raise to - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

raise to



"raise to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
raise to f. daha iyi bir düzeye getirmek
raise to f. daha iyi bir düzeye yükseltmek
raise to f. (belli bir seviyeye) yükseltmek
raise to f. (bir şey) seviyesine yükseltmek

"raise to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

İngilizce Türkçe
General
campaign to raise funds i. para toplama kampanyası
raise the flag up to the flagpole f. (bayrağı) göndere çekmek
raise one's hand to somebody f. el kaldırmak
raise the flag up to the flagpole f. göndere çekmek (bayrağı)
not to raise a finger f. parmağını bile kıpırdatmamak
raise an objection to f. itiraz etmek
raise to the level of a deity f. ilahlaştırmak
raise to the level of a deity f. idolleştirmek
raise the alert level to phase 4 f. alarm seviyesini dördüncü düzeye çıkartmak
raise (someone) to knighthood f. birini şövalye ilan etmek
Phrasals
raise someone to f. terfi ettirmek
raise someone or something to the surface f. yüzeye çıkarmak
raise to (some state) f. şartlarını daha iyi bir düzeye getirmek
raise to (some state) f. şartlarını daha iyi bir düzeye yükseltmek
raise to (some state) f. sahip olduğu değeri/önemi (belli bir seviyeye) yükseltmek
raise to (some state) f. sahip olduğu saygınlığı (belli bir seviyeye) yükseltmek
raise someone or something to something f. birini/bir şeyi bir şey seviyesine yükseltmek
raise someone or something to something f. birini/bir şeyi bir şeye doğru kaldırmak
raise someone to something f. birini bir seviyeye yükseltmek
raise someone to something f. birini bir rütbeye terfi ettirmek
Phrases
raise your hand to speak expr. konuşmak için parmak kaldırın
raise your hand to speak expr. parmak kaldırarak konuşun
Proverb
it takes a village to raise a child bir çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir
it takes a village to raise a child bir çocuğun yetiştirilmesi pek çok kişini yardımını ve desteğini gerektirir
early money is like yeast, because it helps to raise the dough damlaya damlaya göl olur
early money is like yeast, because it helps to raise the dough sakla samanı gelir zamanı
early money is like yeast, because it helps to raise the dough ak akçe kara gün içindir
Colloquial
raise to the bait f. dolduruşa gelmek
raise to the bait f. gaza gelmek
raise to the bait f. kanmak
raise to the bait f. oltaya gelmek
Idioms
land too poor to raise a racket on i. çorak arazi
land too poor to raise a racket on i. çorak toprak/arazi
land too poor to raise a racket on i. verimsiz toprak
raise one's voice to someone f. birine sesini yükseltmek
raise one's glass to someone f. birisine kadeh kaldırmak
raise one's gaze to someone f. başını kaldırıp bakmak
cause eyebrows to raise f. herkesi şaşırtmak
cause eyebrows to raise f. herkesi şok etmek
raise one's gaze to someone f. kafasını kaldırıp bakmak
raise one's glass to someone f. kadehini birisi için kaldırmak
raise one's hat to f. şapka çıkartmak
cause eyebrows to raise f. tepki almak
cause some eyebrows to raise f. tepkiye neden olmak
cause eyebrows to raise f. tepki çekmek
cause some eyebrows to raise f. tepki çekmek
cause some eyebrows to raise f. tepki uyandırmak
cause eyebrows to raise f. tepki uyandırmak
cause eyebrows to raise f. tepkiye neden olmak
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. tepkiye neden olmak
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. tepki çekmek
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. tepki uyandırmak
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. insanları hayrete düşürmek
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. insanları şoka sokmak
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f. insanları şaşkına çevirmek
cause eyebrows to raise f. tepkiye neden olmak
cause eyebrows to raise f. tepki çekmek
cause eyebrows to raise f. tepki uyandırmak
cause eyebrows to raise f. insanları hayrete düşürmek
cause eyebrows to raise f. insanları şoka sokmak
cause eyebrows to raise f. insanları şaşkına çevirmek
raise a glass (to someone) f. (birine) kadeh kaldırmak
raise one's glass (to someone) f. (birine) kadeh kaldırmak
raise glass to f. -e kadeh kaldırmak
raise money to (do something) f. (bir şey yapmak) için para toplamak
raise money to (do something) f. (bir şey yapmak) için para biriktirmek
raise to the surface f. yüzeye çıkarmak
raise your glass (to somebody) f. kadehini (birine/biri için) kaldırmak
raise your glass (to somebody) f. (birine/biri için) kadeh kaldırmak
raise your hat to someone f. birine şapka çıkartmak
Speaking
don't raise your voice to your mother expr. annene sesini yükseltme
there is a point I'd like to raise here expr. burada değinmek istediğim bir nokta var
don't tell me how to raise my kids expr. çocuklarımı nasıl yetiştireceğimi bana öğretmeye/anlatmaya kalkışma
raise your hand to speak expr. konuşmak için elini kaldır
raise your hand to speak expr. konuşmak için parmağını kaldır
don't ever raise your hand to me like that again? expr. sakın bir daha bana elini bu şekilde kaldırma?