| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | margarine i. | margarin | ||
|
Margarine and a few kilos of paint which, in principle, do not present risks, led to a genuine disaster. Prensipte risk teşkil etmeyen margarin ve birkaç kilo boya gerçek bir felakete yol açtı. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | margarine i. | margarin | ||
|
Are you able to tell the difference between butter and margarine? Tereyağı ile margarin arasındaki farkı söyleyebilir misin? More Sentences |
||||
| Gastronomy | ||||
| Mutfak | margarine i. | margarin | ||
|
I don't eat margarine. Margarin yemem. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | margarine industry i. | margarin endüstrisi |
| Food Engineering | ||
| Gıda | spreadable margarine i. | sürülebilir margarin |
| Gastronomy | ||
| Mutfak | vegetable margarine i. | bitkisel margarin |
| Mutfak | soup made flour, semolina, margarine and salt i. | bulamaç çorbası |
