to fail - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

to fail



"to fail" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
fail to report a news item f. haber atlamak
fail to win f. kazanamamak
fail to experience f. tecrübe edememek
fail to respect f. saygıda kusur etmek
fail to attend f. katılamamak
fail to agree f. anlaşamamak
fail to reach f. ulaşamamak
fail to act f. savsaklamak
not to fail to do something f. geri kalmamak
not to fail to do f. geri kalmamak
fail to pay the invoice when due f. faturanın gününü geçirmek
fail to reach a state of comfort and harmony f. dirlik yüzü görmemek
fail to reach a state of comfort and harmony f. rahata kavuşamamak
fail to reach a state of comfort and harmony f. rahat yüzü görmemek
be condemned to fail f. başarısızlığa mahkum olmak
fail to keep possession of f. sahipliğini yitirmek
fail to keep possession of f. elinden kaçırmak
fail to keep possession of f. kaybetmek
(something) fail to arrive f. eline ulaşamamak
fail to catch the bus on time f. otobüsü kaçırmak
fail to print an item f. haber atlamak
(brake) to fail f. fren tutmamak
fail to benefit from f. hakkını kaybetmek
fail the final exam and need to sit for the make-up exam f. bütünlemeye kalmak
fail to see f. görememek
fail to make oneself understood f. derdini anlatamamak
fail to negotiate the bend f. virajı alamamak
fail to comply f. uymamak
fail to comply f. belirli kurallara uymamak
fail to comply f. belirtilen talimata uymamak
fail to satisfy f. başaramamak
fail to satisfy f. bekleneni verememek
fail to satisfy f. yetersiz kalmak
fail to satisfy f. beklentileri karşılamamak
fail to satisfy f. bekleneni vermemek
fail to satisfy f. beklentileri karşılayamamak
fail to pay f. ödeyememek
fail to pay f. ödeyemez duruma düşmek
brake to fail f. freni patlamak
fail to impress f. etkileyememek
fail to comply with the technical specifications f. teknik şartnameye uymamak
fail to cooperate f. işbirliğine yanaşmamak
fail to notice f. gözden kaçırmak
cause someone to fail f. birinin başarısız olmasına neden olmak
cause someone to fail f. birini başarısızlığa uğratmak
fail to respond f. tedaviye cevap vermemek
fail to provide safety f. güvenliği sağlayamamak
fail to work f. (makine vb) çalışmamak
fail to keep in contact f. görüşememek
fail to understand the lesson f. dersi anlamamak
fail due to absence f. devamsızlık yüzünden kalmak
fail due to absence f. devamsızlıktan kalmak
fail due to absence f. devamsızlıktan sınıfta kalmak
fail due to absence f. devamsızlık yüzünden sınıfta kalmak
fail to remember f. hatırlayamamak
fail to satisfy f. beklentileri karşılamamak
condemned to fail s. başarısızlığa mahkum
destined to fail s. başarısızlığa mahkum
Proverb
he who fails to prepare prepares to fail hazırlığını yapmayan başarısızlığa hazırlanır
he who fails to prepare prepares to fail hazırlık yapmayan başarısızlığa davetiye çıkarır
he who fails to prepare prepares to fail hazırlanmamak demek başarısızlığa hazırlanmak demektir
he who fails to prepare prepares to fail hazırlanmada başarısız olursanız başarısız olmaya hazırlanın
he who fails to prepare prepares to fail hazırlanmamak, başarısızlık için hazırlık yapmak demektir
he who fails to prepare prepares to fail uygun hazırlık yapmamak başarısızlığa davetiye çıkarmaktır
Idioms
fail to make end meet f. geçinememek
(one's marriage) to fail f. evliliği bitmek
fail to stand the test of time f. zamana yenik düşmek
(one's marriage) to fail f. yuvası yıkılmak
fail to see f. anlayamamak
fail to see f. kabul edememek
Speaking
don't be afraid to fail expr. başarısız olmaktan korkma
you cannot fail to obey it expr. mutlak surette uymak zorundasın
I fail to see why expr. nedenini anlamıyorum
Trade/Economic
tbtf (too big to fail) i. iflas etmek için çok büyük
tbtf (to big to fail) i. iflas edemeyecek kadar büyük
fail to profit f. kar edememek
too political to fail s. batamayacak kadar politik
too interconnected to fail expr. batamayacak kadar iyi bağlantılı
too well connected to fail expr. batamayacak kadar iyi bağlantılı
too big to fail expr. batamayacak kadar büyük
too big to fail expr. batmasına izin verilmeyecek kadar büyük (şirket)
Law
fail to inform the known crime to competent authority f. öğrenilen suçu salahiyettar makama bildirmemek
fail to meet financial obligations f. temerrüde düşmek
Politics
fail to act f. hareketsiz kalmak
too big to fail expr. batamayacak kadar büyük
Technical
air-to-close (fail open) valve i. arıza durumunda açılır güvenlik vanası
Traffic
fail to obey yield sign f. geçiş önceliğine uymamak
fail to give way f. geçiş önceliğine uymamak
Education
fail a course but have the right to a make-up examination f. bütünlemeye kalmak
fail a course but have the right to a make-up f. bütünlemeye kalmak