Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
temas halinde
"temas halinde"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
temas halinde
in contact
expr.
2
Konuşma Dili
temas halinde
in contact with
expr.
Idioms
3
Deyim
temas halinde
in touch
expr.
"temas halinde"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
temas halinde bulunmak
keep in touch
f.
2
Genel
temas halinde olmak
keep in touch
f.
3
Genel
temas halinde olmak
be in touch
f.
4
Genel
temas halinde olmak
keep in contact
f.
5
Genel
temas halinde olmak
stay in touch with
f.
6
Genel
temas halinde kalmak
stay in contact
f.
7
Genel
temas halinde olmaktan kaçınmak
avoid contact with
f.
8
Genel
temas halinde olmak
keep in touch
f.
9
Genel
temas halinde olan
contingent [obsolete]
s.
10
Genel
ile temas halinde
in contact with
ed.
11
Genel
ile temas halinde
onto
ed.
Phrasals
12
Öbek Fiiller
(biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
keep up with (someone)
f.
Phrases
13
İfadeler
(biriyle) temas halinde
in contact with (one)
expr.
14
İfadeler
(biriyle) temas halinde
in touch with (someone)
expr.
Colloquial
15
Konuşma Dili
(biriyle/bir şeyle) temas halinde
in contact (with someone or something)
s.
Idioms
16
Deyim
birisi ile temas halinde olmak
keep in touch with someone
f.
17
Deyim
birisi ile temas halinde olmak
remain in touch with someone
f.
18
Deyim
birisi ile temas halinde olmak
stay in touch with someone
f.
19
Deyim
(biriyle) temas halinde olmak
be in touch (with somebody)
f.
20
Deyim
(biriyle) temas halinde olmak
keep in touch (with somebody)
f.
21
Deyim
(biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
be in touch with (someone)
f.
22
Deyim
iletişim/temas halinde olmak
be in touch
f.
23
Deyim
iletişim/temas halinde olmamak
be out of touch
f.
24
Deyim
temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek
be in touch
f.
25
Deyim
temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek
keep in touch
f.
26
Deyim
temas halinde olmak
remain in touch
f.
27
Deyim
(biriyle) temas halinde olmak
remain in touch with (one)
f.
Trade/Economic
28
Ticaret/Ekonomi
müşteriyle temas halinde olunmayan bölümler
back of house
i.
Technical
29
Teknik
jeosentetik setlerle temas halinde olan jeotekstiller
geotextiles in contact with geosynthetic barriers
i.
30
Teknik
organik maddelerle temas halinde meydana gelecek lekelenme
staining in contact with organic material
i.
31
Teknik
toprakla doğrudan temas halinde olan alaşımsız demirli malzeme
non-alloyed ferrous material in direct contact with soil
i.
32
Teknik
toprakla doğrudan temas halinde olan düşük alaşımlı demirli malzeme
low-alloyed ferrous material in direct contact with soil
i.
33
Teknik
elektriksel olarak temas halinde olan
direct
zf.
Mechanic
34
Mekanik
dişlilerin temas halinde olması
mesh
i.
Anatomy
35
Anatomi
mastoid çıkıntıda yer alıp kulak zarı ile temas halinde olan ve hava içeren geniş boşluk
mastoid antrum
i.
36
Anatomi
mastoid çıkıntıda yer alıp kulak zarı ile temas halinde olan ve hava içeren geniş boşluk
tympanic antrum
i.
37
Anatomi
burnun orta kanalı ile temas halinde olan, üst çenedeki boşluk
antrum of highmore
i.
Chemistry
38
Kimya
temas halinde olup birbiriyle karışmayan iki sıvının da çözebildiği
consolute
s.
Biology
39
Biyoloji
büyümek için oksijene ihtiyaç duyan ve havayla temas halinde olan mikroorganizmalar
aerobies
i.
Botanic
40
Botanik
abd'nin güneydoğusunda yetişen, temas halinde kaşıntıya sebep olan bir çalı
poison oak (toxicodendron pubescens)
i.
41
Botanik
kuzey amerika'nın batısında yetişen, temas halinde kaşıntıya sebep olan bir çalı
poison oak (toxicodendron diversilobum)
i.
42
Botanik
kuzey amerika'nın batısında yetişen, temas halinde kaşıntıya sebep olan bir çalı
poison oak (rhus diversiloba)
i.
43
Botanik
temas halinde zararlı olabilen bitki
poisonous plant
i.
Geography
44
Coğrafya
iki noktada temas halinde olan
two-point
s.
Military
45
Askeri
temas edilmesi halinde mayını patlatan bir cihaz
antilift device
i.
46
Askeri
düşman ile temas halinde değilken veya yeterli sürede organize edilen savunma
deliberate defense [uk]
i.
Sport
47
Spor
kayakçının öne doğru eğilirken topuklarının kayaklarla temas halinde kaldığı bir pozisyon
vorlage
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of temas halinde
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy