İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | insinuate f. | üstü kapalı söylemek (kötü bir şeyi) | ||
Genel | insinuate f. | sızmak | ||
Genel | insinuate f. | demek istemek (kötü bir şey) | ||
Genel | insinuate f. | çaktırmadan kabul ettirmek | ||
Genel | insinuate f. | demek istemek | ||
Genel | insinuate f. | anıştırmak | ||
Genel | insinuate f. | ima etmek | ||
Genel | insinuate f. | demeye getirmek | ||
Genel | insinuate f. | üstü kapalı söylemek | ||
Genel | insinuate f. | çıtlatmak | ||
Genel | insinuate f. | kurnazca yakınlaşmak | ||
Genel | insinuate f. | kinaye yapmak | ||
Genel | insinuate f. | kinaye etmek | ||
Genel | insinuate f. | yavaş yavaş girmek | ||
Law | ||||
Hukuk | insinuate f. | ihsas etmek | ||
Hukuk | insinuate f. | (roma hukukunda) kaydetmek | ||
Hukuk | insinuate f. | (roma hukukunda) kayıt davası açmak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | insinuate f. | (birine) yaranmak | ||
Eski Kullanım | insinuate f. | (kendini) sevdirmek | ||
Eski Kullanım | insinuate f. | (birinin) gözüne girmek | ||
Eski Kullanım | insinuate f. | sinsice gözüne girmeye çalışmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | insinuate oneself into f. | sinsice gözüne girmeye çalışmak |
Genel | insinuate oneself into f. | sinsice sızmaya çalışmak |
Genel | insinuate oneself into f. | sinsice girmeye çalışmak |
Genel | insinuate oneself into f. | sinsice tavlamaya çalışmak |
Genel | insinuate [obsolete] f. | kurnaz veya dolaylı yollarla bir şeye çekmek |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | insinuate (oneself) into (something) f. | (kendini bir şeyin) içine sızdırmak |
Öbek Fiiller | insinuate (oneself) into (something) f. | (kendini sinsice bir şeyin) içine sokmak/sokmaya çalışmak |
Idioms | ||
Deyim | insinuate one's way into f. | içeri sızmak |