blind - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

blind

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"blind" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 163 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
blind s. kör
General
blind i. sokur
blind i. alem
blind i. perde
blind i. güneşlik
blind i. bahane
blind i. pusu
blind i. basiretsizlik
blind i. avcıların avlarından gizlendiği yer
blind i. jaluzi
blind i. güneş siperi
blind i. stor
blind i. abajur
blind i. gerçek niteliği gizlemeyi amaçlayan şey
blind i. dalavere
blind i. hile
blind i. kimliğinin veya yaptığı işlerin bilinmesini istemeyen biri adına hareket eden kimse
blind i. hile
blind i. dalavere
blind i. lomboz panjuru
blind i. göz bağı
blind i. siper
blind i. siperlik
blind i. durak
blind i. görüş engelleyici
blind i. at gözlüğü
blind i. tuzak
blind i. yem
blind f. kör etmek
blind f. körletmek
blind f. kamaştırmak
blind f. köreltmek
blind f. göz kamaştırmak
blind f. saklamak
blind f. göz almak
blind f. körleştirmek
blind f. gözünü almak
blind f. kapatmak
blind f. ışıksız bırakmak
blind f. ışığı engellemek
blind f. aklını başından almak
blind f. düşünemeyecek hale getirmek
blind f. (ışığıyla) gölgede bırakmak
blind f. siperle korumak
blind s. görmeyen
blind s. şuursuz
blind s. okunaksız
blind s. ama
blind s. çıkmaz (sokak)
blind s. düşüncesiz
blind s. görmez
blind s. basiretsiz
blind s. gizli
blind s. saçma
blind s. çıkmaz
blind s. duygusuz
blind s. zilzurna
blind s. kör
blind s. (yol) çıkmaz
blind s. körlere ait
blind s. körlerle ilgili
blind s. körlere yönelik
blind s. test sonuçlarını etkileyecek herhangi bir bilgi verilmeden yapılan
blind s. hazırlıksız yapılan
blind s. deneyimsiz yapılan
blind s. bilgisiz yapılan
blind s. görüş olmadan yapılan
blind s. nedene veya kanıta dayanmayan
blind s. soru sormayan
blind s. kayıtsız şartsız
blind s. eksik adresli
blind s. adresi okunaklı olmayan
blind s. sürücülerin görüş açısı dışında kalan
blind s. (duvar) açıklığı olmayan
blind s. kontrolsüz bir şekilde yapılan
blind s. hazırlıksız bir şekilde yapılan
blind s. görülmesi zor
blind s. anlaşılması zor
blind s. kimliği gizli
blind s. kimliği açıklanmayan
blind s. destekleyenin kimliği belli olmayan
blind s. arkasındakini saklayan
blind s. … özürlüsü (mecaz)
blind s. (metin) anlaşılmaz
blind s. (tüp, çuval) tek yanı kapalı
blind s. en ufak
blind s. en küçük
blind s. anlayışı kıt
blind zf. görmeden
blind zf. kör bir şekilde
blind zf. önünü görmeden
blind zf. haberi olmadan
blind zf. habersiz
blind zf. (sonucu etkileyebilecek) önemli bilgilerden yoksun bir şekilde
blind zf. yönlendirme olmadan
blind zf. uygun bilgiler olmadan
blind zf. aşırı derecede
blind zf. tamamen
blind zf. duyarsızca
blind zf. pervasızca
blind zf. dikkatsizce
blind zf. pekiştirici bir ifade
Colloquial
blind f. sövmek
blind f. saydırmak
blind f. küfretmek
blind f. çok teknik konuşarak (birinin) kafasını karıştırmak
blind s. anlayışsız
Technical
blind i. gölgelik
blind i. güneş kırıcı
blind i. pencere storu
blind i. panjur
blind i. stor
blind i. yaldızlama veya renklendirme yapmadan elde işleme
blind f. matlaşmak
blind f. körelmek
blind f. donuklaştırmak
blind f. matlaştırmak
blind f. boşluklarını doldurmak
blind f. tıkamak
blind f. (yeni döşenen bir yol) derzlerini doldurmak için kum ve çakılla kaplamak
blind f. (akaç tuğlası) toprakla kaplamak
blind s. kör
blind s. konusu ve koşulları bilinmeyen bir deney tasarımına ait
blind s. deney sırasında önyargıya neden olabilecek bilgiye sahip olmayan
blind s. donuk
blind s. parlaklıktan yoksun
blind s. cilalanmamış
blind s. yaldızsız, mürekkepsiz veya renksiz bir şekilde basılmış
blind s. (perçin) tek bir taraftan takılıp sabitlenebilen
Construction
blind s. (çit) arasından görülemeyecek veya geçilemeyecek kadar kalın
Transportation
blind i. yol tabelası
Railway
blind i. ucunda kapı olmayan tren yüklüğü veya posta arabası
blind i. vagonun hemen arkasındaki kapısız tren yüklüğü platformu
blind s. (hedef) yanlamasına döndürülmüş
Aeronautic
blind s. araç yardımıyla görmeden yapılan
Medical
blind s. normalin onda biri veya daha azı kadar gören
Psychology
blind s. yalnızca psikolojik test verilerinden elde edilen
Printing
blind s. (litografik yüzey) baskı oluşturamayan
blind s. (tasarım, başlık) kitap üstüne mürekkepsiz veya yaldızsız basılmış
blind s. soğuk baskı yapılmış
Gastronomy
blind s. (küçük tart) dolgusuz
Botanic
blind i. çiçek vermeyen bir çiçekli bitki
blind s. kısır
blind s. (dal) meyve veya çiçek vermeyen
Environment
blind s. (su kanalı) toprakta açılan bir oyuk ve içinde arasından su sızabilecek taşlardan oluşan
blind s. (mineral, damar, tabaka) yüzeyde görünmeyen
Geology
blind s. aniden sona eren
Military
blind i. dürbün objektif kapağı
blind i. patlayamamış bir patlayıcı madde
Baseball
blind i. skorsuzluk
Card
blind i. kör açılış bahsini yapan oyuncu
blind i. kartların kapalı olarak yere konduğu ekstra el
Wagering
blind i. kör bahis
Music
blind s. farklı perdelerde alternatif tonları olan
Archaic
blind s. karanlık
blind s. ışıksız
Slang
blind s. sarhoş
blind s. uçmuş
blind s. zom
blind s. kafa bir milyon
blind s. yamulmuş
British Slang
blind f. çok hızlı araba sürmek
blind f. lanet etmek

"blind" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
blind alley i. çıkmaz
window blind i. panjur
blind cultivation i. ön çapa
blind follower i. softa
blind gut i. körbağırsak
three blind mice i. bir bebek ninnisi
blind date i. tanışma randevusu
blind date i. önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme
blind archway i. körkemer
the blind i. körler
blind valley i. kör vadi
blind shaft i. içkuyu
blind alley i. açmaz
venetian blind i. güneşlik
double blind method i. çift kör yöntemi
blind alley i. çıkmaz sokak
blind shaft i. dahili kuyu
red blind i. kırmızı renge karşı kör
blind floor i. kördöşeme
roller blind i. stor
blind arcade i. sağır sıra kemer
blind flange i. kör tapa
blind person i. kör
blind spot i. kendi önyargısının insanı anlamaktan engellediği konu
blind flying i. kör uçuş
blind arch i. yalancı kemer
blind arch i. kör kemer
blind arch i. sağır kemer
roller blind i. stor perde
roller blind i. makaralı güneşlik
blind love i. kara sevda
venetian blind i. venedik storu
venetian blind i. panjur
venetian blind i. jaluzi
blind bend i. kör viraj
blind faith i. kör inanç
awning blind i. markiz
awning blind i. güneş saçağı
blind joint i. gizli geçme
blind street i. çıkmaz sokak
blind text i. gizli bilgi
blind text i. gizli metin
blind obedience i. körü körüne bağlanma
blind-alley i. çıkmaz sokak
blind-alley i. sonu olmayan şey
blind-deaf children i. kör ve sağır çocuklar
hoodman-blind i. körebe oyunu
color-blind i. akromatopsi
blind study i. kör araştırma
blind eyes i. kör gözler
blind eyes i. görmeyen gözler
blind accident i. görünmez kaza
blind children i. kör çocuklar
star-blind i. yarı kör
blind hole i. kör kuyu
blind alley i. sonu olmayan şey
blind man's buff i. körebe
blind man's buff i. körebe oyunu
blind man's bluff i. körebe oyunu
blind faith i. körü körüne inanç
louvre blind i. jaluzi
blind curve i. kör viraj
blind spot i. kör nokta
blind rage i. cinnet
blind replication i. körü körüne kopyalama/taklit etme
blind allegiance i. körü körüne biat
blind allegiance i. körü körüne bağlılık
vision blind i. stor perde
blind mole i. kör köstebek
blind audition i. yarışmacıyı görmeden yapılan seçme
blind baggage i. arkasında kapı bulunmayan yük vagonu
blind baggage i. arkasında kapı bulunmayan posta arabası
blind corner i. kör nokta
blind corner i. araba sürerken görülmeyen nokta
blind date i. görücü usulü buluşma
blind man’s buff i. gerçekler bilinmeden yapılan şey
blind man’s buff i. hile ve şaşırtmaya dayalı şey
blind tiger [dialect] i. kaçak bar
blind reader i. okunaklı olmayan adresleri okumakla görevli postane memuru
blind-reader [uk] i. okunaklı olmayan adresleri okumakla görevli postane memuru
blind side i. görüş açısı dışında kalan taraf
blind side i. dikkat edilmeyen taraf
blind spot i. (salon, yol) görmenin veya duymanın zor veya imkansız olduğu yer
blind spot i. hakkında bilgi sahibi olunmayan alan
blind spot i. takdir görmeyen alan
blind stitching i. gizli dikiş
blind wall i. kör duvar
blind commitment i. körü körüne bağlanma
color-blind person i. renk körü kimse
color-blind person i. renk tonlarını ayırt edemeyen kimse
the deaf-blind i. hem sağır hem kör olanlar
become blind f. körleşmek
fly blind f. kör uçmak
fly blind f. sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek (tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden)
go blind f. kör olmak
make blind f. kör etmek
have blind confidence in f. körü körüne inanmak
turn a blind eye f. gözünü kapamak
be blind drunk f. küfelik olmak
render blind f. körleştirmek
be blind to someone's faults f. hatalarını görmezden gelmek
be blind to someone's faults f. kusurlarını görmezden gelmek
make someone blind f. (birisini) kör etmek
turn a blind eye to f. arka plana atmak
be turned a blind eye f. gözardı edilmek
be turned a blind eye f. göz ardı edilmek
turn a blind eye to something f. görmezden gelmek
turn a blind eye to something f. bir şeye göz yummak
turn a blind eye to something f. görmezlikten gelmek
be sand-blind f. kısmen kör olmak
go blind at the age of ten f. on yaşında kör olmak
play blind man's buff f. körebe oynamak
turn a blind eye f. görmezlikten gelmek
blind side f. şaşırtmak
snow-blind f. (birinin) kar körü olmasına sebep olmak
blind drunk s. zilzurna sarhoş
blind drunk s. fitil gibi
color blind s. renk körü
as blind as s. kadar kör
partially blind s. kısmi kör
blind drunk s. kör kütük sarhoş
colour blind s. renk körü
blind drunk s. sarhoş
blind drunk s. dut gibi
blind drunk s. bulut gibi sarhoş
blind drunk s. yüklü
blind in one eye s. bir gözü kör
green blind s. yeşil körü
blind drunk s. aşırı alkollü
colour-blind s. renkkörü
colour-blind s. renk körü
color-blind s. renkkörü
stone-blind s. kör
stone-blind s. tamamen kör
completely blind s. tamamen kör
blind-end s. tek tarafı kapalı
blind-ended s. tek tarafı kapalı
blind from birth s. doğuştan kör
born blind s. doğuştan kör
half blind s. yarı kör
half-blind s. yarı kör
near-blind s. neredeyse kör
near-blind s. gözü bozuk
near-blind s. büyük ölçüde kısıtlı görüş mesafesine sahip
near-blind s. kısmen kör
blind [obsolete] s. yakılmamış
blind [obsolete] s. ışığı gizlenen
moon-blind [obsolete] s. anlayışsız
moon-blind [obsolete] s. odun kafa
moon-blind [obsolete] s. dar görüşlü
sand-blind s. çok az gören
sand-blind s. görüşü çok az olan
gravel-blind s. gözleri bozuk
gravel-blind s. neredeyse kör
color-blind s. ırkçılıktan nasibini almamış
color-blind s. ırkçı olmayan
colour-blind s. ırkçı olmayan
colour-blind s. cilt rengine göre ayırmayan
colour-blind s. etnik kökene göre ayırmayan
color-blind s. fark etmeyen
color-blind s. dikkate almayan
color-blind s. kör
color-blind s. duyarsız
color-blind s. dikkatsiz
color-blind s. ilgisiz
deaf-blind s. hem sağır hem kör olan
snow-blind s. kar körü
star-blind s. çakırkeyf
star-blind s. kafası dumanlı
stock-blind s. tamamen kör
stock-blind s. hiç görmeyen
Phrasals
blind to f. bilmemek
blind to f. farkında olmamak
blind to f. görmemek
blind to f. kör olmak
blind someone to something f. birinin bir şeyi görmesini/anlamasını engellemek
blind someone to something f. birinin bir şeyden haberdar olmasını engellemek
blind someone to something f. birinin bir şeyi görmesinin/anlamasının önüne geçmek
blind to (something) f. (bir şeyi) görmezden gelmek
blind to (something) f. (bir şeyi) görmemek
blind to (something) f. (bir şeyi) göz ardı etmek
blind to (something) f. (bir şeye) aldırmamak
blind to (something) f. (bir şeyi) yok saymak
blind to (something) f. (bir şeyi) önemsememek
Phrases
a blind man could see this expr. ayan beyan ortada
a blind man could see this expr. çocuklar bile anlar
a blind man could see this expr. kör adam bile görebilir
a blind man could see this expr. çok açık
a blind man could see this expr. besbelli
a blind man could see that expr. ayan beyan ortada
a blind man could see that expr. çocuklar bile anlar
a blind man could see that expr. kör adam bile görebilir
a blind man could see that expr. çok açık
a blind man could see that expr. besbelli
a blind man could see it expr. ayan beyan ortada
a blind man could see it expr. çocuklar bile anlar
a blind man could see it expr. kör adam bile görebilir
a blind man could see it expr. çok açık
a blind man could see it expr. besbelli
not a blind bit of notice expr. hiç/zerre kadar farkına varmamak
Proverb
love is blind aşkın gözü kördür
among the blind the one-eyed man is king adam olmayan köyde keçiye abdurrahman çelebi derler
the blind leading the blind bozacının şahidi şıracı
the blind leading the blind körler sağırlar birbirini ağırlar
in the country of the blind the one-eyed man is king koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denir
in the country of the blind the one-eyed man is king koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler
a nod is as good as a wink to a blind horse anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
a nod is as good as a wink to a blind horse arif olan anlar
a nod is as good as a wink to a blind horse arife tarif gerekmez
there's none so blind as those who will not see hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir
among the blind the one-eyed man is king koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler
in the country of the blind, the one-eyed man is king körler ülkesinde tek gözü olan adam kral olur
in the country of the blind the one-eyed man is king körler ülkesinde şaşılar kral olur
a nod is as good as a wink to a blind man tereciye tere satma
a nod is as good as a wink to a blind man sen giderken ben dönüyordum
a nod is as good as a wink to a blind man senin bilmişliğin kadar benim unutmuşluğum var
men are blind in their own cause insanlar kendi davalarına körü körüne inanırlar
men are blind in their own cause körü körüne inanç aklı da kör eder
a nod is as good as a wink to a blind man kör kör parmağım gözüne
men are blind in their own cause insanlar kendi inandıklarına kördür
a nod is as good as a wink to a blind man anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
a nod is as good as a wink to a blind man arife tarif gerekmez
a nod is as good as a wink to a blind man arife tarif ne gerek
even a blind pig can find an acorn once in a while bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
men are blind in their own cause kimse ayranım/yoğurdum ekşi demez
men are blind in their own cause yoğurdum/ayranım ekşidir diyen olmaz
men are blind in their own cause kimse inandığı şeye toz kondurmaz
men are blind in their own cause inandığın şeyin kusurlarını görmezsin
even a blind pig can find an acorn once in a while durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind hog finds an acorn every now and then bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir
even a blind squirrel finds a nut once in a while bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
a nod is as good as a wink to a blind bat anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az
a nod is as good as a wink to a blind bat arif olan anlar
a nod is as good as a wink to a blind bat arife tarif gerekmez
a nod is as good as a wink to a blind bat arife tarif ne gerek
Colloquial
blind impulse i. ani içgüdü
blind impulse i. ani ve nedensiz dürtü
a blind alley i. başarısızlığa mahkum
a blind hope i. boş bir umut
blind impulse i. bilinçsiz dürtü
a blind alley i. çıkmaz sokak
a blind alley i. çıkmaz
eyes blind to i. görmeyen gözler
blind dumb luck i. kör şans
a blind alley i. sonu olmayan
a blind alley i. sonuçsuz kalan
blind freddie [australia] i. en cahil kimse
blind freddie [australia] i. en aptal kimse
swear blind (that)... f. yemin etmek
blind as a bat s. kör
stone blind s. kör
stone blind s. taş gibi kör
stone blind s. tamamen kör
love is blind expr. aşkın gözü kördür
by blind luck expr. şans eseri
hatred is as blind as love expr. nefretin gözü kördür, tıpkı aşk gibi
hatred is as blind as love expr. nefretin de aşk gibi gözü kördür
hatred is as blind as love expr. nefretin de aşk kadar gözü kördür
swear blind (that)... expr. iki gözüm önüme aksın ki demek
swear blind (that)... expr. yemin billah etmek
Idioms
a blind bit of (something) i. hiçbir … yaratmama
a blind bit of (something) i. hiç de … almama
a blind bit of (something) i. hiç
a blind bit of (something) i. en ufak
a blind bit of (something) i. zerre kadar
blind man's holiday i. kör adamın tatili
blind man's holiday i. elektrikli aydınlatmadan önce geceleri çalışılamamasını ifade eden deyim
I see, said the blind man i. anladım dedi kör adam (bir şeyin anlaşıldığını mizahi bir yolla ifade eden bir söz)
blind side i. kişiliğinin zayıf yanı
blind side i. zayıf yön
blind side i. bir kişinin zayıf yönü
a blind boil i. baş vermemiş şey
blind side i. bir insanın zayıf tarafı
blind side i. duyarlı noktası
a blind spot i. kör nokta
blind luck i. kör talih
a blind date i. kör randevu
case of the blind leading the blind i. körün köre kılavuzluk etmesi
blind side i. zayıf yön
blind side i. zaaf
blind side i. zayıf taraf
a blind date i. birbirini tanımayan iki kişinin aralarında romantik bir ilişki başlaması ihtimaliyle ilk buluşması
a blind date i. iki kişinin birlikte vakit geçirip romantik bağlamda birbirini tanımak için ilk buluşması
a blind date i. görücü usulü
a blind date i. ilk buluşma
a blind date i. birbirini tanımayan iki kişinin ilk buluşması
a blind spot i. bilinmeyen bir şey/yön/nokta
a blind spot i. ihmal edilen/önemsenmeyen bir nokta
a blind spot i. göz ardı edilen/görmezden gelinen bir konu
a case of the blind leading the blind i. körün köre kılavuzluğu
a case of the blind leading the blind i. körler sağırlar birbirini ağırlar
somebody’s blind spot i. birinin kör noktası
somebody’s blind spot i. biri için muamma
somebody’s blind spot i. birinin hiç anlamadığı bir şey
blind luck i. sadece kadar
blind luck i. sırf şans
blind side i. arka taraf
blind side i. kör nokta
flying blind i. kör uçuş
flying blind i. varsayımla ilerleme
flying blind i. tahmin ve sezgilerle yol alma
flying blind i. el yordamıyla ilerleme
go it blind f. pervasızca davranmak
go it blind f. kafasına göre davranmak
go it blind f. körlemesine yapmak
go it blind f. tedbirsizce/bilip bilmeden yapmak
steal (one) blind f. soyup soğana çevirmek
steal (one) blind f. ne var ne yok çalmak
steal (one) blind f. donuna kadar soymak
steal someone blind f. soyup soğana çevirmek
steal someone blind f. ne var ne yok çalmak
steal someone blind f. donuna kadar soymak
rob someone blind f. birini alenen soymak
rob someone blind f. birisini kazıklamak
rob someone blind f. birini göz göre göre kazıklamak
rob someone blind f. birisini soyup soğana çevirmek
be up a blind alley f. çıkmaza girmek
blind someone with science f. çok teknik konuşarak karşısındakinin kafasını karıştırmak
not take a blind bit of notice f. hiç oralı olmamak
turn a blind eye f. görmezlikten gelmek
turn a blind eye f. göz yummak
turn a blind eye f. gözlerini kapatmak
play blind man f. görmezden gelmek
