Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
blind
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"blind"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 163 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
blind
s.
kör
General
2
Genel
blind
i.
sokur
3
Genel
blind
i.
alem
4
Genel
blind
i.
perde
5
Genel
blind
i.
güneşlik
6
Genel
blind
i.
bahane
7
Genel
blind
i.
pusu
8
Genel
blind
i.
basiretsizlik
9
Genel
blind
i.
avcıların avlarından gizlendiği yer
10
Genel
blind
i.
jaluzi
11
Genel
blind
i.
güneş siperi
12
Genel
blind
i.
stor
13
Genel
blind
i.
abajur
14
Genel
blind
i.
gerçek niteliği gizlemeyi amaçlayan şey
15
Genel
blind
i.
dalavere
16
Genel
blind
i.
hile
17
Genel
blind
i.
kimliğinin veya yaptığı işlerin bilinmesini istemeyen biri adına hareket eden kimse
18
Genel
blind
i.
hile
19
Genel
blind
i.
dalavere
20
Genel
blind
i.
lomboz panjuru
21
Genel
blind
i.
göz bağı
22
Genel
blind
i.
siper
23
Genel
blind
i.
siperlik
24
Genel
blind
i.
durak
25
Genel
blind
i.
görüş engelleyici
26
Genel
blind
i.
at gözlüğü
27
Genel
blind
i.
tuzak
28
Genel
blind
i.
yem
29
Genel
blind
f.
kör etmek
30
Genel
blind
f.
körletmek
31
Genel
blind
f.
kamaştırmak
32
Genel
blind
f.
köreltmek
33
Genel
blind
f.
göz kamaştırmak
34
Genel
blind
f.
saklamak
35
Genel
blind
f.
göz almak
36
Genel
blind
f.
körleştirmek
37
Genel
blind
f.
gözünü almak
38
Genel
blind
f.
kapatmak
39
Genel
blind
f.
ışıksız bırakmak
40
Genel
blind
f.
ışığı engellemek
41
Genel
blind
f.
aklını başından almak
42
Genel
blind
f.
düşünemeyecek hale getirmek
43
Genel
blind
f.
(ışığıyla) gölgede bırakmak
44
Genel
blind
f.
siperle korumak
45
Genel
blind
s.
görmeyen
46
Genel
blind
s.
şuursuz
47
Genel
blind
s.
okunaksız
48
Genel
blind
s.
ama
49
Genel
blind
s.
çıkmaz (sokak)
50
Genel
blind
s.
düşüncesiz
51
Genel
blind
s.
görmez
52
Genel
blind
s.
basiretsiz
53
Genel
blind
s.
gizli
54
Genel
blind
s.
saçma
55
Genel
blind
s.
çıkmaz
56
Genel
blind
s.
duygusuz
57
Genel
blind
s.
zilzurna
58
Genel
blind
s.
kör
59
Genel
blind
s.
(yol) çıkmaz
60
Genel
blind
s.
körlere ait
61
Genel
blind
s.
körlerle ilgili
62
Genel
blind
s.
körlere yönelik
63
Genel
blind
s.
test sonuçlarını etkileyecek herhangi bir bilgi verilmeden yapılan
64
Genel
blind
s.
hazırlıksız yapılan
65
Genel
blind
s.
deneyimsiz yapılan
66
Genel
blind
s.
bilgisiz yapılan
67
Genel
blind
s.
görüş olmadan yapılan
68
Genel
blind
s.
nedene veya kanıta dayanmayan
69
Genel
blind
s.
soru sormayan
70
Genel
blind
s.
kayıtsız şartsız
71
Genel
blind
s.
eksik adresli
72
Genel
blind
s.
adresi okunaklı olmayan
73
Genel
blind
s.
sürücülerin görüş açısı dışında kalan
74
Genel
blind
s.
(duvar) açıklığı olmayan
75
Genel
blind
s.
kontrolsüz bir şekilde yapılan
76
Genel
blind
s.
hazırlıksız bir şekilde yapılan
77
Genel
blind
s.
görülmesi zor
78
Genel
blind
s.
anlaşılması zor
79
Genel
blind
s.
kimliği gizli
80
Genel
blind
s.
kimliği açıklanmayan
81
Genel
blind
s.
destekleyenin kimliği belli olmayan
82
Genel
blind
s.
arkasındakini saklayan
83
Genel
blind
s.
… özürlüsü (mecaz)
84
Genel
blind
s.
(metin) anlaşılmaz
85
Genel
blind
s.
(tüp, çuval) tek yanı kapalı
86
Genel
blind
s.
en ufak
87
Genel
blind
s.
en küçük
88
Genel
blind
s.
anlayışı kıt
89
Genel
blind
zf.
görmeden
90
Genel
blind
zf.
kör bir şekilde
91
Genel
blind
zf.
önünü görmeden
92
Genel
blind
zf.
haberi olmadan
93
Genel
blind
zf.
habersiz
94
Genel
blind
zf.
(sonucu etkileyebilecek) önemli bilgilerden yoksun bir şekilde
95
Genel
blind
zf.
yönlendirme olmadan
96
Genel
blind
zf.
uygun bilgiler olmadan
97
Genel
blind
zf.
aşırı derecede
98
Genel
blind
zf.
tamamen
99
Genel
blind
zf.
duyarsızca
100
Genel
blind
zf.
pervasızca
101
Genel
blind
zf.
dikkatsizce
102
Genel
blind
zf.
pekiştirici bir ifade
Colloquial
103
Konuşma Dili
blind
f.
sövmek
104
Konuşma Dili
blind
f.
saydırmak
105
Konuşma Dili
blind
f.
küfretmek
106
Konuşma Dili
blind
f.
çok teknik konuşarak (birinin) kafasını karıştırmak
107
Konuşma Dili
blind
s.
anlayışsız
Technical
108
Teknik
blind
i.
gölgelik
109
Teknik
blind
i.
güneş kırıcı
110
Teknik
blind
i.
pencere storu
111
Teknik
blind
i.
panjur
112
Teknik
blind
i.
stor
113
Teknik
blind
i.
yaldızlama veya renklendirme yapmadan elde işleme
114
Teknik
blind
f.
matlaşmak
115
Teknik
blind
f.
körelmek
116
Teknik
blind
f.
donuklaştırmak
117
Teknik
blind
f.
matlaştırmak
118
Teknik
blind
f.
boşluklarını doldurmak
119
Teknik
blind
f.
tıkamak
120
Teknik
blind
f.
(yeni döşenen bir yol) derzlerini doldurmak için kum ve çakılla kaplamak
121
Teknik
blind
f.
(akaç tuğlası) toprakla kaplamak
122
Teknik
blind
s.
kör
123
Teknik
blind
s.
konusu ve koşulları bilinmeyen bir deney tasarımına ait
124
Teknik
blind
s.
deney sırasında önyargıya neden olabilecek bilgiye sahip olmayan
125
Teknik
blind
s.
donuk
126
Teknik
blind
s.
parlaklıktan yoksun
127
Teknik
blind
s.
cilalanmamış
128
Teknik
blind
s.
yaldızsız, mürekkepsiz veya renksiz bir şekilde basılmış
129
Teknik
blind
s.
(perçin) tek bir taraftan takılıp sabitlenebilen
Construction
130
İnşaat
blind
s.
(çit) arasından görülemeyecek veya geçilemeyecek kadar kalın
Transportation
131
Ulaştırma
blind
i.
yol tabelası
Railway
132
Demiryolu
blind
i.
ucunda kapı olmayan tren yüklüğü veya posta arabası
133
Demiryolu
blind
i.
vagonun hemen arkasındaki kapısız tren yüklüğü platformu
134
Demiryolu
blind
s.
(hedef) yanlamasına döndürülmüş
Aeronautic
135
Havacılık
blind
s.
araç yardımıyla görmeden yapılan
Medical
136
Medikal
blind
s.
normalin onda biri veya daha azı kadar gören
Psychology
137
Psikoloji
blind
s.
yalnızca psikolojik test verilerinden elde edilen
Printing
138
Baskı Teknikleri
blind
s.
(litografik yüzey) baskı oluşturamayan
139
Baskı Teknikleri
blind
s.
(tasarım, başlık) kitap üstüne mürekkepsiz veya yaldızsız basılmış
140
Baskı Teknikleri
blind
s.
soğuk baskı yapılmış
Gastronomy
141
Mutfak
blind
s.
(küçük tart) dolgusuz
Botanic
142
Botanik
blind
i.
çiçek vermeyen bir çiçekli bitki
143
Botanik
blind
s.
kısır
144
Botanik
blind
s.
(dal) meyve veya çiçek vermeyen
Environment
145
Çevre
blind
s.
(su kanalı) toprakta açılan bir oyuk ve içinde arasından su sızabilecek taşlardan oluşan
146
Çevre
blind
s.
(mineral, damar, tabaka) yüzeyde görünmeyen
Geology
147
Jeoloji
blind
s.
aniden sona eren
Military
148
Askeri
blind
i.
dürbün objektif kapağı
149
Askeri
blind
i.
patlayamamış bir patlayıcı madde
Baseball
150
Beysbol
blind
i.
skorsuzluk
Card
151
İskambil
blind
i.
kör açılış bahsini yapan oyuncu
152
İskambil
blind
i.
kartların kapalı olarak yere konduğu ekstra el
Wagering
153
Bahisçilik
blind
i.
kör bahis
Music
154
Müzik
blind
s.
farklı perdelerde alternatif tonları olan
Archaic
155
Eski Kullanım
blind
s.
karanlık
156
Eski Kullanım
blind
s.
ışıksız
Slang
157
Argo
blind
s.
sarhoş
158
Argo
blind
s.
uçmuş
159
Argo
blind
s.
zom
160
Argo
blind
s.
kafa bir milyon
161
Argo
blind
s.
yamulmuş
British Slang
162
İngiliz Argosu
blind
f.
çok hızlı araba sürmek
163
İngiliz Argosu
blind
f.
lanet etmek
"blind"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
blind alley
i.
çıkmaz
2
Genel
window blind
i.
panjur
3
Genel
blind cultivation
i.
ön çapa
4
Genel
blind follower
i.
softa
5
Genel
blind gut
i.
körbağırsak
6
Genel
three blind mice
i.
bir bebek ninnisi
7
Genel
blind date
i.
tanışma randevusu
8
Genel
blind date
i.
önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme
9
Genel
blind archway
i.
körkemer
10
Genel
the blind
i.
körler
11
Genel
blind valley
i.
kör vadi
12
Genel
blind shaft
i.
içkuyu
13
Genel
blind alley
i.
açmaz
14
Genel
venetian blind
i.
güneşlik
15
Genel
double blind method
i.
