Geçmiş

gerekir

"gerekir" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	gerekir	ought f.
2	Genel	gerekir	would [obsolete] f.

"gerekir" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	unutmamamız gerekir ki	keep in mind that i.
2	Genel	ödenmesi gerekir	payable s.
3	Genel	unutmamamız gerekir ki	having said that zf.
Phrases
4	İfadeler	burada bir noktaya değinmek gerekir ki	here is a point that expr.
5	İfadeler	dikkat edilmesi gerekir ki	it must be noted that expr.
6	İfadeler	önemle belirtmek gerekir ki	it is crucial to state that expr.
7	İfadeler	unutmamak gerekir ki	keep in mind that expr.
8	İfadeler	unutmamak gerekir ki	having said that expr.
9	İfadeler	ve şunları da söylemek gerekir ki	and there is something more expr.
10	İfadeler	unutmamamız gerekir ki	we musn't forget expr.
11	İfadeler	unutmamak gerekir ki	we mustn't forget (that) expr.
12	İfadeler	unutmamak gerekir ki	bear in mind that expr.
13	İfadeler	omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir	you've got to crack a few eggs to make an omelet expr.
14	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glitters is not gold expr.
15	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glistens is not gold expr.
16	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glisters is not gold expr.
17	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glitters is not gold expr.
18	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glistens is not gold expr.
19	İfadeler	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glisters is not gold expr.
Proverb
20	Atasözü	çaresi yoksa katlanmak gerekir	what can't be cured must be endured
21	Atasözü	yükselmek için mutlaka öncelikle en alttan başlamak gerekir	he who would climb the ladder must begin at the bottom
22	Atasözü	kazanmak için harcaman gerekir	It takes money to make money
23	Atasözü	bir şeye ulaşmak için istemek gerekir	a dumb priest never got a parish
24	Atasözü	birlikte yaşayan insanların birbirleriyle iyi geçinmesi gerekir	birds in their little nests agree
25	Atasözü	bir şey seni mutsuz kılıyorsa en iyisi onu hiç bilmemek gerekir	where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise
26	Atasözü	bir çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir	it takes a village to raise a child
27	Atasözü	meyveyi yemek isteyenin ağaca tırmanması gerekir	he that would eat the fruit must climb the tree
28	Atasözü	bir şeyi elde etmek için onu istemek gerekir	a dumb priest never got a parish
29	Atasözü	bir amaca ulaşmak için çalışmak/çaba sarf etmek gerekir	he that would eat the fruit must climb the tree
30	Atasözü	sırf bir şey söylemiş olmak için konuşmamak gerekir	a closed mouth gathers no feet
31	Atasözü	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glitters is not gold
32	Atasözü	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glistens is not gold
33	Atasözü	görünüşe aldanmamak gerekir	all that glistees is not gold
34	Atasözü	geleceğin ne getireceği bilinmediği için şu anın değerini bilmek gerekir	one today is worth two tomorrows
35	Atasözü	bazen aktif olmak istesen de durup beklemen gerekir	they also serve who only stand and wait
36	Atasözü	bir problemi küçükken çözmek gerekir ki büyüyüp çözülmeyecek hale gelmesin	a little fire is quickly trodden out
37	Atasözü	bazen bir şey yapmak istesen de durup sabırla beklemen gerekir	they also serve who only stand and wait
38	Atasözü	komik/esprili olmak adına nerede duracağını unutmamak gerekir	an ounce of discretion is worth a pound of wit
39	Atasözü	güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir	beauty is more than skin deep
40	Atasözü	güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir	beauty is only skin deep
Colloquial
41	Konuşma Dili	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir	I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
42	Konuşma Dili	söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir	I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
43	Konuşma Dili	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir	I could tell you but then I’d have to kill you expr.
44	Konuşma Dili	söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir	I could tell you but then I’d have to kill you expr.
45	Konuşma Dili	bilinmesi gerekir ki	let it be known expr.
46	Konuşma Dili	yapılması gerekir	needs to be done expr.
47	Konuşma Dili	yapılması gerekir	must be done expr.
48	Konuşma Dili	öyle olmaması gerekir	I should hope not expr.
49	Konuşma Dili	öyle olması/olmaması gerekir	I should hope so/not expr.
50	Konuşma Dili	öyle olması gerekir	I should hope so expr.
51	Konuşma Dili	zaten öyle olmaması gerekir	I should think not expr.
52	Konuşma Dili	bilmen gerekir ki	I don't mind telling you expr.
53	Konuşma Dili	(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir	ictybtihtky (I could tell you, but then I'd have to kill you) expr.
54	Konuşma Dili	yapmak gerekir/yakışır/yaraşır/icap eder	it behooves one to do expr.
55	Konuşma Dili	(birinin bir şey yapması) gerekir	it behoves (one) to (do something) [uk] expr.
56	Konuşma Dili	iki kişi gerekir	it takes two expr.
Idioms
57	Deyim	hırsızı yakalamak için hırsız gibi düşünmek veya hırsız olmak gerekir	it takes a thief to catch a thief expr.
58	Deyim	bilmen gerekir ki	I don't mind telling you (something) expr.
59	Deyim	görünüşe aldanmamak gerekir	the map is not the territory expr.
60	Deyim	unutmamak gerekir ki	keep (it) in mind (that) expr.
61	Deyim	aklında tutmak gerekir ki	keep (it) in mind (that) expr.
62	Deyim	küçük aksaklıklardan yılmamak gerekir	stumbling is not falling expr.
63	Deyim	küçük zorluklar karşısında hemen yılmamak gerekir	stumbling is not falling expr.
Speaking
64	Konuşma	bunu yapmam gerekir	I have to do that expr.
65	Konuşma	dikkat etmemiz gerekir	we need to pay attention expr.
66	Konuşma	dikkat etmemiz gerekir	we should pay attention expr.
67	Konuşma	dikkat etmemiz gerekir	we have to pay attention expr.
68	Konuşma	evinize girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir	you should take off your shoes before you enter the house expr.
69	Konuşma	mek/mak gerekir/yakışır/yaraşır/icap eder	it behooves one to do something expr.
70	Konuşma	kabul etmek gerekir ki	let's face it expr.
71	Konuşma	yapılması gerekir	has to be done expr.