Geçmiş

say something

"say something" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	say something expr.	bir şey söyle
2	Konuşma Dili	say something expr.	konuşsana

"say something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 165 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	something to say i.	diyecek
2	Genel	say something stupid f.	halt etmek
3	Genel	say something in jest f.	şaka olarak söylemek
4	Genel	say something out of spite f.	nispet yapmak
5	Genel	say something out of spite f.	nispet vermek
6	Genel	have something to say f.	diyeceği olmak
7	Genel	say something wrong f.	pot kırmak
8	Genel	say something behind one's back f.	birisinin arkasından konuşmak
9	Genel	say something behind one's back f.	arkasından konuşmak
10	Genel	have something to say f.	söyleyecek birşeyi olmak
11	Genel	have something to say f.	söyleyecek sözü olmak
12	Genel	say something wrong f.	yanlış bir şey söylemek
Phrasals
13	Öbek Fiiller	say something about someone f.	biri hakkında bir şey söylemek
14	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında (bir şey) söylemek
15	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında bir yorum yapmak
16	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak
17	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) göstermek
18	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek
19	Öbek Fiiller	say (something) about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkındaki (bir şeyi) gözler önüne sermek
20	Öbek Fiiller	say (something) against (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında bir eleştiride bulunmak
21	Öbek Fiiller	say (something) against (someone or something) f.	(biri/bir şey) aleyhinde (bir şey) söylemek
22	Öbek Fiiller	say (something) against (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak
23	Öbek Fiiller	say (something) for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) destekleyen (bir şey) söylemek
24	Öbek Fiiller	say (something) for (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) savunacak (bir şey) söylemek
25	Öbek Fiiller	say (something) for (someone or something) f.	(biri/bir şey) lehine/yararına (bir şey) söylemek
26	Öbek Fiiller	say (something) to (one) f.	(birine bir şey) söylemek/demek
Phrases
27	İfadeler	to say nothing of (someone or something) expr.	(birini/bir şeyi) saymıyorum bile
28	İfadeler	to say nothing of (someone or something) expr.	(biri/bir şey) de cabası
29	İfadeler	to say nothing of (someone or something) expr.	(birinden/bir şeyden) hiç bahsetmiyorum bile
30	İfadeler	to say nothing of something expr.	bir şeyi saymıyorum bile
31	İfadeler	to say nothing of something expr.	bir şey de cabası
32	İfadeler	to say nothing of something expr.	bir şeyden hiç bahsetmiyorum bile
Colloquial
33	Konuşma Dili	go so far as to say something f.	söyleyecek kadar ileri gitmek
34	Konuşma Dili	everyone has something to say expr.	ağzı olan konuşuyor
35	Konuşma Dili	say something smart expr.	akıllıca bir şey söyle
36	Konuşma Dili	say something impressive expr.	etkileyici bir şeyler söyle
37	Konuşma Dili	I wouldn't say no (to something) expr.	(bir şeye) hayır demem
38	Konuşma Dili	I wouldn't say no (to something) expr.	(bir şeyi) isterim
39	Konuşma Dili	(do) you mean to say (that) (something is the case)? expr.	(bir şey) mi demeye çalışıyorsun?
40	Konuşma Dili	(do) you mean to say (that) (something is the case)? expr.	yani (bir şey) mi demek istiyorsun?
41	Konuşma Dili	(do) you mean to say (that) (something is the case)? expr.	(bir şey olduğunu) mu ima ediyorsun?
42	Konuşma Dili	(do) you mean to say (that) (something is the case)? expr.	yani (bir şey) mi diyorsun?
43	Konuşma Dili	(do) you mean to say (that) (something is the case)? expr.	yani (bir şey) olduğunu mu söylüyorsun?
44	Konuşma Dili	can you/we say (something)? expr.	(bir şey) desek yeridir
45	Konuşma Dili	can you/we say (something)? expr.	(bir şey) de denebilir
46	Konuşma Dili	can you/we say (something)? expr.	bir bakıma (bir şey)
47	Konuşma Dili	can you/we say (something)? expr.	başka bir deyişle (bir şey)
48	Konuşma Dili	can you/we say (something)? expr.	(bir şey) desek/dense yalan olmaz
49	Konuşma Dili	say what you like (about someone or something) expr.	(biri/bir şey) hakkında istediğini söyle
50	Konuşma Dili	say what you like (about someone or something) expr.	(biri/bir şey) hakkında ne dersen de/ne düşünürsen düşün
51	Konuşma Dili	what would you say if (something were to happen)? expr.	(bir şey olsa) ne derdin?
52	Konuşma Dili	what would you say if (something were to happen)? expr.	(bir şey olsa) ne tepki verirdin?
53	Konuşma Dili	what would you say to (something)? expr.	(bir şeye) ne dersin?
Idioms
54	Deyim	a say (in something) i.	söz sahibi olma
55	Deyim	a say (in something) i.	söz hakkı olma
56	Deyim	a say (in something) i.	sözü geçme
57	Deyim	a say (in something) i.	(bir şeyde) söz sahibi olma
58	Deyim	a say (in something) i.	(bir şeyde) söz hakkı olma
59	Deyim	a say (in something) i.	(bir şeyde) sözü geçme
60	Deyim	say (in something) i.	(bir kararda) söz sahibi
61	Deyim	say (in something) i.	(bir kararda) söz hakkı
62	Deyim	say (in something) i.	(bir karar üzerinde) etki
63	Deyim	say (in something) i.	(bir kararda) sözü geçme
64	Deyim	have a say (in something) f.	söz sahibi olmak
65	Deyim	have a say (in something) f.	sözü geçmek
66	Deyim	have a say (in something) f.	nüfuzlu olmak
67	Deyim	have a say (in something) f.	etkisi olmak
68	Deyim	say something in the same breath f.	bir şey söyleyip hemen akabinde tam tersini/zıddını söylemek
69	Deyim	say something in the same breath f.	peş peşe/arka arkaya birbirine zıt şeyler söylemek
70	Deyim	say something in the same breath f.	aynı cümle içinde hem (bir şeyi) hem de (onun zıddını) söylemek
71	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
72	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey göstermek
73	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek
74	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şeye işaret etmek
75	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
76	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey göstermek
77	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek
78	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şeye işaret etmek
79	Deyim	say something right to someone's face f.	birinin yüzüne karşı bir şey söylemek
