grown - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

grown

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"grown" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
grown s. büyümüş
General
grown s. yetişkin
grown s. olgun
grown s. yetişmiş
grown s. olmuş
grown s. büyümüş
grown s. (tahıl) hasattan önce filizlenmiş
grown s. bitki örtüsüyle kaplı
Construction
grown s. (gemi yapımında kullanılan kavisli kereste) doğal şeklinin gerektirdiği eğime uygun

"grown" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 88 sonuç

İngilizce Türkçe
General
grown-ups i. yetişkinler
grown-up i. yetişkin
grown-up i. yetişkin (birey)
grown up f. büyümek
have grown up f. kendini bilmek
grown up s. anaç
grown over with s. ile örtülü
grown up s. eşek kadar
full grown s. tamamen büyümüş
grown up s. yetişkin
grown up s. ergin
grown up s. yetişmiş
grown up s. büyümüş
grown up s. kemale ermiş
full-grown s. ergin
full-grown s. büyümüş
full-grown s. iyi gelişmiş
full-grown s. tam gelişmiş
full-grown s. yetişkin
full-grown s. tamamıyla büyümüş
grown-up s. yetişkin
home-grown s. evde yetişen
grass-grown s. çimenli
moss-grown s. modası geçmiş
moss-grown s. eskimiş
grown-up s. olgun
self-grown s. kendinden yetişmiş
home-grown s. evde yetiştirilen
home-grown s. evde büyüyen
fully-grown s. yetişkin
home-grown s. kendi bahçesinde yetişen
soil-grown s. toprakta büyüyen
soil-grown s. toprakta yetişen
home-grown s. yerli
grown up s. yetik
half-grown s. tam olgunlaşmamış
island-grown s. adada yetişen
island-grown s. adada büyümüş
island-grown s. adada büyüyen
island-grown s. adada yetişmiş
liver-grown s. karaciğeri büyümüş
-grown s. (belirli bir şekilde veya yerde) üretilen
-grown s. ... ile kaplı
grown over s. bitki örtüsüyle kaplı
grown-up s. yetişkinlere ait
grown-up s. yetişkinlere yönelik
grown-up s. yetişkinlere özgü
Idioms
have grown whiskers f. kabak tadı vermek
have grown whiskers f. (espri/şaka) bayatlamak
have grown whiskers f. yavanlaşmak
have grown whisker f. kabak tadı vermek
have grown whisker f. (espri/şaka) bayatlamak
have grown whisker f. eskimiş olmak
Speaking
when I am grown up expr. büyüdüğümde
I can't believe how much you've grown up expr. bu kadar büyümüş olmana inanamıyorum
how big you have grown expr. ne kadar da büyümüşsün
how big you've grown expr. ne kadar da büyümüşsün
I feel all grown up expr. kendimi yetişkin gibi hissediyorum
Technical
home-grown software i. kullanıcının hazırladığı program
home-grown software i. kullanıcı yazılımı
Textile
grown -on collar i. bedenden çıkan yaka
grown-on collar i. bedenden çıkan yaka
grown-on facing i. kendinden kıvırma pervaz
Automotive
grown tire i. lastikte gövde büyümesi
Medical
lung-grown s. plevraya bağlı akciğerleri olan
lung-grown s. akciğerli olan
Food Engineering
vat-grown meat i. yapay et
lab-grown meat i. yapay et
Gastronomy
home-grown s. yurt içinde üretilen
Biology
fully grown s. olgunlaşmış
lab-grown s. laboratuvar ürünü
fully grown s. tam gelişmiş
Botanic
moss-grown s. yosunla kaplı olan
Agriculture
early grown tomato i. turfanda domates
half grown wool i. yarı büyümüş yapağı
home-grown s. kendi bahçesinde yetiştirilen
organically grown s. organik olarak yetiştirilen
early grown s. turfanda
home-grown s. yurtiçinde üretilen
Tobacco
shade grown tobaccos i. abd connecticut'da ince olması amacıyla bez örtülerin altında yetiştirilen puroluk tütünler
Slang
grown ass man i. eşek kadar adam
British Slang
sand grown i. batı lancashire sahil kesiminde doğmuş kimse
Modern Slang
ain't grown s. büyüyememiş
ain't grown s. olgunlaşamamış
all grown up s. tamamen büyümüş
all grown up s. bayağı büyümüş
all grown up s. olgunlaşmış
all grown up s. yetişkin olmuş