çift kör yöntemi
16
Genel
blind alley
i.
çıkmaz sokak
17
Genel
blind shaft
i.
dahili kuyu
18
Genel
red blind
i.
kırmızı renge karşı kör
19
Genel
blind floor
i.
kördöşeme
20
Genel
roller blind
i.
stor
21
Genel
blind arcade
i.
sağır sıra kemer
22
Genel
blind flange
i.
kör tapa
23
Genel
blind person
i.
kör
24
Genel
blind spot
i.
kendi önyargısının insanı anlamaktan engellediği konu
25
Genel
blind flying
i.
kör uçuş
26
Genel
blind arch
i.
yalancı kemer
27
Genel
blind arch
i.
kör kemer
28
Genel
blind arch
i.
sağır kemer
29
Genel
roller blind
i.
stor perde
30
Genel
roller blind
i.
makaralı güneşlik
31
Genel
blind love
i.
kara sevda
32
Genel
venetian blind
i.
venedik storu
33
Genel
venetian blind
i.
panjur
34
Genel
venetian blind
i.
jaluzi
35
Genel
blind bend
i.
kör viraj
36
Genel
blind faith
i.
kör inanç
37
Genel
awning blind
i.
markiz
38
Genel
awning blind
i.
güneş saçağı
39
Genel
blind joint
i.
gizli geçme
40
Genel
blind street
i.
çıkmaz sokak
41
Genel
blind text
i.
gizli bilgi
42
Genel
blind text
i.
gizli metin
43
Genel
blind obedience
i.
körü körüne bağlanma
44
Genel
blind-alley
i.
çıkmaz sokak
45
Genel
blind-alley
i.
sonu olmayan şey
46
Genel
blind-deaf children
i.
kör ve sağır çocuklar
47
Genel
hoodman-blind
i.
körebe oyunu
48
Genel
color-blind
i.
akromatopsi
49
Genel
blind study
i.
kör araştırma
50
Genel
blind eyes
i.
kör gözler
51
Genel
blind eyes
i.
görmeyen gözler
52
Genel
blind accident
i.
görünmez kaza
53
Genel
blind children
i.
kör çocuklar
54
Genel
star-blind
i.
yarı kör
55
Genel
blind hole
i.
kör kuyu
56
Genel
blind alley
i.
sonu olmayan şey
57
Genel
blind man's buff
i.
körebe
58
Genel
blind man's buff
i.
körebe oyunu
59
Genel
blind man's bluff
i.
körebe oyunu
60
Genel
blind faith
i.
körü körüne inanç
61
Genel
louvre blind
i.
jaluzi
62
Genel
blind curve
i.
kör viraj
63
Genel
blind spot
i.
kör nokta
64
Genel
blind rage
i.
cinnet
65
Genel
blind replication
i.
körü körüne kopyalama/taklit etme
66
Genel
blind allegiance
i.
körü körüne biat
67
Genel
blind allegiance
i.
körü körüne bağlılık
68
Genel
vision blind
i.
stor perde
69
Genel
blind mole
i.
kör köstebek
70
Genel
blind audition
i.
yarışmacıyı görmeden yapılan seçme
71
Genel
blind baggage
i.
arkasında kapı bulunmayan yük vagonu
72
Genel
blind baggage
i.
arkasında kapı bulunmayan posta arabası
73
Genel
blind corner
i.
kör nokta
74
Genel
blind corner
i.
araba sürerken görülmeyen nokta
75
Genel
blind date
i.
görücü usulü buluşma
76
Genel
blind man’s buff
i.
gerçekler bilinmeden yapılan şey
77
Genel
blind man’s buff
i.
hile ve şaşırtmaya dayalı şey
78
Genel
blind tiger [dialect]
i.
kaçak bar
79
Genel
blind reader
i.
okunaklı olmayan adresleri okumakla görevli postane memuru
80
Genel
blind-reader [uk]
i.
okunaklı olmayan adresleri okumakla görevli postane memuru
81
Genel
blind side
i.
görüş açısı dışında kalan taraf
82
Genel
blind side
i.
dikkat edilmeyen taraf
83
Genel
blind spot
i.
(salon, yol) görmenin veya duymanın zor veya imkansız olduğu yer
84
Genel
blind spot
i.
hakkında bilgi sahibi olunmayan alan
85
Genel
blind spot
i.
takdir görmeyen alan
86
Genel
blind stitching
i.
gizli dikiş
87
Genel
blind wall
i.
kör duvar
88
Genel
blind commitment
i.
körü körüne bağlanma
89
Genel
color-blind person
i.
renk körü kimse
90
Genel
color-blind person
i.
renk tonlarını ayırt edemeyen kimse
91
Genel
the deaf-blind
i.
hem sağır hem kör olanlar
92
Genel
become blind
f.
körleşmek
93
Genel
fly blind
f.
kör uçmak
94
Genel
fly blind
f.
sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek (tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden)
95
Genel
go blind
f.
kör olmak
96
Genel
make blind
f.
kör etmek
97
Genel
have blind confidence in
f.
körü körüne inanmak
98
Genel
turn a blind eye
f.
gözünü kapamak
99
Genel
be blind drunk
f.
küfelik olmak
100
Genel
render blind
f.
körleştirmek
101
Genel
be blind to someone's faults
f.
hatalarını görmezden gelmek
102
Genel
be blind to someone's faults
f.
kusurlarını görmezden gelmek
103
Genel
make someone blind
f.
(birisini) kör etmek
104
Genel
turn a blind eye to
f.
arka plana atmak
105
Genel
be turned a blind eye
f.
gözardı edilmek
106
Genel
be turned a blind eye
f.
göz ardı edilmek
107
Genel
turn a blind eye to something
f.
görmezden gelmek
108
Genel
turn a blind eye to something
f.
bir şeye göz yummak
109
Genel
turn a blind eye to something
f.
görmezlikten gelmek
110
Genel
be sand-blind
f.
kısmen kör olmak
111
Genel
go blind at the age of ten
f.
on yaşında kör olmak
112
Genel
play blind man's buff
f.
körebe oynamak
113
Genel
turn a blind eye
f.
görmezlikten gelmek
114
Genel
blind side
f.
şaşırtmak
115
Genel
snow-blind
f.
(birinin) kar körü olmasına sebep olmak
116
Genel
blind drunk
s.
zilzurna sarhoş
117
Genel
blind drunk
s.
fitil gibi
118
Genel
color blind
s.
renk körü
119
Genel
as blind as
s.
kadar kör
120
Genel
partially blind
s.
kısmi kör
121
Genel
blind drunk
s.
kör kütük sarhoş
122
Genel
colour blind
s.
renk körü
123
Genel
blind drunk
s.
sarhoş
124
Genel
blind drunk
s.
dut gibi
125
Genel
blind drunk
s.
bulut gibi sarhoş
126
Genel
blind drunk
s.
yüklü
127
Genel
blind in one eye
s.
bir gözü kör
128
Genel
green blind
s.
yeşil körü
129
Genel
blind drunk
s.
aşırı alkollü
130
Genel
colour-blind
s.
renkkörü
131
Genel
colour-blind
s.
renk körü
132
Genel
color-blind
s.
renkkörü
133
Genel
stone-blind
s.
kör
134
Genel
stone-blind
s.
tamamen kör
135
Genel
completely blind
s.
tamamen kör
136
Genel
blind-end
s.
tek tarafı kapalı
137
Genel
blind-ended
s.
tek tarafı kapalı
138
Genel
blind from birth
s.
doğuştan kör
139
Genel
born blind
s.
doğuştan kör
140
Genel
half blind
s.
yarı kör
141
Genel
half-blind
s.
yarı kör
142
Genel
near-blind
s.
neredeyse kör
143
Genel
near-blind
s.
gözü bozuk
144
Genel
near-blind
s.
büyük ölçüde kısıtlı görüş mesafesine sahip
145
Genel
near-blind
s.
kısmen kör
146
Genel
blind [obsolete]
s.
yakılmamış
147
Genel
blind [obsolete]
s.
ışığı gizlenen
148
Genel
moon-blind [obsolete]
s.
anlayışsız
149
Genel
moon-blind [obsolete]
s.
odun kafa
150
Genel
moon-blind [obsolete]
s.
dar görüşlü
151
Genel
sand-blind
s.
çok az gören
152
Genel
sand-blind
s.
görüşü çok az olan
153
Genel
gravel-blind
s.
gözleri bozuk
154
Genel
gravel-blind
s.
neredeyse kör
155
Genel
color-blind
s.
ırkçılıktan nasibini almamış
156
Genel
color-blind
s.
ırkçı olmayan
157
Genel
colour-blind
s.
ırkçı olmayan
158
Genel
colour-blind
s.
cilt rengine göre ayırmayan
159
Genel
colour-blind
s.
etnik kökene göre ayırmayan
160
Genel
color-blind
s.
fark etmeyen
161
Genel
color-blind
s.
dikkate almayan
162
Genel
color-blind
s.
kör
163
Genel
color-blind
s.
duyarsız
164
Genel
color-blind
s.
dikkatsiz
165
Genel
color-blind
s.
ilgisiz
166
Genel
deaf-blind
s.
hem sağır hem kör olan
167
Genel
snow-blind
s.
kar körü
168
Genel
star-blind
s.
çakırkeyf
169
Genel
star-blind
s.
kafası dumanlı
170
Genel
stock-blind
s.
tamamen kör
171
Genel
stock-blind
s.
hiç görmeyen
Phrasals
172
Öbek Fiiller
blind to
f.
bilmemek
173
Öbek Fiiller
blind to
f.
farkında olmamak
174
Öbek Fiiller
blind to
f.
görmemek
175
Öbek Fiiller
blind to
f.
kör olmak
176
Öbek Fiiller
blind someone to something
f.
birinin bir şeyi görmesini/anlamasını engellemek
177
Öbek Fiiller
blind someone to something
f.
birinin bir şeyden haberdar olmasını engellemek
178
Öbek Fiiller
blind someone to something
f.
birinin bir şeyi görmesinin/anlamasının önüne geçmek
179
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeyi) görmezden gelmek
180
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeyi) görmemek
181
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeyi) göz ardı etmek
182
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeye) aldırmamak
183
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeyi) yok saymak
184
Öbek Fiiller
blind to (something)
f.
(bir şeyi) önemsememek
Phrases
185
İfadeler
a blind man could see this
expr.
ayan beyan ortada
186
İfadeler
a blind man could see this
expr.
çocuklar bile anlar
187
İfadeler
a blind man could see this
expr.
kör adam bile görebilir
188
İfadeler
a blind man could see this
expr.
çok açık
189
İfadeler
a blind man could see this
expr.
besbelli
190
İfadeler
a blind man could see that
expr.
ayan beyan ortada
191
İfadeler
a blind man could see that
expr.
çocuklar bile anlar
192
İfadeler
a blind man could see that
expr.
kör adam bile görebilir
193
İfadeler
a blind man could see that
expr.
çok açık
194
İfadeler
a blind man could see that
expr.
besbelli
195
İfadeler
a blind man could see it
expr.
ayan beyan ortada
196
İfadeler
a blind man could see it
expr.
çocuklar bile anlar
197
İfadeler
a blind man could see it
expr.
kör adam bile görebilir
198
İfadeler
a blind man could see it
expr.
çok açık
199
İfadeler
a blind man could see it
expr.
besbelli
200
İfadeler
not a blind bit of notice
expr.
hiç/zerre kadar farkına varmamak
Proverb
201
Atasözü
love is blind
aşkın gözü kördür
202
Atasözü
among the blind the one-eyed man is king
adam olmayan köyde keçiye abdurrahman çelebi derler
203
Atasözü
the blind leading the blind
bozacının şahidi şıracı
204
Atasözü
the blind leading the blind
körler sağırlar birbirini ağırlar
205
Atasözü
in the country of the blind the one-eyed man is king
koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denir
206
Atasözü
in the country of the blind the one-eyed man is king
koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler
207
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind horse
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
208
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind horse
arif olan anlar
209
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind horse
arife tarif gerekmez
210
Atasözü
there's none so blind as those who will not see
hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir
211
Atasözü
among the blind the one-eyed man is king
koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler
212
Atasözü
in the country of the blind, the one-eyed man is king
körler ülkesinde tek gözü olan adam kral olur
213
Atasözü
in the country of the blind the one-eyed man is king
körler ülkesinde şaşılar kral olur
214
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
tereciye tere satma
215
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
sen giderken ben dönüyordum
216
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
senin bilmişliğin kadar benim unutmuşluğum var
217
Atasözü
men are blind in their own cause
insanlar kendi davalarına körü körüne inanırlar
218
Atasözü
men are blind in their own cause
körü körüne inanç aklı da kör eder
219
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
kör kör parmağım gözüne
220
Atasözü
men are blind in their own cause
insanlar kendi inandıklarına kördür
221
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
222
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
arife tarif gerekmez
223
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind man
arife tarif ne gerek
224
Atasözü
even a blind pig can find an acorn once in a while
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
225
Atasözü
even a blind pig can find an acorn once in a while
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
226
Atasözü
men are blind in their own cause
kimse ayranım/yoğurdum ekşi demez
227
Atasözü
men are blind in their own cause
yoğurdum/ayranım ekşidir diyen olmaz
228
Atasözü
men are blind in their own cause
kimse inandığı şeye toz kondurmaz
229
Atasözü
men are blind in their own cause
inandığın şeyin kusurlarını görmezsin
230
Atasözü
even a blind pig can find an acorn once in a while
durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
231
Atasözü
even a blind pig can find an acorn once in a while
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
232
Atasözü
even a blind hog finds an acorn every now and then
bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir
233
Atasözü
even a blind squirrel finds a nut once in a while
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
234
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind bat
anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az
235
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind bat
arif olan anlar
236
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind bat
arife tarif gerekmez
237
Atasözü
a nod is as good as a wink to a blind bat
arife tarif ne gerek
Colloquial
238
Konuşma Dili
blind impulse
i.
ani içgüdü
239
Konuşma Dili
blind impulse
i.
ani ve nedensiz dürtü
240
Konuşma Dili
a blind alley
i.
başarısızlığa mahkum
241
Konuşma Dili
a blind hope
i.
boş bir umut
242
Konuşma Dili
blind impulse
i.
bilinçsiz dürtü
243
Konuşma Dili
a blind alley
i.
çıkmaz sokak
244
Konuşma Dili
a blind alley
i.
çıkmaz
245
Konuşma Dili
eyes blind to
i.
görmeyen gözler
246
Konuşma Dili
blind dumb luck
i.
kör şans
247
Konuşma Dili
a blind alley
i.
sonu olmayan
248
Konuşma Dili
a blind alley
i.
sonuçsuz kalan
249
Konuşma Dili
blind freddie [australia]
i.
en cahil kimse
250
Konuşma Dili
blind freddie [australia]
i.
en aptal kimse
251
Konuşma Dili
swear blind (that)...
f.
yemin etmek
252
Konuşma Dili
blind as a bat
s.
kör
253
Konuşma Dili
stone blind
s.
kör
254
Konuşma Dili
stone blind
s.
taş gibi kör
255
Konuşma Dili
stone blind
s.
tamamen kör
256
Konuşma Dili
love is blind
expr.
aşkın gözü kördür
257
Konuşma Dili
by blind luck
expr.
