Geçmiş

fazla vermek

"fazla vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	fazla vermek	overbid f.

"fazla vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 78 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	fazla değer vermek	over estimate f.
2	Genel	birine fazla değer vermek	set someone on a pedestal f.
3	Genel	fazla değer vermek	overrate f.
4	Genel	fazla iş vermek	overtask f.
5	Genel	açık artırmada daha fazla fiyat vermek	outbid f.
6	Genel	birine fazla değer vermek	put someone on a pedestal f.
7	Genel	fazla fiyat vermek	outbid f.
8	Genel	fazla miktarda ilaç vermek (birine)	overdose with f.
9	Genel	fazla önem vermek	overrate f.
10	Genel	fazla ürün vermek	overbear f.
11	Genel	fazla yem vermek	overfeed f.
12	Genel	-e fazla iş vermek	overburden f.
13	Genel	daha fazla detay vermek	enter more details f.
14	Genel	daha fazla zarar vermek	damage further f.
15	Genel	daha fazla hasar vermek	damage further f.
16	Genel	işine ailesinden daha fazla önem vermek	place one's job before one's family f.
17	Genel	(içki vb) fazla vermek	overserve f.
18	Genel	gereğinden fazla önem vermek	overemphasize f.
19	Genel	gereğinden fazla önem vermek	overemphasise f.
20	Genel	fazla puan vermek	overgrade f.
21	Genel	çok fazla değer vermek	overhold f.
22	Genel	fazla bilgi vermek	overinform f.
23	Genel	daha fazla güç vermek	overpower f.
24	Genel	fazla fiyattan kiraya vermek	overrent f.
25	Genel	fazla hizmet vermek	overservice f.
26	Genel	birden fazla renk vermek	polychrome f.
27	Genel	daha fazla vermek	outgive f.
28	Genel	daha fazla değer vermek	outprize f.
29	Genel	ederinden fazla değer vermek	outprize f.
30	Genel	daha fazla teklif vermek	outbid f.
Phrasals
31	Öbek Fiiller	birine fazla miktarda (ilaç vb) vermek	overdose someone with something f.
32	Öbek Fiiller	birine fazla miktarda (ilaç vb) vermek	overdose (someone) (on something) f.
33	Öbek Fiiller	birine çok fazla bir şey vermek	heap something on someone f.
34	Öbek Fiiller	birine çok fazla bir şey vermek	heap something upon someone f.
35	Öbek Fiiller	(üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek	decide among (someone or something) f.
36	Öbek Fiiller	(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek	decide among (someone and someone else) f.
37	Öbek Fiiller	fazla miktarda (ilaç) vermek	overdose with (something) f.
38	Öbek Fiiller	(bir şeyi) fazla miktarda vermek/yüklemek	overdose with (something) f.
39	Öbek Fiiller	gereğinden fazla/aşırı miktarda (bir şey) vermek	overdose with (something) f.
40	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla önem vermek	place (someone or something) above (someone or something) f.
41	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla önem vermek	place (someone or something) before (someone or something) f.
42	Öbek Fiiller	-den daha fazla önem vermek	place before f.
43	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla değer/önem vermek	put (someone or something) ahead of (someone or something) f.
44	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla değer/önem vermek	put (someone or something) before (someone or something) f.
45	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla değer/önem vermek	put (someone or something) in front of (someone or something) f.
Idioms
46	Deyim	biraz fazla tepki vermek	be a bit of a stretch f.
47	Deyim	bir pazarlıkta çok fazla taviz vermek	give away the shop f.
48	Deyim	birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek	split (one's) ticket f.
49	Deyim	(bir şeye/tarafa) fazla ağırlık vermek	err on the side of (something) f.
50	Deyim	bir şeye/tarafa fazla ağırlık vermek	err on the side of something f.
51	Deyim	fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek	kill somebody with kindness f.
52	Deyim	fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek	kill with kindness f.
53	Deyim	(birine/bir şeye) fazla değer vermek	put (someone or something) (up) on a pedestal f.
54	Deyim	fazla bilgi vermek	dot the i f.
55	Deyim	(birine/bir şeye) fazla değer vermek	set (someone or something) (up) on a pedestal f.
56	Deyim	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the blinds on f.
57	Deyim	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the curtains on f.
58	Deyim	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the shades on f.
Trade/Economic
59	Ticaret/Ekonomi	açık artırmada başkalarından fazla fiyat vermek	overbid f.
60	Ticaret/Ekonomi	bütçe fazla vermek	have a surplus in the budget f.
61	Ticaret/Ekonomi	değerinden fazla değer vermek	overestimate f.
62	Ticaret/Ekonomi	değerinden fazla kıymet vermek	overestimate f.
63	Ticaret/Ekonomi	daha fazla fiyat vermek (açık artırmada)	outbid f.
64	Ticaret/Ekonomi	fazla fiyat vermek	overbid f.
65	Ticaret/Ekonomi	fazla vermek (bütçe)	(a budget) have surplus f.
66	Ticaret/Ekonomi	fazla borç vermek	overlend f.
Politics
67	Siyasal	birden fazla adaya oy verilebilen seçimde tek bir adaya oy vermek	plump f.
68	Siyasal	(oy pusulasını) birden fazla adaya oy vermek için işaretlemek	scratch f.
Biology
69	Biyoloji	fazla besin vermek	overnourish f.
Agriculture
70	Tarım	(mahsul, toprak) daha fazla vermek	outyield f.
Military
71	Askeri	(abd'de) eğitim vermek üzere geçici görevle yabancı bir ülkeye gönderilen bir veya daha fazla askeri veya sivil personelden oluşan ekip	mtt (mobile training team) i.
Card
72	İskambil	(kağıt çekme veya koz kararı vermek için) kartları iki veya daha fazla bölüme ayırmak	cut f.
Wagering
73	Bahisçilik	elinin kazandıracağından daha fazla teklif vermek	overbid f.
74	Bahisçilik	bir öncekinden daha fazla teklif vermek	overbid [uk] f.
75	Bahisçilik	bir öncekinden daha fazla teklif vermek	overcall f.
76	Bahisçilik	fazla teklif vermek	overcall [uk] f.
Archaic
77	Eski Kullanım	'-e fazla iş vermek	overburthen f.
78	Eski Kullanım	fazla değer vermek	oversum f.