simmers - Türkçe İngilizce Sözlük

simmers

"simmers" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
General
simmer i. hafif ateşte kaynatma
There is no need for a long simmer for this soup.
Bu çorbayı hafif ateşte uzun süre kaynatmaya gerek yok.

More Sentences
simmer f. pişirmek (kaynama noktasının biraz altında bir derecede)
Mackerel tastes good whether you simmer it or grill it.
Uskumruyu ister ızgara yap, ister pişir, tadı güzeldir.

More Sentences
simmer f. yavaş yavaş kaynamak
Let the paste sauce simmer for a few more minutes.
Salça sosunu birkaç dakika daha yavaş yavaş kaynamaya bırakın.

More Sentences
simmer f. patlamak üzere olmak
He finished the meeting before an argument started to simmer.
Tartışma patlak vermek üzereyken toplantıyı bitirdi.

More Sentences
simmer f. yatışmak
Tensions are starting to simmer between Sami and Layla.
Sami ve Leyla arasındaki gerginlik yatışmaya başlıyor.

More Sentences
simmer f. köpürmek
It was apparent that Stella was simmering with anger.
Stella'nın öfkeden köpürdüğü aşikardı.

More Sentences
Technical
simmer f. kaynatmak
What's the difference between boiling and simmering?
Kaynatma ve haşlama arasındaki fark nedir?

More Sentences
General
simmer i. patlayacak hale gelme
simmer i. kaynama
simmer i. patlama
simmer i. kaynatma
simmer i. galeyan
simmer i. kaynama için gereken ısı derecesi
simmer i. köpürme
simmer f. içten içe kaynamak
simmer f. kaynamak (gizli bir iş)
simmer f. içten içe kaynatmak
simmer f. pişmek (kaynama noktasının biraz altında bir derecede)
simmer f. iç çalkantısı yaşamak
simmer f. dolup taşmak
simmer f. yavaş veya heyecansız şekilde oluşmak
Technical
simmer f. kaynama noktasının altında muhafaza etmek
Gastronomy
simmer i. ağır ateşte kaynatma
simmer f. ağır ateşte, az kabarcıklı suda kaynatmak
simmer f. hafif ateşte pişirmek
simmer f. suyu az hava kabarcıklı kaynatmak

"simmers" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
General
simmer down f. sakinleşmek
simmer with f. içi içini yemek
simmer down f. kendine hakim olmak
simmer with f. dolu olmak
simmer down f. yatışmak
simmer with f. kaynamak (öfke vb duygularla için için)
(anger) simmer down f. öfkesi dinmek
(anger) simmer down f. öfkesi yatışmak
Technical
simmer down f. kaynamayı sonlandırmak
simmer down f. soğutmak
Geography
simmer dim [scotland] i. orkney ve shetland takımadalarında yaz ortasında görülüp gece boyu devam eden alacakaranlık