Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
trade to
içinde oluşan
Geçmiş
Cümleler
"içinde oluşan"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
içinde oluşan
innate [obsolete]
s.
"içinde oluşan"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
içinde ağızlık görevi gören bir deliğin bulunduğu hindistan cevizine takılmış kaseden oluşan iptidai bir nargile
hubble-bubble
i.
2
Genel
kendi içinde karmaşık parçalardan oluşan
decomplex
s.
Technical
3
Teknik
vulkanize edilmemiş kauçuğun organik çözücü içinde dağılmasından oluşan yapıştırıcı
rubber cement
i.
Medical
4
Medikal
bal benzeri bir maddeden oluşan veya böyle bir maddeyi içeren (kist içinde bulunan tümör)
melicerous
s.
Pathology
5
Patoloji
arteriyel duvarın içinde oluşan yağ birikintisi
arterial plaque
i.
6
Patoloji
memenin kendi içinde oluşan kanser türü
ductal carcinoma in situ
i.
7
Patoloji
içinde kist oluşan fibroma
cystofibroma
i.
Math
8
Matematik
kürenin yüzeyinde veya içinde oluşan
spherical
s.
Physics
9
Fizik
dönen bir sıvı içinde oluşan hayali tünel
vortex tube
i.
Chemistry
10
Kimya
nitrogliserin içinde çözülmüş pamuk barutu ve kafurdan oluşan bir patlayıcı
nitrogelatin
i.
11
Kimya
nitrogliserin içinde çözülmüş pamuk barutu ve kafurdan oluşan bir patlayıcı
nitrogelatine
i.
12
Kimya
kömür katranı ve petrol içinde oluşan, sentetik olarak da üretilen yağlı bir hidrokarbon
mesitylene
i.
13
Kimya
benzen veya ksilol içinde çözünmüş bir naftalin türevinden oluşan mikroskopik bir montaj ortamı
hyrax
i.
14
Kimya
sıvı içinde asılı duran bir gazdan oluşan koloid
foam
i.
Biology
15
Biyoloji
hücrede çekirdek zarının içinde protein liflerinden oluşan ince tabaka
lamina
i.
16
Biyoloji
organizma içinde oluşan
endogenous
s.
17
Biyoloji
doku içinde oluşan
endogenous
s.
Botanic
18
Botanik
spor kesesi içinde oluşan spor
ascospore
i.
19
Botanik
spor kesesi içinde oluşan sporla ilgili
ascosporic
s.
20
Botanik
spor kesesi içinde oluşan sporla ilgili
ascosporous
s.
Environment
21
Çevre
yerlilerin topladıkları deniz canlılarının artık kabuklarının yıllar içinde birikmesiyle oluşan höyük
shell mound
i.
22
Çevre
(su kanalı) toprakta açılan bir oyuk ve içinde arasından su sızabilecek taşlardan oluşan
blind
s.
Geography
23
Coğrafya
kayanın içinde oluşan doğal kuyu
namma hole
i.
Geology
24
Jeoloji
mikritik matriks içinde iskelet parçaçıklarından oluşan kireçtaşı
biomicrite
i.
25
Jeoloji
toprak altında içinde oluşan
endogenic
s.
26
Jeoloji
içinde kristalleşmiş minerallerden oluşan tabakamsı yapı olmayan (kaya)
unveined
s.
Military
27
Askeri
koalisyon veya ittifak yapısı içinde olunan iki veya daha fazla ulusun personellerinden oluşan kadro
multinational staff
i.
Sport
28
Spor
(sörfte) bir dalganın içinde oluşan boşluk
tube
i.
Music
29
Müzik
koruncak içinde bulunan borular takımından oluşan kilise çalgısı
celeste
i.
Theater
30
Theater
teleskopik bir boruya monte edilerek veya çıtaya asılarak kullanılan, önü açık metal bir kutu içinde 1000 wattlık bir ampulden oluşan bir ışık
olivet
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of içinde oluşan
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy