| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Genel | ||||
| Genel | komşular | neighborhood i. | ||
|
He is getting along with his neighborhood. Komşularıyla iyi geçiniyor. More Sentences |
||||
| Genel | komşular | neighbours i. | ||
|
I and many of my friends, neighbours and constituents lost our animals. Ben ve birçok arkadaşım, komşum ve seçmenim hayvanlarımızı kaybettik. More Sentences |
||||
| Genel | komşular | neighbors i. | ||
|
Addie Moore and Louis Waters are neighbors. Addie Moore ve Louis Waters komşular. More Sentences |
||||
| Genel | komşular | neighbourhood i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Hukuk | ||
| Hukuk | komşular arasındaki uyuşmazlıklara bakan mahkemeler | burlaw courts i. |
| Teknik | ||
| Teknik | en yakın komşular | nearest neighbours i. |
| Tarih | ||
| Tarih | komşular birliği'ne ait her devlet tarafından gönderilen gizli elçi | hieromnemon i. |