şans eseri
258
Konuşma Dili
hatred is as blind as love
expr.
nefretin gözü kördür, tıpkı aşk gibi
259
Konuşma Dili
hatred is as blind as love
expr.
nefretin de aşk gibi gözü kördür
260
Konuşma Dili
hatred is as blind as love
expr.
nefretin de aşk kadar gözü kördür
261
Konuşma Dili
swear blind (that)...
expr.
iki gözüm önüme aksın ki demek
262
Konuşma Dili
swear blind (that)...
expr.
yemin billah etmek
Idioms
263
Deyim
a blind bit of (something)
i.
hiçbir … yaratmama
264
Deyim
a blind bit of (something)
i.
hiç de … almama
265
Deyim
a blind bit of (something)
i.
hiç
266
Deyim
a blind bit of (something)
i.
en ufak
267
Deyim
a blind bit of (something)
i.
zerre kadar
268
Deyim
blind man's holiday
i.
kör adamın tatili
269
Deyim
blind man's holiday
i.
elektrikli aydınlatmadan önce geceleri çalışılamamasını ifade eden deyim
270
Deyim
I see, said the blind man
i.
anladım dedi kör adam (bir şeyin anlaşıldığını mizahi bir yolla ifade eden bir söz)
271
Deyim
blind side
i.
kişiliğinin zayıf yanı
272
Deyim
blind side
i.
zayıf yön
273
Deyim
blind side
i.
bir kişinin zayıf yönü
274
Deyim
a blind boil
i.
baş vermemiş şey
275
Deyim
blind side
i.
bir insanın zayıf tarafı
276
Deyim
blind side
i.
duyarlı noktası
277
Deyim
a blind spot
i.
kör nokta
278
Deyim
blind luck
i.
kör talih
279
Deyim
a blind date
i.
kör randevu
280
Deyim
case of the blind leading the blind
i.
körün köre kılavuzluk etmesi
281
Deyim
blind side
i.
zayıf yön
282
Deyim
blind side
i.
zaaf
283
Deyim
blind side
i.
zayıf taraf
284
Deyim
a blind date
i.
birbirini tanımayan iki kişinin aralarında romantik bir ilişki başlaması ihtimaliyle ilk buluşması
285
Deyim
a blind date
i.
iki kişinin birlikte vakit geçirip romantik bağlamda birbirini tanımak için ilk buluşması
286
Deyim
a blind date
i.
görücü usulü
287
Deyim
a blind date
i.
ilk buluşma
288
Deyim
a blind date
i.
birbirini tanımayan iki kişinin ilk buluşması
289
Deyim
a blind spot
i.
bilinmeyen bir şey/yön/nokta
290
Deyim
a blind spot
i.
ihmal edilen/önemsenmeyen bir nokta
291
Deyim
a blind spot
i.
göz ardı edilen/görmezden gelinen bir konu
292
Deyim
a case of the blind leading the blind
i.
körün köre kılavuzluğu
293
Deyim
a case of the blind leading the blind
i.
körler sağırlar birbirini ağırlar
294
Deyim
somebody’s blind spot
i.
birinin kör noktası
295
Deyim
somebody’s blind spot
i.
biri için muamma
296
Deyim
somebody’s blind spot
i.
birinin hiç anlamadığı bir şey
297
Deyim
blind luck
i.
sadece kadar
298
Deyim
blind luck
i.
sırf şans
299
Deyim
blind side
i.
arka taraf
300
Deyim
blind side
i.
kör nokta
301
Deyim
flying blind
i.
kör uçuş
302
Deyim
flying blind
i.
varsayımla ilerleme
303
Deyim
flying blind
i.
tahmin ve sezgilerle yol alma
304
Deyim
flying blind
i.
el yordamıyla ilerleme
305
Deyim
go it blind
f.
pervasızca davranmak
306
Deyim
go it blind
f.
kafasına göre davranmak
307
Deyim
go it blind
f.
körlemesine yapmak
308
Deyim
go it blind
f.
tedbirsizce/bilip bilmeden yapmak
309
Deyim
steal (one) blind
f.
soyup soğana çevirmek
310
Deyim
steal (one) blind
f.
ne var ne yok çalmak
311
Deyim
steal (one) blind
f.
donuna kadar soymak
312
Deyim
steal someone blind
f.
soyup soğana çevirmek
313
Deyim
steal someone blind
f.
ne var ne yok çalmak
314
Deyim
steal someone blind
f.
donuna kadar soymak
315
Deyim
rob someone blind
f.
birini alenen soymak
316
Deyim
rob someone blind
f.
birisini kazıklamak
317
Deyim
rob someone blind
f.
birini göz göre göre kazıklamak
318
Deyim
rob someone blind
f.
birisini soyup soğana çevirmek
319
Deyim
be up a blind alley
f.
çıkmaza girmek
320
Deyim
blind someone with science
f.
çok teknik konuşarak karşısındakinin kafasını karıştırmak
321
Deyim
not take a blind bit of notice
f.
hiç oralı olmamak
322
Deyim
turn a blind eye
f.
görmezlikten gelmek
323
Deyim
turn a blind eye
f.
göz yummak
324
Deyim
turn a blind eye
f.
gözlerini kapatmak
325
Deyim
play blind man
f.
görmezden gelmek
326
Deyim
turn a blind eye
f.
görmezden gelmek
327
Deyim
swear blind
f.
iki gözüm önüme aksın ki demek
328
Deyim
not take a blind bit of notice
f.
kale almamak
329
Deyim
play blind man
f.
kör adamı oynamak
330
Deyim
fly blind
f.
