Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
dışarıdan eve yemek sipariş etmek
rising tendency
çalışmaz
unescap çevre ve doğal kaynakların geliştirilmesi komitesi
(ingiltere) çevre ulaşım ve bölgeler dairesi
dışarı fışkırmak
düzene oturtmak
yerel önyargı
nadir bulunan bir ılıman iklim bataklık orkidesi
kesin emir
el lado raro es que
neredeyse bir yüzyıldır
göz ardı edilemez
sub-producer
be an oddball
pat
alt tim
yerel otorite
in the rough
üstün gelmiş
kadın biraz fazla itiraz ediyor gibi
like the clappers
kook
alanında en üstün anlamına gelen bir ön ek
kavisli dişli bıçak
diyecek
Geçmiş
Cümleler
"diyecek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Genel
1
Genel
diyecek
something to say
i.
"diyecek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Deyim
1
Deyim
diyecek söz bulamayan
lost for words
s.
I'm
lost for words.
Diyecek söz bulamıyorum.
More Sentences
Genel
2
Genel
...diyecek/iddia edecek kadar ileriye gitmek
go on to claim that
f.
Konuşma Dili
3
Konuşma Dili
birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
go so far as to call someone stupid
f.
4
Konuşma Dili
sana diyecek bir şeyim/sözüm yok
horsefeathers to you
expr.
5
Konuşma Dili
sana diyecek laf bulamıyorum
horsefeathers to you
expr.
6
Konuşma Dili
diyecek bir şey bulamıyorum
got me stumped
expr.
Deyim
7
Deyim
diyecek kelime bulamamak
be at a loss for words
f.
8
Deyim
(birine/bir şeye) diyecek lafı/sözü olmamak
have no words for (someone or something)
f.
9
Deyim
(biri/bir şey) hakkında diyecek lafı/sözü olmamak
have no words for (someone or something)
f.
10
Deyim
diyecek lafı/sözü olmamak
have no words for
f.
11
Deyim
diyecek bir şey bulamayan
lost for words
s.
Konuşma
12
Konuşma
diyecek söz bulamıyorum
I am lost for words
expr.
13
Konuşma
diyecek bir şey bulamıyorum
I am lost for words
expr.
14
Konuşma
diyecek bir şey bulamıyorum
you've got me stumped
expr.
15
Konuşma
diyecek bir şey bulamıyorum
I'm speechless
expr.
16
Konuşma
bakalım ne diyecek
let's see what he says
expr.
17
Konuşma
buna diyecek söz bulamıyorum
I don't know what to say to that
expr.
Argo
18
Argo
diyecek bir şey bulamıyorum
it's got me stumped
expr.
19
Argo
diyecek bir şey bulamıyorum
you've got me stumped
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of diyecek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy