Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
see to something
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"see to something"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
see to something
f.
bakmak
"see to something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
see someone up to something
f.
birini yukarıya kadar geçirmek
2
Öbek Fiiller
see someone down to something
f.
birine aşağıya kadar eşlik etmek
3
Öbek Fiiller
see someone up to something
f.
birine yukarıya kadar eşilik etmek
4
Öbek Fiiller
see someone back (to something)
f.
birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek
5
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
-e kadar geçirmek
6
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
uğurlamak
7
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
yolcu etmek
8
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
aşağıya kadar eşlik etmek
9
Öbek Fiiller
see (one) back (to something or some place)
f.
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek
10
Öbek Fiiller
see (one) back (to something or some place)
f.
(birine bir şeye/bir yere) dönerken refakat etmek
11
Öbek Fiiller
see (one) back (to something or some place)
f.
(birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak
12
Öbek Fiiller
see (one) to (something)
f.
(birini bir şeye) bırakmak
13
Öbek Fiiller
see (one) to (something)
f.
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek
14
Öbek Fiiller
see (one) to (something)
f.
(birini) bir şeye kadar geçirmek
15
Öbek Fiiller
see to (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
16
Öbek Fiiller
see to (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) halletmek
17
Öbek Fiiller
see to (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) alakadar olmak
18
Öbek Fiiller
see to (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bakmak
19
Öbek Fiiller
see to (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) çaresine bakmak
Colloquial
20
Konuşma Dili
see to it that something is done
f.
bir şeyin yapıldığından emin olmak
21
Konuşma Dili
be glad to see the back of (something)
f.
(bir şeyin) bitmesine memnun olmak
22
Konuşma Dili
be glad to see the back of (something)
f.
(bir şeyin) bitmesine sevinmek
23
Konuşma Dili
be glad to see the back of (something)
f.
(bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak
24
Konuşma Dili
be glad to see the back of (something)
f.
(bir şeyden) kurtulduğuna sevinmek
25
Konuşma Dili
be glad to see the back of someone or something [uk]
f.
birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak
26
Konuşma Dili
be glad to see the back of someone or something [uk]
f.
birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek
27
Konuşma Dili
be glad to see the back of someone or something [uk]
f.
birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak
28
Konuşma Dili
be glad to see the back of someone or something [uk]
f.
birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek
29
Konuşma Dili
see (to it) that (something happens)
f.
(bir şeyin) yapıldığından/gerçekleştiğinden emin olmak
30
Konuşma Dili
see (to it) that (something happens)
f.
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak
31
Konuşma Dili
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché]
expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın
32
Konuşma Dili
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché]
expr.
cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin
33
Konuşma Dili
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché]
expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun
Idioms
34
Deyim
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
(bir şey yapma) şansı bulmak
35
Deyim
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
... (bir şey yapma) ihtimali olmak
36
Deyim
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak
37
Deyim
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
(bir şey yapma) fırsatı doğmak
38
Deyim
see (one's) way (clear) to (doing something)
f.
(bir şey yapma) yolu açılmak
39
Deyim
see your way clear to do (or doing) something
f.
(bir şey yapma) şansı bulmak
40
Deyim
see your way clear to do (or doing) something
f.
... (bir şey yapma) ihtimali olmak
41
Deyim
see your way clear to do (or doing) something
f.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak
42
Deyim
see your way clear to do (or doing) something
f.
(bir şey yapma) fırsatı doğmak
43
Deyim
see your way clear to do (or doing) something
f.
(bir şey yapma) yolu açılmak
44
Deyim
see fit to do something
f.
bir şeyi yapmayı uygun bulmak/görmek
45
Deyim
see your way clear to doing something
f.
bir şeyi yapabilmek için önünün açık olduğunu görmek/fark etmek
46
Deyim
see your way clear to doing something
f.
bir şeyi yapmanın yolunu/yöntemini bilmek
47
Deyim
see eye to eye about (something)
f.
(bir konuda) anlaşmak
48
Deyim
see eye to eye about (something)
f.
(bir konuda) hemfikir olmak
49
Deyim
see eye to eye about (something)
f.
(bir konuda) aynı kanaatte olmak
50
Deyim
see eye to eye on (something)
f.
(bir konuda) anlaşmak
51
Deyim
see eye to eye on (something)
f.
(bir konuda) hemfikir olmak
52
Deyim
see eye to eye on (something)
f.
(bir konuda) aynı kanaatte olmak
53
Deyim
see your way to doing something
f.
bir şeyi yapmanın yolunu/yöntemini bilmek
54
Deyim
see your way to doing something
f.
bir şeyi yapabilmek için önünün açık olduğunu görmek/fark etmek
55
Deyim
see your way to doing something
f.
bir şey yapma şansı bulmak/şansını yakalamak
56
Deyim
see your way to doing something
f.
bir şey yapma fırsatı doğmak
57
Deyim
see your way to doing something
f.
bir şey yapma yolu açılmak
Slang
58
Argo
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché]
expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın?
59
Argo
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché]
expr.
cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin?
60
Argo
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché]
expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun?
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of see to something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy