no go - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

no go

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"no go" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
no go expr. başarısızlık
no go expr. fiyasko
no go expr. faydasız
no go expr. yararı yok
no go expr. olanaksız

"no go" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç

İngilizce Türkçe
General
go-no-go i. git gitme
no-go area i. yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan
go no-go i. bileşenin çalışabilirlik durumu
go no-go i. sistemin çalışabilirlik durumu
go no-go i. karar anı
go/no-go s. devam etme kararına ait
go/no-go s. devam etme kararıyla ilgili
go-no-go s. tamam mı devam mı dedirten
go-no-go s. tamam mı devam mı kararının alınmasını gerektiren
Colloquial
be all dressed up with no place to go f. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with no place to go f. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go f. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go f. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with no place to go f. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with no place to go f. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
be all dressed up with no place to go f. giyinip kuşanıp ortada kalmak
be all dressed up with no place to go f. giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go f. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up with no place to go f. bir şey için hazırlanıp gidememek
be all dressed up with no place to go f. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up with no place to go f. hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
all show and no go expr. görüntü var ses yok
all show and no go expr. kuru gürültü
no-go expr. geçilmez
no-go expr. düzgün ilerlemeyen
no-go expr. çalışmayan
Idioms
a no-go area i. tehlikeli bir bölge
a no-go area i. gidilmesi/girilmesi tehlikeli olan bir bölge
a no-go area i. yasak bölge
a no-go area i. yetkili olmayanların girmesinin yasak olduğu bir bölge
a no-go area i. herkesin girişine açık olmayan bir bölge
a no-go area i. erişimi sınırlı bir alan
a no-go area [uk] i. polisin/askerin (bile) giremediği bir yer (semt/mahalle)
boldly go where no man has gone before f. kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade
boldly go where no man has gone before f. daha önce hiç kimsenin gitmediği yerlere korkmadan gitmek
boldly go where no man has gone before f. hiç kimsenin başarmadığı şeyleri yapmaya çalışmak
boldly go where no man has gone before f. daha önce hiç insan ayağı/eli değmemiş yerlere gidecek cesareti göstermek
boldly go where no man has gone before f. büyük bir cesaretle daha önce hiç yapılmamış olanı yapmak
boldly go where no man has gone before f. yepyeni bir şeyi/yöntemi denemek
go no further f. başka kimseyle paylaşılmamak
go no further f. başka kimseye söylenmemek
go no further f. gizli tutulmak
go no further f. gizli kalmak
go no further f. (sır) burada kalmak
boldly go where no one has gone before f. kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade
boldly go where no one has gone before f. daha önce hiç kimsenin gitmediği yerlere korkmadan gitmek
boldly go where no one has gone before f. hiç kimsenin başarmadığı şeyleri yapmaya çalışmak
boldly go where no one has gone before f. daha önce hiç insan ayağı/eli değmemiş yerlere gidecek cesareti göstermek
boldly go where no one has gone before f. büyük bir cesaretle daha önce hiç yapılmamış olanı yapmak
Speaking
do you really have no place to go? expr. gidecek hiçbir yerin yok mu gerçekten?
it's no go expr. faydasız
it's no go expr. olmuyor
I have no choice but to go there expr. oraya gitmekten başka şansım/seçeneğim yok
let's say that we have no choice but to go there expr. oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını varsayalım
go someplace where no one knows your name expr. kimsenin adını bilmediği bir yere git
there's no way that i'll go expr. oraya gitmem mümkün değil
let's say that we have no choice but to go there expr. oraya gitmekten başka şansımızın olmadığını düşünelim
Law
no-go zone i. polisin (bile) giremediği yer (semt/mahalle)
no-go area i. polisin (bile) giremediği yer (semt/mahalle)
Technical
go/no go gage i. geçer-geçmez mastar
go/no go gauge i. geçer-geçmez mastar
go/no-go i. tapa uygunluk ölçer
go/no-go gage i. tapa uygunluk ölçer
go-no gauge i. tapa uygunluk ölçer
Military
go-no-go i. go-no-go
go-no-go test equipment i. go-no-go test teçhizatı
Modern Slang
all go, no show expr. hızlı gitmesi için tasarlanmış fakat dışarıdan külüstür gibi görünen güçlü donanıma sahip araba