Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
älterer herr
never a
Geçmiş
Cümleler
"never a"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 159 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
have never seen a sea
f.
denizi hiç görmemiş olmak
2
Genel
(never/hardly) miss a trick
f.
(genelde olumsuz) fırsatı kaçırmamak
3
Genel
never a one
zm.
hiç kimse
Phrases
4
İfadeler
never underestimate the power of a few
expr.
azınlığın gücünü asla yabana atma
5
İfadeler
a magician never reveals his secrets
expr.
meslek sırrı
6
İfadeler
a magician never reveals his secrets
expr.
orası bana kalsın
7
İfadeler
a magician never reveals his secrets
expr.
bir sihirbaz asla sırlarını açıklamaz
Proverb
8
Atasözü
never fight a land war in asia
expr.
boyundan büyük bir çekişmeye girme
9
Atasözü
never fight a land war in asia
expr.
altından kalkamayacağın bir mücadeleye girme
10
Atasözü
never look a gift horse in the mouth
beleş atın dişine bakılmaz
11
Atasözü
he that hath a full purse never wanted a friend
paran çoksa dostun da çok
12
Atasözü
a barking dog never bites
havlayan köpek ısırmaz
13
Atasözü
he that hath a full purse never wanted a friend
zenginin dostu olmaz olsa zengin olmaz
14
Atasözü
a woman's work is never done
bir kadının işi asla bitmez
15
Atasözü
never make a threat you cannot carry out
asla yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
16
Atasözü
a watched pot never boils
başında beklenen su kaynamaz
17
Atasözü
he that hath a full purse never wanted a friend
zenginin dostu boldur/çoktur
18
Atasözü
it is a poor heart that never rejoices
üzgün olmayı alışkanlık edinenler bile her zaman üzgün olamaz
19
Atasözü
it is a sad heart that never rejoices
üzgün olmayı alışkanlık edinenler bile her zaman üzgün olamaz
20
Atasözü
a lie never lives to be old
yalancının mumu yatsıya kadar yanar
21
Atasözü
a watched kettle never boils
başında beklenen tencere kaynamaz
22
Atasözü
never a truer word spoken
doğru söze ne denir
23
Atasözü
never judge a book by its cover
zarfa değil mazrufa bak
24
Atasözü
never judge a book by its cover
insanları dış görünüşleriyle yargılama
25
Atasözü
never cast a clout until may is out
mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
26
Atasözü
a watched kettle never boils
seyredilen tencere kaynamaz
27
Atasözü
never give a sucker an even break
uyandırma kerizi
28
Atasözü
never give a sucker an even break
kerizi yolmak sevaptır
29
Atasözü
a smooth sea never made a skillful sailor.
pürüzsüz bir deniz asla usta bir denizci yapmaz
30
Atasözü
a watched kettle never boils
başında beklediğin tencere kaynamak bilmez
31
Atasözü
a watched kettle never boils
başında beklediğin tencere kaynamaz
32
Atasözü
he that hath a full purse never wanted a friend
zengin olan dost istemez
33
Atasözü
a dumb priest never got a parish
ağlamayana meme vermezler
34
Atasözü
a dumb priest never got a parish
bir şeye ulaşmak için istemek gerekir
35
Atasözü
never send a boy to do a man's job
harman dövmek keçinin işi değil
36
Atasözü
never send a boy to do a man's job
ağaçtan maşa (abdaldan paşa) olmaz
37
Atasözü
never send a boy to do a man's job
her ağaçtan kaşık olmaz
38
Atasözü
never give a sucker an even chance
kaz ise kazla
39
Atasözü
never give a sucker an even chance
aptala şans verilmez
40
Atasözü
never give a sucker an even chance
karşındaki aptalsa fırsatı değerlendireceksin
41
Atasözü
a wild goose never laid a tame egg
kırk yıllık kani olur mu yani
42
Atasözü
a dumb priest never got a parish
isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara
43
Atasözü
a dumb priest never got a parish
bir şeyi elde etmek için onu istemek gerekir
44
Atasözü
a wild goose never laid a tame egg
hiçbir şey durduk yere değişmez
45
Atasözü
a wild goose never laid a tame egg
böyle gelmiş böyle gider
46
Atasözü
never send a boy to do a man's job
çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider
47
Atasözü
never send a boy to do a man's job
çocuğu işe sal, ardınca sen var
48
Atasözü
never send a boy to do a man's job
çocuğa iş, ardına sen düş
49
Atasözü
never send a boy to do a man's job
önemli işler beceriksiz kişilere yaptırılamaz
50
Atasözü
never a rose without a prick
dikensiz gül olmaz
51
Atasözü
never a rose without a prick
