone) f. (bir şeye/birine) olan güvenini/inancını kaybetmek
lose (one's) faith (in something or someone) f. (bir şeye/birine) olan güvenini/inancını yitirmek
lose (one's) faith (in something or someone) f. (birinden/bir şeyden) şüphe duymaya başlamak
restore (one's) faith in (someone or something) f. (birinin birine/bir şeye olan) güvenini yeniden sağlamak
restore (one's) faith in (someone or something) f. (birini birine/bir şeye) tekrar güvendirmek
restore (one's) faith in (someone or something) f. (birinin/birine/bir şeye) tekrar güvenmesini sağlamak
in good faith expr. dürüst
in good faith expr. iyi niyetli
in bad faith expr. kötü amaçla
in bad faith expr. kötü niyetle
Trade/Economic
contest in good faith f. iyi niyetle itiraz etmek
Law
act in good faith i. iyi niyetle hareket
possessor in good faith i. iyi niyetli zilyet
possession in good faith i. iyi niyetli zilyetlik
holder in good faith i. iyi niyetli hamil
possessor in bad faith i. kötü niyetli zilyet
possession in bad faith i. kötü niyetli zilyetlik