İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | parley i. | görüşme | ||
The parley between the two factions aimed to negotiate a peace agreement. İki grup arasındaki görüşmenin amacı bir barış anlaşması müzakere etmekti. More Sentences |
||||
Genel | parley i. | mükaleme | ||
Genel | parley i. | münakaşa | ||
Genel | parley i. | müzakere | ||
Genel | parley i. | tartışma | ||
Genel | parley i. | toplantı | ||
Genel | parley i. | zirve toplantısı | ||
Genel | parley i. | ateşkes sırasında düşmanla yapılan sözlü görüşme | ||
Genel | parley f. | görüşmek | ||
Genel | parley f. | konuşmak | ||
Genel | parley f. | barış görüşmesi yapmak | ||
Genel | parley f. | barış görüşmeleri yapmak | ||
Politics | ||||
Siyasal | parley i. | görüşme | ||
Siyasal | parley i. | konuşma | ||
Siyasal | parley i. | müzakere | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | parley f. | (yabancı dil) konuşmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | parley with f. | ile müzakere yapmak | ||
Genel | parley with f. | ile görüşmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | parley with (one) f. | (biriyle) görüşme yapmak | ||
Öbek Fiiller | parley with (one) f. | (biriyle) toplantı yapmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | parley-voo i. | fransız dili | ||
Konuşma Dili | parley-voo i. | fransızca | ||
Konuşma Dili | parley-voo i. | fransız | ||
Konuşma Dili | parley-voo f. | ingilizcenin yanında başka bir dil daha konuşmak | ||
Konuşma Dili | parley-voo f. | ingilizceye ek olarak fransızca konuşmak | ||
Military | ||||
Askeri | beat a parley f. | düşmanla müzakere etmek amacıyla sinyal olarak davul çalmak | ||
Askeri | beat a parley f. | düşmanla müzakere etmek amacıyla sinyal olarak trompet çalmak |