Geçmiş

korunaklı

"korunaklı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	korunaklı	sheltering s.
2	Genel	korunaklı	safeguarded s.
3	Genel	korunaklı	sheltered s.
4	Genel	korunaklı	bulletproof s.
5	Genel	korunaklı	covert [rare] s.
6	Genel	korunaklı	shaded s.
7	Genel	korunaklı	sicker [scotland] s.
8	Genel	korunaklı	fortresslike s.
9	Genel	korunaklı	sure [obsolete] s.
Archaic
10	Eski Kullanım	korunaklı	covert s.

"korunaklı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kazalara karşı korunaklı ortam	forgiving environment i.
2	Genel	korunaklı olma	harborage i.
3	Genel	ocak veya şömine önünde yer alan korunaklı bir alan	logie [scotland] i.
4	Genel	çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan	bell cot i.
5	Genel	çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan	bell cote i.
6	Genel	çanların yerleştirildiği üstü kapalı korunaklı alan	bellcote i.
7	Genel	genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü	pa i.
8	Genel	genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü	pah i.
9	Genel	korunaklı ve izole çevre	cocoon i.
10	Genel	korunaklı yer	scug [scotland] i.
11	Genel	mısır tapınağında korunaklı iç mabet	sekos i.
12	Genel	korunaklı ev/bina	bunker house i.
13	Genel	gerçeklerden kopuk ve korunaklı durum	ivory tower i.
14	Genel	aşırı korunaklı olma	supersafety i.
15	Genel	kale gibi korunaklı bir yere koymak	castle f.
16	Genel	korunaklı yapmak	bulletproof f.
17	Genel	korunaklı bir yere yerleştirmek	couch f.
18	Genel	(asker) korunaklı bir yere konuşlanmak	intrench f.
19	Genel	aşırı korunaklı	overprotected s.
20	Genel	zırhlı ve korunaklı	ironclad s.
21	Genel	hasara karşı korunaklı	conservable s.
22	Genel	ateşlemeye karşı korunaklı	shotproof s.
23	Genel	gerçeklikten uzak ve korunaklı	ivory s.
24	Genel	hayatın gerçeklerinden kopuk ve korunaklı	ivory-tower s.
25	Genel	aşırı korunaklı	supersafe s.
Phrasals
26	Öbek Fiiller	(bir şeyi) korunaklı bir şeyin içinde muhafaza etmek	enclose (something) (with)in (something) f.
27	Öbek Fiiller	(bir şeyi) korunaklı bir şeyin/alanın içinde tutmak	enclose (something) (with)in (something) f.
28	Öbek Fiiller	(bir şeyi) bir kutuya/korunaklı bir şeyin içine kapatmak	enclose (something) (with)in (something) f.
29	Öbek Fiiller	bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınaya karşı korumaya almak/korunaklı duruma getirmek	snug down f.
30	Öbek Fiiller	korunaklı hale getirmek	bed down f.
31	Öbek Fiiller	korunaklı bir şeyin/alanın içinde tutmak	enclose in f.
32	Öbek Fiiller	kutuya/korunaklı bir şeyin içine kapatmak	enclose in f.
Colloquial
33	Konuşma Dili	bir fırının ya da şöminenin önündeki korunaklı alan	killogie [scotland] i.
Idioms
34	Deyim	korunaklı bir yaşam sürmek	live in cotton wool f.
35	Deyim	bir şeyi korunaklı bir şekilde kaldırmak	lay something up in lavender f.
36	Deyim	bir şeyi korunaklı bir şekilde depolamak	lay something up in lavender f.
37	Deyim	bir şeyi korunaklı bir şekilde saklamak	lay something up in lavender f.
38	Deyim	korunaklı bir yerde durmak/kalmak	keep under cover f.
39	Deyim	korunaklı bir yere sığınmak	keep under cover f.
40	Deyim	istiridye gibi korunaklı	close as a clam s.
41	Deyim	kimsenin ilişemeyeceği kadar güvenli/korunaklı	close as a clam s.
42	Deyim	istiridye gibi korunaklı	close as a clam s.
43	Deyim	kimsenin ilişemeyeceği kadar güvenli/korunaklı	close as a clam s.
Technical
44	Teknik	korumalı/korunaklı kaçak mesafesi	protected creepage distance i.
45	Teknik	(gemiyi, binayı) fare ve sıçanlara karşı korunaklı hale getirmek	ratproof f.
46	Teknik	havaya karşı korunaklı	weatherproof s.
Informatics
47	Bilişim	korunaklı donatım	sheltered equipment i.
Construction
48	İnşaat	cereyana karşı korunaklı (yapı)	draughtproof s.
Marine
49	Denizcilik	korunaklı alan (kara alanı)	lee i.
50	Denizcilik	korunaklı suda fırtına	storm mooring on berth i.
51	Denizcilik	korunaklı taraf	lee ward i.
52	Denizcilik	korunaklı su alanı	sheltered area of water i.
53	Denizcilik	liman korunaklı alanı	harbor shelter i.
54	Denizcilik	sızdırmaya karşı korunaklı ekran	seep-proof screen i.
55	Denizcilik	kısmen korunaklı demirleme yeri	road i.
Mining
56	Maden	madende korunaklı iskelet	flake i.
Marine Biology
57	Deniz Biyolojisi	kuzey amerika'nın atlantik kıyısının korunaklı bölümlerinde yaşayan, gövdesinde gümüş grisi ve siyah şeritler bulunan küçük bir yıllık balığı	mummichog (fundulus heteroclitus) i.
58	Deniz Biyolojisi	kuzey amerika'nın atlantik kıyısının korunaklı bölümlerinde yaşayan, gövdesinde gümüş grisi ve siyah şeritler bulunan küçük bir yıllık balığı	mummachog (fundulus heteroclitus) i.
59	Deniz Biyolojisi	kuzey amerika'nın atlantik kıyısının korunaklı bölümlerinde yaşayan, gövdesinde gümüş grisi ve siyah şeritler bulunan küçük bir yıllık balığı	mummychog (fundulus heteroclitus) i.
Breeding
60	Hayvancılık	nesli tükenmekte olan hayvanların korunaklı bölgelerde yetiştirilmesi programı	captive breeding program i.
Social Sciences
61	Sosyal Bilimler	kuzey amerika kızılderililerinin yaşadığı kırsal ve korunaklı yerleşim alanı	rancheria i.
62	Sosyal Bilimler	kuzey amerika kızılderililerinin yaşadığı kırsal ve korunaklı yerleşim alanı	rancherie i.
Environment
63	Çevre	nesli tükenmekte olan hayvanların korunaklı bölgelerde yetiştirilmesi programı	captive breeding program i.
Geography
64	Coğrafya	kuzey amerika'da anakara ve kıyıya yakın adalar arasındaki kanalları takip eden korunaklı deniz yolu	inside passage i.
65	Coğrafya	dover boğazı'nda bulunan korunaklı bir doğal liman	downs i.
Archaic
66	Eski Kullanım	ateşlemeye karşı korunaklı	shot-free s.