İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kimono i. | kimono | ||
She was clad in a kimono. Bir kimono giymişti. More Sentences |
||||
Textile | ||||
Tekstil | kimono i. | kimono | ||
My mother always wears a kimono at home. Annem her zaman evde bir kimono giyer. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kimono | kimono i. | ||
This is the only kimono that my mother bought me. Bu, annemin bana satın aldığı tek kimono. More Sentences |
||||
Textile | ||||
Tekstil | kimono | kimono i. | ||
Can you put on a kimono by yourself? Tek başına bir kimonoyu giyebilir misin? More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | open one's kimono f. | gizli iş planlarını ortaya çıkarmak |
Deyim | open kimono f. | gizli iş planlarını ortaya çıkarmak |
Deyim | open kimono f. | planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek |
Deyim | open the kimono f. | gizli iş planlarını ortaya çıkarmak |
Deyim | open the kimono f. | planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek |
Slang | ||
Argo | wooden kimono [dated] i. | tabut |
Argo | open one's kimono f. | planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek |
Argo | open up one's kimono f. | planlarını ortaya çıkarmak/ifşa etmek |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | japon kadın ve çocuklarının kimono üstüne bağladıkları enli kuşak | obi i. |
Genel | kimono kuşağına takılan ufak işlemeli kutu | inro i. |
Genel | kimono giymiş | kimonoed s. |
Textile | ||
Tekstil | pamuklu hafif gündelik kimono | yukata i. |
Tekstil | japonya'da kimono üzerinden bele dolanıp arkadan bağlanan geniş bir kuşak | obeah i. |