| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Genel | ||||
| Genel | recent history i. | yakın tarih | ||
|
This is not the first time in recent history that Europe has taken the lead and set the international agenda. Bu, yakın tarihte Avrupa'nın öncülük ettiği ve uluslararası gündemi belirlediği ilk olay değildir. More Sentences |
||||
| Genel | recent history i. | yakın zamanlar tarihi | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Medikal | ||
| Medikal | recent operation history i. | son dönemde geçirilmiş operasyon öyküsü |
