Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
soraklı
neighbourhood
good-neighbourliness
community college
near the mark
curious
brick
yea tall
los angeles'ta bir semt
uzman gözüyle olan
ustalıkla hazırlanmış
adjoining
komşuluk ilişkileri
drôle
mahallenin kabadayı kedisi
isoleucine
heteroseksüel olup kendi cinsine de ilgi duyan kimse
concrete sound
wardmote
titiz
plica
neighbourhood rights
meraklı gözler
approximately
nigh
just on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"just on"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Konuşma Dili
1
Konuşma Dili
just on
expr.
hemen hemen
2
Konuşma Dili
just on
expr.
yaklaşık olarak
"just on"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Konuşma Dili
1
Konuşma Dili
just hold on
expr.
dayan
Just hold on.
Dayan.
More Sentences
2
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç doğru/adil olmamak
3
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç olmamak
4
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç uygun bir davranış olmamak
5
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç yakışmamak
6
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç kabul edilebilir bir şey olmamak
7
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hiç yakışık almamak
8
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
çok yanlış/uygunsuz olmak/kaçmak
9
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
hoş bir davranış olmamak
10
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
kabul edilebilir bir davranış olmamak
11
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
yakışık almamak
12
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
yakışmamak
13
Konuşma Dili
be (just) not on
f.
uygun bir davranış olmamak
14
Konuşma Dili
just come on!
expr.
haydi ama!
15
Konuşma Dili
(just) not on
expr.
hiç uygun bir davranış değil
16
Konuşma Dili
(just) not on
expr.
kabul edilebilir bir davranış değil
17
Konuşma Dili
(just) not on
expr.
iyi bir davranış değil
18
Konuşma Dili
(just) not on
expr.
doğru/adil bir davranış değil
19
Konuşma Dili
(just) not on
expr.
yakışık alan/yakışan bir davranış değil
Deyim
20
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
senin benim gibi biri olmak
21
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
normal/sıradan insan olmak
22
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
herkes gibi olmak
23
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
etten kemikten insan olmak
24
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
senin benim gibi biri olmak
25
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
sıradan insan olmak
26
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
herkes gibi olmak
27
Deyim
just to be on the safe side
expr.
ne olur ne olmaz
28
Deyim
just to be on the safe side
expr.
her halukarda
29
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
senin benim gibi (biri)
30
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
herkes gibi (biri)
31
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
etten kemikten (insan)
32
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
normal (biri)
33
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
sıradan (insan)
34
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
herkesten farksız (biri)
Konuşma
35
Konuşma
I'll just check up on a friend and leave
expr.
bir arkadaşa bakıp çıkacağım
36
Konuşma
it just feels like something's going on
expr.
sanki bir şeyler oluyormuş gibi
37
Konuşma
just trust me on this
expr.
bu konuda bana güven
38
Konuşma
just to be on the safe side
expr.
işi sağlama almak için
39
Konuşma
I was just passing the time waiting on you
expr.
seni beklerken zaman öldürüyordum
40
Konuşma
this is just the kind of thing that gets on my nerves
expr.
hayatta en gıcık aldığım durumlardan bir tanesi de bu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of just on
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy