İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | in pieces zf. | parçalar halinde | ||
Most major supermarkets carry pecans, either whole or in pieces. Pikan cevizi çoğu büyük süpermarkette bütün ya da parça halinde bulunur. More Sentences |
||||
Genel | in pieces s. | paramparça | ||
Genel | all in pieces s. | paramparça | ||
Genel | in pieces zf. | parça parça | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | in pieces expr. | parçalı olarak | ||
Education | ||||
Eğitim | knowledge-in-pieces i. | parçalı bilgi |