Geçmiş

oblige

"oblige" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	oblige f.	zorunda bırakmak
General
2	Genel	oblige f.	minnettar kılmak
3	Genel	oblige f.	bağlamak (anlaşma)
4	Genel	oblige f.	iyilik etmek
5	Genel	oblige f.	mahkum etmek
6	Genel	oblige f.	zorlamak
7	Genel	oblige f.	memnun etmek
8	Genel	oblige f.	minnettar bırakmak
9	Genel	oblige f.	zorunlu kılmak
10	Genel	oblige f.	mecbur etmek
11	Genel	oblige f.	lütfetmek
12	Genel	oblige f.	zorunda bırakmak
13	Genel	oblige f.	(anlaşma vb) bağlamak
14	Genel	oblige f.	-e yardım etmek
15	Genel	oblige f.	iyilikte bulunmak
16	Genel	oblige f.	gerekli kılmak
17	Genel	oblige f.	mecburi kılmak
18	Genel	oblige f.	ödünç vermek
19	Genel	oblige f.	borç vermek
20	Genel	oblige f.	eğlendirmek
21	Genel	oblige f.	nazik olmak
22	Genel	oblige f.	yardımsever olmak
23	Genel	oblige f.	uysal olmak

"oblige" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 57 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	oblige to be f.	mecbur etmek
2	Genel	oblige to f.	mecbur etmek
3	Genel	oblige (someone) to (do something) f.	mecbur bırakmak
4	Genel	oblige someone to do (something) f.	mecbur bırakmak
5	Genel	oblige someone to do (something) f.	mecbur kılmak
6	Genel	oblige [obsolete] f.	keyif vermek
7	Genel	oblige [obsolete] f.	gönlünü hoş etmek
8	Genel	oblige [obsolete] f.	tatmin etmek
9	Genel	oblige [obsolete] f.	sevindirmek
10	Genel	oblige [dialect] f.	ev işi yapmak
11	Genel	oblige [dialect] f.	birinin ev işlerini yapmak
Phrasals
12	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(biri) için (bir şey yapma) iyiliğini göstermek
13	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(birine bir şey) lütfetmek
14	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(birine bir şey yapma) lütfunda bulunmak
15	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(bir şey yaparak birini) minnettar bırakmak/borçlu kılmak
16	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek
17	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(birine) iyilik/yardım etmek
18	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(biri) için (bir şey yapma) iyiliğini göstermek
19	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(birine bir şey) lütfetmek
20	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(birine bir şey yapma) lütfunda bulunmak
21	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(bir şey yaparak birini) minnettar bırakmak/borçlu kılmak
22	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek
23	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	(birine) iyilik/yardım etmek
24	Öbek Fiiller	oblige (one) by (doing something) f.	(bir şey yaparak birini) minnettar/borçlu bırakmak
25	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	birine bir lütufta bulunmak
26	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	birine bir şey yapma lütfunda bulunmak
27	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	birine bir iyilik yapmak/göstermek
28	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	birini bir şey yaparak minnettar/borçlu bırakmak
29	Öbek Fiiller	oblige someone by something f.	birini bir şeyle minnettar/borçlu kılmak
30	Öbek Fiiller	oblige (one) with (something) f.	(birine) bir lütufta bulunmak
31	Öbek Fiiller	oblige (one) with (something) f.	(birine bir şey yapma) lütfunda bulunmak
32	Öbek Fiiller	oblige (one) with (something) f.	(birine) bir iyilik yapmak/göstermek
33	Öbek Fiiller	oblige (one) with (something) f.	(birini) bir iyilikle minnettar/borçlu bırakmak
34	Öbek Fiiller	oblige (one) with (something) f.	(birini bir şeyle) minnettar/borçlu kılmak
35	Öbek Fiiller	oblige someone with something f.	birine bir lütufta bulunmak
36	Öbek Fiiller	oblige someone with something f.	birine bir şey lütfunda bulunmak
37	Öbek Fiiller	oblige someone with something f.	birine bir iyilik yapmak/göstermek
38	Öbek Fiiller	oblige someone with something f.	birini bir şeyle minnettar/borçlu bırakmak
39	Öbek Fiiller	oblige someone with something f.	birini bir şeyle minnettar/borçlu kılmak
40	Öbek Fiiller	oblige (one) to (do something) f.	(birini bir şey yapmaya) mecbur bırakmak
41	Öbek Fiiller	oblige (one) to (do something) f.	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
42	Öbek Fiiller	oblige (one) to (do something) f.	(birini bir şey yapmaya) mecbur etmek
43	Öbek Fiiller	oblige by f.	minnettar/borçlu bırakmak
44	Öbek Fiiller	oblige by f.	lütufta bulunmak
45	Öbek Fiiller	oblige to do f.	yapmaya mecbur bırakmak
46	Öbek Fiiller	oblige to do f.	yapmaya mecbur kılmak
47	Öbek Fiiller	oblige to do f.	yapmak zorunda bırakmak
48	Öbek Fiiller	oblige with f.	minnettar/borçlu bırakmak
49	Öbek Fiiller	oblige with f.	lütufta bulunmak
Phrases
50	İfadeler	noblesse oblige i.	asalet bunu gerektirir
51	İfadeler	noblesse oblige expr.	egemen olan mesuldür
52	İfadeler	noblesse oblige expr.	imtiyazlar sorumlulukları getirir
Trade/Economic
53	Ticaret/Ekonomi	oblige [obsolete] f.	rehin bırakmak
54	Ticaret/Ekonomi	oblige [obsolete] f.	rehin vermek
55	Ticaret/Ekonomi	oblige [obsolete] f.	ipotek etmek
Law
56	Hukuk	oblige [obsolete] f.	bir cezaya tabi olarak bağlamak
57	Hukuk	oblige [obsolete] f.	(kendini) kanun uyarınca cezaya tabi kılmak