Geçmiş

nuzzle

"nuzzle" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	nuzzle f.	burunla eşmek/eşelemek
2	Genel	nuzzle f.	sokulmak
3	Genel	nuzzle f.	burunla eşelemek
4	Genel	nuzzle f.	burun sürtmek
5	Genel	nuzzle f.	burnu ile dürtmek
6	Genel	nuzzle f.	burnunu sürmek
7	Genel	nuzzle f.	yanaşmak
8	Genel	nuzzle f.	burun ile eşmek
9	Genel	nuzzle f.	burnunu sürtmek
10	Genel	nuzzle f.	kucağına sokulmak
11	Genel	nuzzle f.	kucaklamak
12	Genel	nuzzle f.	bağrına basmak
13	Genel	nuzzle f.	sarılmak
14	Genel	nuzzle f.	birlikte yuva yapmak

"nuzzle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	nuzzle [obsolete] f.	yetiştirmek
2	Genel	nuzzle [obsolete] f.	besleyip büyütmek
3	Genel	nuzzle [uk] f.	bakım vermek
4	Genel	nuzzle [uk] f.	rahat ettirmek
Phrasals
5	Öbek Fiiller	nuzzle up to someone or something f.	(özellikle bir hayvan için kullanılır) sırnaşarak burnunu vb sürtmek
6	Öbek Fiiller	nuzzle up against someone or something f.	(özellikle bir hayvan için kullanılır) sırnaşarak burnunu vb sürtmek
7	Öbek Fiiller	nuzzle up (to someone or something) f.	(birine/bir şeye) sokulmak
8	Öbek Fiiller	nuzzle up (to someone or something) f.	(birine/bir şeye) sarılmak
9	Öbek Fiiller	nuzzle up (to someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılmak
10	Öbek Fiiller	nuzzle up (to someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak
11	Öbek Fiiller	nuzzle up (to someone or something) f.	(birine/bir şeye) sarılıp yatmak
12	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birine/bir şeye) sokulmak
13	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birine/bir şeye) sarılmak
14	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılmak
15	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak
16	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birine/bir şeye) sarılıp yatmak
17	Öbek Fiiller	nuzzle up against (someone or something) f.	(birine/bir şeye) sırnaşmak
18	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	sırnaşarak burnunu sürtmek
19	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-e sokulmak
20	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-e sarılmak
21	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-in yanına kıvrılmak
22	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-in yanına sokulmak
23	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-e sarılıp yatmak
24	Öbek Fiiller	nuzzle up against f.	'-e sırnaşmak