gülü seven dikenine katlanır
52
Atasözü
never a rose without the prick
dikensiz gül olmaz
53
Atasözü
never a rose without the prick
gülü seven dikenine katlanır
54
Atasözü
a good deed is never lost
yapılan iyilik hiçbir zaman boşa gitmez
55
Atasözü
a good deed is never lost
işlenen sevap boşa gitmez
56
Atasözü
a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
57
Atasözü
a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
58
Atasözü
a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
59
Atasözü
a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
60
Atasözü
a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
61
Atasözü
a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
62
Atasözü
a little (hard) work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
63
Atasözü
a little (hard) work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
64
Atasözü
a tale never loses in the telling
bire bin katma
65
Atasözü
a tale never loses in the telling
her defasında üstüne katarak anlatma
66
Atasözü
a tale never loses in the telling
bir hikaye her anlatıldığında üstüne bir şeyler daha katılır
67
Atasözü
a tale never loses in the telling
bir hikaye her anlatıldığında biraz daha süslenir/abartılır
68
Atasözü
never start a land war in asia
boyundan büyük bir çekişmeye girme
69
Atasözü
never start a land war in asia
altından kalkamayacağın bir mücadele başlatma
Colloquial
70
Konuşma Dili
a man you've never met
i.
hiç tanımadığın bir adam
71
Konuşma Dili
never a whit
expr.
asla
72
Konuşma Dili
never a whit
expr.
katiyen
73
Konuşma Dili
never a whit
expr.
hiç
74
Konuşma Dili
never a whit
expr.
herhangi bir suretle
75
Konuşma Dili
never a whit
expr.
herhangi bir şekilde
76
Konuşma Dili
never a whit
expr.
zerre kadar
77
Konuşma Dili
never a whit
expr.
azıcık bile
78
Konuşma Dili
never give a sucker an even chance
expr.
karşındaki enayiyse tokatlayacaksın
79
Konuşma Dili
never give a sucker an even chance
expr.
karşındaki kerizse avantana bakacaksın
80
Konuşma Dili
(one) (has) never heard (of) such a thing
expr.
(biri) hiç böyle bir şey duymamış
81
Konuşma Dili
(one) (has) never heard (of) such a thing
expr.
(biri) ilk defa böyle bir şey duyuyor
Idioms
82
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
83
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
84
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
85
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
86
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
87
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
88
Deyim
never have a good word to say about (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
89
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
90
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
91
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
92
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
93
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
94
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
95
Deyim
never have a good word to say for (someone of something)
f.
(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
96
Deyim
never put a foot wrong
f.
hata yapmamak
97
Deyim
never put a foot wrong
f.
hiç yanlış bir adım atmamak
98
Deyim
never set a foot wrong
f.
hata yapmamak
99
Deyim
never set a foot wrong
f.
hiç yanlış bir adım atmamak
100
Deyim
never a deal
zf.
birazcık bile değil
101
Deyim
never a dull moment
expr.
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez
102
Deyim
never a dull moment
expr.
bir dakika boş duramazsın
103
Deyim
there is never a dull moment
expr.
bir dakika boş duramazsın
104
Deyim
there is never a dull moment
expr.
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez
105
Deyim
never cross a bridge until you come to it
expr.
dereyi görmeden paçaları sıvama
106
Deyim
never a dull moment
expr.
her zaman heyecan dolu
107
Deyim
(I) never heard of such a thing!
expr.
hiç böyle bir şey duymadım!
108
Deyim
there is never a dull moment
expr.
her zaman heyecan dolu
109
Deyim
never judge a book by its cover
expr.
görünüşe aldanmamalı
110
Deyim
never a dull moment
expr.
sıkıcı değil
111
Deyim
there is never a dull moment
expr.
sıkıcı değil
112
Deyim
never in a month of sundays
expr.
çıkmaz ayın son çarşambası
113
Deyim
never in a month of sundays
expr.
balık kavağa çıkınca
114
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir zaman
115
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir koşulda
116
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir zaman
117
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir durumda
118
Deyim
never in a month of sundays
expr.
bir an bile
119
Deyim
never in a month of sundays
expr.
kesinlikle
120
Deyim
never in a month of sundays
expr.
asla
121
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir suretle
122
Deyim
never in a month of sundays
expr.
her ne suretle olursa olsun
123
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir şekilde
124
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir koşulda
125
Deyim
never in a month of sundays
expr.
hiçbir şartta
126
Deyim
never in a month of sundays
expr.
mümkün değil
127
Deyim
never in a month of sundays
expr.
olacak gibi değil
Speaking
128
Konuşma
could never hold down a job
f.
bir işte tutunmayı becerememek
129
Konuşma
you'll never guess who I ran across a few days ago
expr.
bil bakalım birkaç gün önce kime rastladım
130
Konuşma
never ask a lady her age
expr.
bayanlara yaş sorulmaz
131
Konuşma
you'd never get within a mile of him
expr.
bir mil yakınına bile yaklaşamazsın
132
Konuşma
never ask a lady her age
expr.
bir bayana yaşı sorulmaz
133
Konuşma
never ask a lady her age
expr.
bayanlara yaşı sorulmaz
134
Konuşma
you'll never guess who i ran across a few days ago
expr.
birkaç gün önce kime rastladım tahmin bile edemezsin
135
Konuşma
never ask a woman her age
expr.
bir kadına yaşı sorulmaz
136
Konuşma
I've never had a one-night stand
expr.
hiç tek gecelik ilişki yaşamadım
137
Konuşma
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil
138
Konuşma
it's never too late for a new beginning in your life
expr.
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil
139
Konuşma
I've never seen you read a book in my life
expr.
hayatımda bir kez olsun senin kitap okuduğunu görmedim
140
Konuşma
never in a thousand years!
expr.
hayatta olmaz/asla!
141
Konuşma
I have never climbed a mountain
expr.
hayatımda hiç dağa tırmanmadım
142
Konuşma
(I) never heard of such a thing!
expr.
hiç böyle bir şey duymamıştım!
143
Konuşma
I never laid a hand on her
expr.
ona hiç elimi kaldırmadım
144
Konuşma
I never laid a hand on her
expr.
ona elimi bile sürmedim
145
Konuşma
it would never fit in a bag that small
expr.
o kadar küçük bir çantaya sığmaz
146
Konuşma
I never laid a hand on her
expr.
ona hiç/asla elimi kaldırmadım
147
Konuşma
never ask a woman her age
expr.
kadınlara yaşı sorulmaz
148
Konuşma
I never laid a hand on her
expr.
ona elimi bile kaldırmadım
149
Konuşma
I've never been to a funeral before
expr.
önceden hiç cenazeye gitmedim
150
Konuşma
we never said a word
expr.
tek kelime etmedik
151
Konuşma
never in a million years
expr.
hayatta olmaz/asla
152
Konuşma
I've never read a novel so I don't know
expr.
hiç roman okumadım o yüzden bilmiyorum
Literature
153
Edebiyat
draco dormiens nunquam titillandus (never tickle a sleeping dragon)
expr.
asla uyuyan bir ejderhayı gıdıklama
Slang
154
Argo
never crack a book
f.
kitabın kapağını bile açmamak
155
Argo
never bullshit a bullshitter
expr.
tereciye tere satma
Modern Slang
156
Modern Argo
always a bridesmaid never a bride
i.
hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz (kadın)
157
Modern Argo
always a bridesmaid never a bride
i.
hep ikinci planda kalan (kadın)
158
Modern Argo
always a bridesmaid never a bride
i.
hiçbir zaman zirvede olamayan
159
Modern Argo
always a bridesmaid never a bride
i.
hiçbir zaman esas kadın olamayan
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of never a
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy