kazanma şansı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kazanma şansı



"kazanma şansı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
Idioms
kazanma şansı a fighting chance i.
kazanma şansı fighting chance i.

"kazanma şansı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kazanma şansı az olan kimse/takım underdog i.
-e karşı kazanma şansı olmak have a chance to win against someone f.
Phrases
kazanma şansı olan in the running expr.
Colloquial
herkesin kazanma şansı olduğu oyun anyone's game i.
kazanma şansı olmamak be on a hiding to nothing f.
kazanma şansı olmak be in the running for f.
kazanma şansı az olana bahse girmek take odds f.
kazanma şansı az olana oynamak take odds f.
oyunda kazanma şansı hala olan in the game expr.
Idioms
kazanma şansı çok yüksek a sure bet i.
kazanma şansı çok yüksek a safe bet i.
yeterli kazanma şansı sporting chance i.
sadece iki kişinin kazanma şansı olan yarış/mücadele a two-horse race i.
hiç kazanma şansı olmamak not have a snowball's chance in hell of winning f.
hiç (kazanma) şansı olmamak not have a prayer (of winning) f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance one's arm f.
şampiyonluğu kazanma şansı yüksek olmak be in the frame to win the championship f.
-e karşı kazanma şansı olmak match up against somebody f.
kazanma/yapma şansı olmamak not have an earthly chance [uk] f.
kazanma/yapma şansı olmamak stand no earthly chance f.
kazanma şansı olmayan bir durumda olmak be (batting) on a losing wicket [uk] f.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame f.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame f.
kazanma şansı olmamak be out of the frame f.
başarma/kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] f.
hala kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] f.
kazanma şansı çok yüksek olmak be in with a shout f.
(bir şeyi) kazanma/yapma şansı çok yüksek olmak be in with a shout (of something/of doing something) f.
baştan beri kazanma şansı olmamak be left at the post f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your arm f.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your luck f.
(bir şeyi) kazanma şansı olmak be in contention (for something) f.
(bir şeyi) kazanma şansı olmamak be out of contention (for something) f.
kazanma şansı yüksek in the frame s.
kazanma şansı olmayan hiding to nothing s.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek the cards are stacked in favor of (someone or something) expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek the odds are stacked in favor of somebody/something expr.
kazanma şansı yok out of the running expr.
kazanma şansı yüksek olan in line for expr.
bu işten para kazanma şansı yüksek there's gold in them there hills expr.
bu işten para kazanma şansı yüksek there's gold in them thar hills expr.
kazanma şansı olanlar arasında in/into the reckoning expr.
kazanma şansı olanlar arasında değil out of the reckoning expr.
kazanma şansı olanlar arasında değil out of the reckoning expr.
önem, etki, başarı kazanma şansı yok out of the reckoning expr.
kazanma şansı olmayan bir durumda on a losing wicket expr.
kazanma şansı çok yüksek in with a shout expr.
iyi bir başarı/başarma/kazanma şansı elde etmiş in with a shout expr.
kazanma şansı olan in the running expr.
kazanma şansı olmayan out of the running expr.
kazanma şansı olmayan on a fool's errand expr.
kazanma şansı olmayan on a hiding to nothing expr.
hiç kazanma şansı yok no more than a snowball's chance in hell expr.
hiç kazanma şansı yok not a snowball's chance in hell expr.
Law
kazanma şansı olmadığı baştan bilinerek açılan dava frivolous litigation i.
Politics
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
Slang
(pokerde) kazanma şansı az olan el dog i.