(yeni bir şeyi) hiç yardım almadan denemek
331
Deyim
swear blind
f.
yemin etmek
332
Deyim
swear blind
f.
yemin billah etmek
333
Deyim
be flying blind
f.
kör uçuş yapmak
334
Deyim
be flying blind
f.
kör uçmak
335
Deyim
be flying blind
f.
yalnızca aletleri kullanarak uçmak
336
Deyim
be flying blind
f.
el yordamıyla ilerlemek
337
Deyim
be flying blind
f.
tahmin ve sezgilerle yol almak
338
Deyim
be flying blind
f.
deneme yanılma yoluyla ilerlemek
339
Deyim
be flying blind
f.
kervanı yolda düzmek
340
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
kör mü kör olmak
341
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
tamamen kör olmak
342
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
yarasa kadar kör olmak
343
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
gözü iyi görmemek
344
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
görme kusuru olmak
345
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
gözü bozuk olmak
346
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
görme yetisi zayıf olmak
347
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
dikkatsiz olmak
348
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
bihaber olmak
349
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
dünyadan haberi olmamak
350
Deyim
be (as) blind as a bat
f.
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak
351
Deyim
be blind to
f.
görmezden gelmek
352
Deyim
be blind to
f.
göz yummak
353
Deyim
be blind to
f.
göz ardı etmek
354
Deyim
be blind to
f.
önemsememek
355
Deyim
be blind to
f.
aldırmamak
356
Deyim
be blind to
f.
ihmal etmek
357
Deyim
be blind to
f.
yok saymak
358
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
gece gibi kör
359
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
kör mü kör
360
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
tamamen kör
361
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
gözleri görmeyen
362
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
gece kadar kör
363
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
dikkatsiz
364
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
ilgisiz
365
Deyim
blind as a bat/beetle/mole
f.
bihaber
366
Deyim
blind somebody with science
f.
çok teknik konuşarak birinin kafasını karıştırmak
367
Deyim
go down a blind alley
f.
boşa kürek çekmek
368
Deyim
go down a blind alley
f.
çıkmaza girmek
369
Deyim
go down a blind alley
f.
olmayacak bir şeyle uğraşmak
370
Deyim
rob blind
f.
kazıklamak
371
Deyim
rob blind
f.
soyup soğana çevirmek
372
Deyim
rob blind
f.
alenen soymak
373
Deyim
rob blind
f.
göz göre göre kazıklamak
374
Deyim
a blind bit of (something)
s.
zerre kadar
375
Deyim
a blind bit of (something)
s.
neredeyse hiç
376
Deyim
a blind bit of (something)
s.
çok çok az
377
Deyim
a blind bit of (something)
s.
çok az
378
Deyim
a blind bit of (something)
s.
zerre kadar
379
Deyim
a blind bit of (something)
s.
minnacık
380
Deyim
a blind bit of (something)
s.
en ufak
381
Deyim
a blind bit of
s.
zerre kadar
382
Deyim
a blind bit of
s.
minnacık
383
Deyim
a blind bit of
s.
en ufak
384
Deyim
a blind bit of
s.
nokta kadar
385
Deyim
blind as a bat
s.
gece gibi kör
386
Deyim
blind as a bat
s.
kör mü kör
387
Deyim
blind as a beetle
s.
gece gibi kör
388
Deyim
blind as a beetle
s.
kör mü kör
389
Deyim
blind as a mole
s.
gece gibi kör
390
Deyim
blind as a mole
s.
kör mü kör
391
Deyim
blind as a beetle
s.
tamamen kör
392
Deyim
blind as a beetle
s.
gözleri görmeyen
393
Deyim
blind as a mole
s.
tamamen kör
394
Deyim
blind as a mole
s.
gözleri görmeyen
395
Deyim
blind as a bat
s.
gece kadar kör
396
Deyim
blind as a beetle
s.
gece kadar kör
397
Deyim
blind as a mole
s.
gece kadar kör
398
Deyim
(as) blind as a bat
s.
görme yetisi zayıf
399
Deyim
(as) blind as a bat
s.
tam göremeyen
400
Deyim
(as) blind as a bat
s.
dikkatsiz
401
Deyim
(as) blind as a bat
s.
gözünün önündekini görmeyen
402
Deyim
blind as a bat
s.
iyi göremeyen
403
Deyim
blind as a bat
s.
bozuk gören
404
Deyim
blind as a bat
s.
görmezden gelen
405
Deyim
blind as a bat
s.
göz yuman
406
Deyim
blind as a bat
s.
bihaber
407
Deyim
blind as a bat
s.
habersiz
408
Deyim
blind as a bat
s.
dikkatsiz
409
Deyim
blind as a bat
s.
farkında olmayan
410
Deyim
not a blind bit of (something)
zf.
hiç
411
Deyim
not a blind bit of (something)
zf.
azıcık bile
412
Deyim
not a blind bit of (something)
zf.
bir nebze olsun
413
Deyim
not a blind bit of (something)
zf.
şuncacık bile
414
Deyim
not a blind bit of (something)
zf.
zerre kadar
415
Deyim
like a blind dog in a meat market
expr.
darı ambarına düşmüş tavuk gibi
416
Deyim
I see, said the blind man
expr.
gördüm/görüyorum dedi kör adam
417
Deyim
blind leading the blind
expr.
kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz
418
Deyim
like stealing acorns from a blind pig
expr.
kolayca
419
Deyim
as blind as a bat
expr.
kör mü kör
420
Deyim
like stealing acorns from a blind pig
expr.
tereyağından kıl çeker gibi
421
Deyim
like a blind dog in a meat market
expr.
tamamen kontrolden çıkmış
422
Deyim
as blind as a bat
expr.
yarasa kadar kör
423
Deyim
(as) blind as a bat
expr.
tamamen kör
424
Deyim
(as) blind as a bat
expr.
hiçbir şey göremeyen
425
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
görme bozukluğu olan
426
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
iyi göremeyen
427
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
kör
428
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
dikkatsiz
429
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
ilgisiz
430
Deyim
(as) blind as a beetle [dated]
expr.
bihaber
431
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
görme bozukluğu olan
432
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
iyi göremeyen
433
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
kör
434
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
dikkatsiz
435
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
ilgisiz
436
Deyim
(as) blind as a mole [dated]
expr.
bihaber
437
Deyim
(up) a blind alley
expr.
çıkmaz
438
Deyim
(up) a blind alley
expr.
açmaz
439
Deyim
blind leading the blind
expr.
bozacının şahidi şıracı
440
Deyim
blind leading the blind
expr.
körler sağırlar birbirini ağırlar
441
Deyim
the blind leading the blind
expr.
kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz
442
Deyim
the blind leading the blind
expr.
bozacının şahidi şıracı
443
Deyim
the blind leading the blind
expr.
körler sağırlar birbirini ağırlar
444
Deyim
not a blind bit of difference
expr.
zerre kadar fark
445
Deyim
not a blind bit of difference
expr.
zerre kadar farklılık
446
Deyim
not a blind bit of difference
expr.
hiçbir fark/farklılık
Speaking
447
Konuşma
I'm blind
ünl.
kör oldum
448
Konuşma
I wish I were blind to not see that
expr.
görmez olaydım
449
Konuşma
I wish I were blind to not see that
expr.
gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım
450
Konuşma
I wish I were blind to not see that
expr.
keşke görmez olsaydım
451
Konuşma
there was a blind beggar
expr.
kör bir dilenci vardı
452
Konuşma
are you blind?
expr.
kör müsün?
453
Konuşma
I'm not blind
expr.
kör değilim
Trade/Economic
454
Ticaret/Ekonomi
blind entry
i.
açıklaması olmayan yevmiye maddesi
455
Ticaret/Ekonomi
blind trust
i.
ekonomik yatırımları olan politikacıların kamuoyunda tartışmalara mahal vermemek için görevde bulundukları süre içerisinde malvarlıklarının yönetimini devrettikleri bir çeşit kayyum müessesesi
456
Ticaret/Ekonomi
blind entry
i.
hileli yevmiye maddesi
457
Ticaret/Ekonomi
blind bidding
i.
malı görmeden teklifte bulunma
458
Ticaret/Ekonomi
blind entry
i.
muhasebede yalnız miktarları kaydedilen işlemler
459
Ticaret/Ekonomi
blind bidding
i.
sinema salonu sahiplerinin bir filmi henüz izlemeden o filmi gösterebilmek için talepte bulunmaları
460
Ticaret/Ekonomi
blind pool
i.
kör havuz
Law
461
Hukuk
blind register
i.
(ingiltere) körler listesi
Politics
462
Siyasal
six points association of the blind
i.
altınokta körler derneği
463
Siyasal
blind polling
i.
gizli oylama
Institutes
464
Kurum/Kuruluş
rnib (royal national institute of blind people)
kısalt.
kraliyet ulusal körler enstitüsü
Industry
465
Sanayi
electric blind
i.
elektrikli panjur
Technical
466
Teknik
open end blind rivet
i.
açık kör perçin
467
Teknik
blind hole
i.
açılmamış delik
468
Teknik
blind nut
i.
başlık somunu
469
Teknik
blind rivet with protruding head
i.
çıkıntılı başlı kör perçin
470
Teknik
blind flanges made of steel
i.
çelikten yapılma kör flanş
471
Teknik
blind rivet with break pull mandrel
i.
çekerek kopan mandrelli kör perçin
472
Teknik
blind washer
i.
deliksiz conta
473
Teknik
blind dam
i.
dip savaksız baraj
474
Teknik
blind hinge
i.
gizli menteşe
475
Teknik
blind test
i.
gözü kapalı sınama
476
Teknik
blind equalizer
i.
gözü kapalı denkleştirici
477
Teknik
window blind
i.
güneşlik
478
Teknik
blind seat
i.
görüşü kısıtlı koltuk
479
Teknik
blind joint
i.
gizli geçme
480
Teknik
blind nailing
i.
gizli çivileme
481
Teknik
blind algorithm
i.
gözü kapalı algoritma
482
Teknik
blind nail
i.
gizli çivi
483
Teknik
blind nail
i.
gömme başlı çivi
484
Teknik
sun blind
i.
güneş storu
485
Teknik
blind rivet
i.
gizli perçin
486
Teknik
blind area
i.
gölgeli bölge
487
Teknik
blind nut
i.
gömme başlı somun
488
Teknik
blind copper
i.
ham bakır
489
Teknik
blind rivet
i.
ham perçin
490
Teknik
countersunk head blind rivet
i.
havşa başlı kör perçin
491
Teknik
venetian blind
i.
jaluzi
492
Teknik
blind shaft
i.
iç kuyu
493
Teknik
closed end blind rivet
i.
kapalı uçlu kör perçin
494
Teknik
closed end blind rivet
i.
kapalı kör perçin
495
Teknik
snow blind
i.
kar körlüğü
496
Teknik
blackout blind
i.
karartma perdesi
497
Teknik
blind flange
i.
kapama flanşı
498
Teknik
blind window
i.
körpencere
499
Teknik
blind casing
i.
kör kasa
500
Teknik
blind seat
i.
kör koltuk
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of blind
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy