İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Yaygın Kullanım | ||||
Yaygın Kullanım | unbiased s. | tarafsız | ||
The jury had a hard time remaining unbiased during the murder trial. Jüri, cinayet davası sırasında tarafsız kalmakta zorlandı. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | unbiased s. | ön yargısız | ||
Tom may be unbiased. Tom ön yargısız olabilir. More Sentences |
||||
Genel | unbiased s. | önyargısız | ||
He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own. Tarafsız ve önyargısızmış gibi şov yapıyor ama bana göre sadece kendi fikri olmayan bir adam. More Sentences |
||||
Hukuk | ||||
Hukuk | unbiased s. | tarafsız | ||
The only thing necessary for this is to become unbiased and to act with imagination. Bunun için gereken tek şey tarafsız olmak ve hayal gücüyle hareket etmektir. More Sentences |
||||
Teknik | ||||
Teknik | unbiased s. | tarafsız | ||
I have partnered with Root Financial to provide you with unbiased life insurance quotes. Size tarafsız hayat sigortası teklifleri sunmak için Root Financial ile ortaklık kurdum. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | unbiased s. | taraf tutmayan | ||
Genel | unbiased s. | garazsız | ||
Genel | unbiased s. | yansız | ||
Genel | unbiased s. | bitaraf | ||
Ticaret/Ekonomi | ||||
Ticaret/Ekonomi | unbiased s. | önyargısız | ||
Hukuk | ||||
Hukuk | unbiased s. | taraf tutmayan | ||
Hukuk | unbiased s. | temayülsüz | ||
Teknik | ||||
Teknik | unbiased s. | yansız | ||
Medikal | ||||
Medikal | unbiased s. | yan etkenlerden etkilenmeden yapılan |