80	Deyim	say goodbye to something f.	bir şeye güle güle demek
81	Deyim	say something right to someone's face f.	bir şeyi birinin yüzüne söylemek
82	Deyim	not have the heart to say something f.	bir şeyleri söylemeye gönlü/isteği olmamak
83	Deyim	say something in a roundabout way f.	bir şeyi dolandırarak söylemek
84	Deyim	say goodbye to something f.	bir şeye elveda demek
85	Deyim	say a lot about something f.	bir şey hakkında çok şey söylemek (bir şey hakkında fikir/ipucu vb vermek)
86	Deyim	say something right to someone's face f.	direkt yüzüne söylemek
87	Deyim	say something in a roundabout way f.	lafı dolandırmak
88	Deyim	say something to oneself f.	kendi kendine mırıldanmak
89	Deyim	say something to oneself f.	kendi kendine demek
90	Deyim	say something in a roundabout way f.	lafı dolandırarak söylemek
91	Deyim	say something to oneself f.	kendi kendine söylemek
92	Deyim	not have the heart to say something f.	söylemeye gönlü elvermemek
93	Deyim	have a say in something f.	(bir şeyde) söz sahibi olmak
94	Deyim	say something out loud f.	yüksek sesle söylemek
95	Deyim	say something right to one's face f.	yüzüne karşı söylemek
96	Deyim	say something to someone's face f.	yüzüne söylemek
97	Deyim	say goodbye to something f.	üzerine bir bardak su içmek
98	Deyim	say something aloud f.	yüksek sesle söylemek
99	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir şey) hakkında çok şey söylemek
100	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(birinin veya bir şeyin) gerçek yüzünü açığa çıkarmak
101	Deyim	say (something) in plain english f.	daha açık söylemek
102	Deyim	say (something) in plain english f.	daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
103	Deyim	say (something) in plain english f.	daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
104	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) çok şey söylemek
105	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) söz sahibi olmak
106	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) söz hakkı olmak
107	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) etkisi olmak
108	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) sözü geçmek
109	Deyim	say a great deal about (someone or something) f.	(biri veya bir konu hakkında) birçok şeyi açığa vurmak
110	Deyim	have something to say for yourself f.	söyleyecek bir şeyi olmak
111	Deyim	have something to say for yourself f.	belirtecek bir fikri olmak
112	Deyim	have something to say for yourself f.	kendi adına söyleyecek bir şeyi olmak
113	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
114	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
115	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
116	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
117	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
118	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
119	Deyim	never have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
120	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
121	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
122	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
123	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
124	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
125	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
126	Deyim	never have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
127	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
128	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
129	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
130	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
131	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
132	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
133	Deyim	not have a good word to say about (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
134	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
135	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
136	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
137	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
138	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
139	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
140	Deyim	not have a good word to say for (someone of something) f.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
141	Deyim	say (something) in a roundabout (sort of) way f.	(bir şeyi) dolandırarak söylemek
142	Deyim	say (something) in a roundabout (sort of) way f.	lafı dolandırmak
143	Deyim	say (something) in a roundabout (sort of) way f.	lafı dolandırarak söylemek
144	Deyim	say (something) in plain language f.	(bir şeyi) açıkça/açık bir dille söylemek
145	Deyim	say (something) in plain language f.	(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
146	Deyim	say (something) in plain language f.	(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
147	Deyim	say (something) to (one's) face f.	(bir şeyi birinin) yüzüne söylemek
148	Deyim	say (something) to (one's) face f.	(bir şeyi birinin) yüzüne karşı söylemek
149	Deyim	before you can say (something) expr.	(bir şey) demeye kalmadan
150	Deyim	before you can say (something) expr.	daha (bir şey) demeden
Speaking
151	Konuşma	I want to say something expr.	bir şey söylemek istiyorum
152	Konuşma	have you got something to say to me? expr.	bana söyleyeceğin bir şey mi var?
153	Konuşma	I tried to say something expr.	bir şeyler söylemeye çalıştım
154	Konuşma	before someone can say something expr.	çabucak
155	Konuşma	before someone can say something expr.	göz açıp kapayıncaya kadar
156	Konuşma	before someone can say something expr.	hızla
157	Konuşma	say something nice expr.	güzel bir şeyler söyle
158	Konuşma	if you're all right say something expr.	iyiysen bir şey söyle
159	Konuşma	could you say something in japanese? expr.	japonca bir şeyler söyleyebilir misin?
160	Konuşma	why didn't you say something before? expr.	neden daha önce bir şey söylemedin?
161	Konuşma	if I don't say something now expr.	şimdi bir şey söylemezsem
162	Konuşma	I just wanted to say something expr.	sadece (için) söylemek/değinmek istedim
163	Konuşma	I was trying to think of something to say expr.	söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordum
164	Konuşma	did I say something wrong? expr.	yanlış bir şey mi söyledim?
Slang
165	Argo	say or do something wrong f.	bok yemek