Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
not to know
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"not to know"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
not to know
f.
tanımamak
"not to know"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
not know what to do
f.
ne yapacağını bilmemek
General
2
Genel
pretending not to know
i.
tanımazlık
3
Genel
pretend not to know
f.
tanımazlıktan gelmek
4
Genel
pretend not to know someone
f.
tanımamazlıktan gelmek
5
Genel
not to know any better
f.
yol yordam bilmemek
6
Genel
pretend not to know
f.
bilmezlikten gelmek
7
Genel
not to know whom to support
f.
iki arada kalmak
8
Genel
not to know which road to take
f.
yolunu şaşırmak
9
Genel
not want to know
f.
bilmek istememek
10
Genel
pretend not to know someone
f.
tanımazlıktan gelmek
11
Genel
pretend to not know
f.
tecahül etmek
12
Genel
pretend to not know
f.
bilmezden gelmek
13
Genel
pretend to not know
f.
bilmezden gelmek
Colloquial
14
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
ne yapacağını bilememek
15
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
nasıl oyalanacağını bilmemek
16
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
17
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
(kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
18
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
(kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
19
Konuşma Dili
not know what to do with (oneself)
f.
ne yapacağını şaşırmak
Idioms
20
Deyim
not know enough to come in out of the rain
i.
aptal
21
Deyim
not know enough to come in out of the rain
i.
bön
22
Deyim
not know where to turn
f.
ne yapacağını bilmemek
23
Deyim
not know which way to turn
f.
ne yapacağını bilmemek
24
Deyim
not know when to give up
f.
ne zaman duracağını bilmemek
25
Deyim
not know when to quit
f.
ne zaman duracağını bilmemek
26
Deyim
not know when to stop
f.
ne zaman duracağını bilmemek
27
Deyim
not know where to put yourself
f.
utancından kaçacak/girecek delik aramak
28
Deyim
not know where to put yourself
f.
utancından saklanacak delik aramak
29
Deyim
not know where to put yourself
f.
utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak
30
Deyim
not know what to make of someone
f.
(birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
31
Deyim
not know where to put oneself
f.
utancından saklanacak delik aramak
32
Deyim
not know where to put oneself
f.
utancından kaçacak/girecek delik aramak
33
Deyim
not know where to put oneself
f.
utançtan saklanacak yer aramak
34
Deyim
not know where to put yourself
f.
utançtan saklanacak yer aramak
35
Deyim
not know where to put oneself
f.
utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak
36
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
hiçbir bilgisi olmamak
37
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
hiçbir şey anlamamak
38
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
hiçbir fikri olmamak
39
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
bir konuda zır cahil olmak
40
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
başını sonundan ayırt edememek
41
Deyim
not know/not be able to tell one end of something from the other
f.
başını sonunu bilememek
42
Deyim
not know where to look
f.
nereye bakacağını bilememek
43
Deyim
not know where to look
f.
ne yapacağını bilememek
44
Deyim
not know where to look
f.
nasıl davranacağını bilememek
45
Deyim
not know where to look
f.
eli ayağına dolaşmak
46
Deyim
not know where to look
f.
çok utanıp nereye bakacağını bilememek
47
Deyim
not know where to look
f.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
48
Deyim
not know where to look
f.
ne yapacağını bilememek
49
Deyim
not know which way to look
f.
çok utanıp nereye bakacağını bilememek
50
Deyim
not know which way to look
f.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
51
Deyim
not know which way to look
f.
ne yapacağını bilememek
52
Deyim
not know which way to look
f.
utançtan nereye bakacağını bilememek
53
Deyim
not know which way to look
f.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
54
Deyim
not know which way to look
f.
utançtan ne yapacağını bilememek
55
Deyim
not know which way to look
f.
utançtan eli ayağına dolaşmak
56
Deyim
not know where to look
f.
utançtan nereye bakacağını bilememek
57
Deyim
not know where to look
f.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
58
Deyim
not know where to look
f.
utançtan ne yapacağını bilememek
59
Deyim
not know where to look
f.
utançtan eli ayağına dolaşmak
60
Deyim
not know which way to look
f.
nereye bakacağını bilememek
61
Deyim
not know which way to look
f.
ne yapacağını bilememek
62
Deyim
not know which way to look
f.
nasıl davranacağını bilememek
63
Deyim
not know which way to look
f.
eli ayağına dolaşmak
64
Deyim
be not to know
f.
önceden bilememek
65
Deyim
be not to know
f.
öncen bilememek
66
Deyim
not know what to do with yourself
f.
ne yapacağını bilememek
67
Deyim
not know what to do with yourself
f.
nasıl oyalanacağını bilmemek
68
Deyim
not know what to do with yourself
f.
nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
69
Deyim
not know what to do with yourself
f.
(kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
70
Deyim
not know what to do with yourself
f.
(kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
71
Deyim
not know what to do with yourself
f.
ne yapacağını şaşırmak
72
Deyim
not know what to do with yourself
f.
sıkıntıdan ne yapacağını bilememek
73
Deyim
not know what to make of
f.
(birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
74
Deyim
not know what to make of
f.
'-den ne anlam çıkaracağını bilememek
75
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bir anlam verememek
76
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
77
Deyim
not know what to make of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) pek anlamamak
78
Deyim
not know where to turn
f.
çaresiz kalmak
79
Deyim
not know where to turn
f.
nereden yardım isteyeceğini bilememek
80
Deyim
not know whether to laugh or cry
expr.
güler misin ağlar mısın
81
Deyim
not know enough to come in out of the rain
expr.
salak
Speaking
82
Konuşma
I did not know what to do
expr.
ne yapacağımı bilmiyordum
83
Konuşma
I don't know whether to believe you or not
expr.
sana inansam mı inanmasam mı bilemiyorum
84
Konuşma
I want you to know you're not alone
expr.
yalnız olmadığını bil istiyorum
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of not to know
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy