Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | interminable adj. | bitmez tükenmez | ||
I was afraid that we would allow ourselves to get bogged down in interminable bureaucratic discussions. Bitmek tükenmek bilmeyen bürokratik tartışmaların içinde boğulup kalacağımızdan korkuyordum. More Sentences |
||||
General | interminable adj. | bitmek bilmez | ||
I know what it is to suffer airport chaos or interminable delays. Havaalanı kaosunun ya da bitmek bilmeyen gecikmelerin ne demek olduğunu bilirim. More Sentences |
||||
General | interminable adj. | sonu gelmez | ||
What we do not want is for the small amount of money to be spent on even more interminable research projects. İstemediğimiz şey, az miktardaki paranın daha da sonu gelmez araştırma projelerine harcanmasıdır. More Sentences |
||||
General | interminable adj. | nihayetsiz | ||
General | interminable adj. | uzun | ||
General | interminable adj. | sonsuz | ||
General | interminable adj. | bitmez | ||
General | interminable adj. | tükenmez |