İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Genel | ||||
Genel | interminable s. | bitmez tükenmez | ||
I was afraid that we would allow ourselves to get bogged down in interminable bureaucratic discussions. Bitmek tükenmek bilmeyen bürokratik tartışmaların içinde boğulup kalacağımızdan korkuyordum. More Sentences |
||||
Genel | interminable s. | bitmek bilmez | ||
What we cannot do is allow an interminable chain of personal statements. Yapamayacağımız şey, bitmek bilmeyen kişisel açıklamalar zincirine izin vermektir. More Sentences |
||||
Genel | interminable s. | sonu gelmez | ||
What we do not want is for the small amount of money to be spent on even more interminable research projects. İstemediğimiz şey, az miktardaki paranın daha da sonu gelmez araştırma projelerine harcanmasıdır. More Sentences |
||||
Genel | interminable s. | nihayetsiz | ||
Genel | interminable s. | uzun | ||
Genel | interminable s. | sonsuz | ||
Genel | interminable s. | bitmez | ||
Genel | interminable s. | tükenmez |