kenarları olan - Türkçe İngilizce Sözlük

kenarları olan

"kenarları olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
kenarları olan sided s.

"kenarları olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

Türkçe İngilizce
General
büyükazı dişlerinin tüberküllerinde kesici kenarları olan secodont i.
kenarları dışa kıvrık olan alçak tepeli kadın şapkası mushroom i.
19. yüzyılda popüler olan, kenarları kürklü bir pelerin circular i.
19. yüzyılda popüler olan, kenarları kürklü bir pelerin circular cloak i.
kenarları mermer gibi çeşitli renklerde damarlara veya beneklere sahip olan (kitap) marble-edged s.
yaldızlı kenarları olan (kitap sayfası) gilt-edge s.
kenarları derin, keskin ve düzensiz çentikli olan incised s.
yalnızca kenarları saydam olan subtranslucent s.
Technical
osmoz işlemini gerçekleştirmek için kenarları parşömen kağıdından olan birkaç hücreden oluşan bir cihaz osmogene i.
kenarları düzgün şekilde konik, tabanı düz olan trochoid s.
kenarları düzgün şekilde konik, tabanı düz olan trochiform s.
kenarları düz olan slab-sided s.
(numizmatikte) kenarları oluklu olan contourniated s.
(damga) kenarları boyunca birbirine yakın delikler olan perforated s.
Textile
tepesi alçak ve kenarları geniş olan yumuşak bir erkek şapkası wide–awake i.
tepesi alçak ve kenarları geniş olan yumuşak bir erkek şapkası wide–awake hat i.
Construction
paralel olmayan kenarları daha uzun olmak üzere, biri çok kısa olan iki paralel kenarı bulunan dörtgen (bina şekli) flatiron i.
Furniture
(tepsiye benzer) kenarları olan sehpa tray-top table i.
(tepsiye benzer) kenarları olan sehpa tray table i.
geniş ve köşeli kenarları olan bir tür kanepe tuxedo sofa i.
Marine
kenarları içeri doğru olan (gemi) bank-sided s.
Anatomy
kalın ve etli kenarları olan labiate s.
kalın ve etli kenarları olan labiated s.
Math
kenarları ve açıları eşit olan şekil ordinate figure i.
Marine Biology
tırtıklı kenarları olan bir kahverengi alg tang (fucus vesiculosus) i.
Botanic
fırfırlı kenarları olan bir tür hindiba chicory escarole i.
kenarları zıt renkte yaprakları olan bir çiçek türü picketee i.
kenarları zıt renkte yaprakları olan bir çiçek türü picotee i.
dikenli kenarları olan yaprak prickly-edged leaf i.
kenarları üst üste gelecek şekilde katlı olan (yaprak, taç yaprak) obvolute s.
(yaprak) dişli kenarları olan dentate s.
kenarları belirgin şekilde dalgalı olan ruffled s.
bazal kenarları içe kıvrık olan cucullate s.
bazal kenarları içe kıvrık olan cucullated s.
Archaeology
eğimli kenarları olan sakson veya iskandinav mezarı hogback i.
Geography
dik veya sarp kenarları olan izole tepe butte i.
Geology
genişçe eğimli kenarları olan arazi sırtı hog's-back i.
Photography
hareket eden nesneleri hızlı pozlandırmaya uyarlanmış, kenarları delikli film şeridi olan kamera motion-picture camera i.
fotoğraf filmi veya klişesini pozlandırma sırasında tutması için kenarları bükülü olan ince metal levha sheath i.
Printery
kenarları delikli olan kağıdın yazıcı merdanesi içinden hareket etmesi tractorfeed i.
basılı sayfaların kesilecek olan dış kenarları trim i.