İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | glisten i. | parlama |
Genel | glisten i. | parıltı |
Genel | glisten i. | pırıltı |
Genel | glisten i. | kıvılcım |
Genel | glisten f. | ışıldamak |
Genel | glisten f. | parıldamak |
Genel | glisten f. | pırıldamak |
Genel | glisten f. | parlamak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | glisten with f. | su damlacıklarıyla dolu olmak |
Öbek Fiiller | glisten with f. | (göz) yaşlarla kaplanmak |
Öbek Fiiller | glisten with something f. | bir şeyle parıldamak |
Öbek Fiiller | glisten with something f. | bir şeyle ışıldamak |
Öbek Fiiller | glisten with something f. | bir şeyle pırıldamak |
Öbek Fiiller | glisten with something f. | bir şeyle parlamak |