turn a blind eye f. görmezden gelmek
swear blind f. iki gözüm önüme aksın ki demek
not take a blind bit of notice f. kale almamak
play blind man f. kör adamı oynamak
fly blind f. (yeni bir şeyi) hiç yardım almadan denemek
swear blind f. yemin etmek
swear blind f. yemin billah etmek
be flying blind f. kör uçuş yapmak
be flying blind f. kör uçmak
be flying blind f. yalnızca aletleri kullanarak uçmak
be flying blind f. el yordamıyla ilerlemek
be flying blind f. tahmin ve sezgilerle yol almak
be flying blind f. deneme yanılma yoluyla ilerlemek
be flying blind f. kervanı yolda düzmek
be (as) blind as a bat f. kör mü kör olmak
be (as) blind as a bat f. tamamen kör olmak
be (as) blind as a bat f. yarasa kadar kör olmak
be (as) blind as a bat f. gözü iyi görmemek
be (as) blind as a bat f. görme kusuru olmak
be (as) blind as a bat f. gözü bozuk olmak
be (as) blind as a bat f. görme yetisi zayıf olmak
be (as) blind as a bat f. dikkatsiz olmak
be (as) blind as a bat f. bihaber olmak
be (as) blind as a bat f. dünyadan haberi olmamak
be (as) blind as a bat f. etrafında olup bitenlerin farkında olmamak
be blind to f. görmezden gelmek
be blind to f. göz yummak
be blind to f. göz ardı etmek
be blind to f. önemsememek
be blind to f. aldırmamak
be blind to f. ihmal etmek
be blind to f. yok saymak
blind as a bat/beetle/mole f. gece gibi kör
blind as a bat/beetle/mole f. kör mü kör
blind as a bat/beetle/mole f. tamamen kör
blind as a bat/beetle/mole f. gözleri görmeyen
blind as a bat/beetle/mole f. gece kadar kör
blind as a bat/beetle/mole f. dikkatsiz
blind as a bat/beetle/mole f. ilgisiz
blind as a bat/beetle/mole f. bihaber
blind somebody with science f. çok teknik konuşarak birinin kafasını karıştırmak
go down a blind alley f. boşa kürek çekmek
go down a blind alley f. çıkmaza girmek
go down a blind alley f. olmayacak bir şeyle uğraşmak
rob blind f. kazıklamak
rob blind f. soyup soğana çevirmek
rob blind f. alenen soymak
rob blind f. göz göre göre kazıklamak
a blind bit of (something) s. zerre kadar
a blind bit of (something) s. neredeyse hiç
a blind bit of (something) s. çok çok az
a blind bit of (something) s. çok az
a blind bit of (something) s. zerre kadar
a blind bit of (something) s. minnacık
a blind bit of (something) s. en ufak
a blind bit of s. zerre kadar
a blind bit of s. minnacık
a blind bit of s. en ufak
a blind bit of s. nokta kadar
blind as a bat s. gece gibi kör
blind as a bat s. kör mü kör
blind as a beetle s. gece gibi kör
blind as a beetle s. kör mü kör
blind as a mole s. gece gibi kör
blind as a mole s. kör mü kör
blind as a beetle s. tamamen kör
blind as a beetle s. gözleri görmeyen
blind as a mole s. tamamen kör
blind as a mole s. gözleri görmeyen
blind as a bat s. gece kadar kör
blind as a beetle s. gece kadar kör
blind as a mole s. gece kadar kör
(as) blind as a bat s. görme yetisi zayıf
(as) blind as a bat s. tam göremeyen
(as) blind as a bat s. dikkatsiz
(as) blind as a bat s. gözünün önündekini görmeyen
blind as a bat s. iyi göremeyen
blind as a bat s. bozuk gören
blind as a bat s. görmezden gelen
blind as a bat s. göz yuman
blind as a bat s. bihaber
blind as a bat s. habersiz
blind as a bat s. dikkatsiz
blind as a bat s. farkında olmayan
not a blind bit of (something) zf. hiç
not a blind bit of (something) zf. azıcık bile
not a blind bit of (something) zf. bir nebze olsun
not a blind bit of (something) zf. şuncacık bile
not a blind bit of (something) zf. zerre kadar
like a blind dog in a meat market expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
I see, said the blind man expr. gördüm/görüyorum dedi kör adam
blind leading the blind expr. kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz
like stealing acorns from a blind pig expr. kolayca
as blind as a bat expr. kör mü kör
like stealing acorns from a blind pig expr. tereyağından kıl çeker gibi
like a blind dog in a meat market expr. tamamen kontrolden çıkmış
as blind as a bat expr. yarasa kadar kör
(as) blind as a bat expr. tamamen kör
(as) blind as a bat expr. hiçbir şey göremeyen
(as) blind as a beetle [dated] expr. görme bozukluğu olan
(as) blind as a beetle [dated] expr. iyi göremeyen
(as) blind as a beetle [dated] expr. kör
(as) blind as a beetle [dated] expr. dikkatsiz
(as) blind as a beetle [dated] expr. ilgisiz
(as) blind as a beetle [dated] expr. bihaber
(as) blind as a mole [dated] expr. görme bozukluğu olan
(as) blind as a mole [dated] expr. iyi göremeyen
(as) blind as a mole [dated] expr. kör
(as) blind as a mole [dated] expr. dikkatsiz
(as) blind as a mole [dated] expr. ilgisiz
(as) blind as a mole [dated] expr. bihaber
(up) a blind alley expr. çıkmaz
(up) a blind alley expr. açmaz
blind leading the blind expr. bozacının şahidi şıracı
blind leading the blind expr. körler sağırlar birbirini ağırlar
the blind leading the blind expr. kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz
the blind leading the blind expr. bozacının şahidi şıracı
the blind leading the blind expr. körler sağırlar birbirini ağırlar
not a blind bit of difference expr. zerre kadar fark
not a blind bit of difference expr. zerre kadar farklılık
not a blind bit of difference expr. hiçbir fark/farklılık
Speaking
I'm blind ünl. kör oldum
I wish I were blind to not see that expr. görmez olaydım
I wish I were blind to not see that expr. gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım
I wish I were blind to not see that expr. keşke görmez olsaydım
there was a blind beggar expr. kör bir dilenci vardı
are you blind? expr. kör müsün?
I'm not blind expr. kör değilim
Trade/Economic
blind entry i. açıklaması olmayan yevmiye maddesi
blind trust i. ekonomik yatırımları olan politikacıların kamuoyunda tartışmalara mahal vermemek için görevde bulundukları süre içerisinde malvarlıklarının yönetimini devrettikleri bir çeşit kayyum müessesesi
blind entry i. hileli yevmiye maddesi
blind bidding i. malı görmeden teklifte bulunma
blind entry i. muhasebede yalnız miktarları kaydedilen işlemler
blind bidding i. sinema salonu sahiplerinin bir filmi henüz izlemeden o filmi gösterebilmek için talepte bulunmaları
blind pool i. kör havuz
Law
blind register i. (ingiltere) körler listesi
Politics
six points association of the blind i. altınokta körler derneği
blind polling i. gizli oylama
Institutes
rnib (royal national institute of blind people) kısalt. kraliyet ulusal körler enstitüsü
Industry
electric blind i. elektrikli panjur
Technical
open end blind rivet i. açık kör perçin
blind hole i. açılmamış delik
blind nut i. başlık somunu
blind rivet with protruding head i. çıkıntılı başlı kör perçin
blind flanges made of steel i. çelikten yapılma kör flanş
blind rivet with break pull mandrel i. çekerek kopan mandrelli kör perçin
blind washer i. deliksiz conta
blind dam i. dip savaksız baraj
blind hinge i. gizli menteşe
blind test i. gözü kapalı sınama
blind equalizer i. gözü kapalı denkleştirici
window blind i. güneşlik
blind seat i. görüşü kısıtlı koltuk
blind joint i. gizli geçme
blind nailing i. gizli çivileme
blind algorithm i. gözü kapalı algoritma
blind nail i. gizli çivi
blind nail i. gömme başlı çivi
sun blind i. güneş storu
blind rivet i. gizli perçin
blind area i. gölgeli bölge
blind nut i. gömme başlı somun
blind copper i. ham bakır
blind rivet i. ham perçin
countersunk head blind rivet i. havşa başlı kör perçin
venetian blind i. jaluzi
blind shaft i. iç kuyu
closed end blind rivet i. kapalı uçlu kör perçin
closed end blind rivet i. kapalı kör perçin
snow blind i. kar körlüğü
blackout blind i. karartma perdesi
blind flange i. kapama flanşı
blind window i. körpencere
blind casing i. kör kasa
blind seat i. kör koltuk