Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yakışıklı
"yakışıklı"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yakışıklı
handsome
s.
General
2
Genel
yakışıklı
stunner
i.
3
Genel
yakışıklı
good-looker
i.
4
Genel
yakışıklı
handsome
s.
5
Genel
yakışıklı
shapely
s.
6
Genel
yakışıklı
brave
s.
7
Genel
yakışıklı
good looking
s.
8
Genel
yakışıklı
personable
s.
9
Genel
yakışıklı
sightly
s.
10
Genel
yakışıklı
fine looking
s.
11
Genel
yakışıklı
smart
s.
12
Genel
yakışıklı
comely
s.
13
Genel
yakışıklı
gainly
s.
14
Genel
yakışıklı
good-looking
s.
15
Genel
yakışıklı
well-favored
s.
16
Genel
yakışıklı
well-favoured
s.
17
Genel
yakışıklı
better-looking
s.
18
Genel
yakışıklı
braw
s.
19
Genel
yakışıklı
gainsome
s.
20
Genel
yakışıklı
dad
s.
21
Genel
yakışıklı
gradely [dialect]
s.
22
Genel
yakışıklı
clever [dialect]
s.
23
Genel
yakışıklı
feateous [obsolete]
s.
24
Genel
yakışıklı
featurely
s.
25
Genel
yakışıklı
fine
s.
26
Genel
yakışıklı
seemly
s.
27
Genel
yakışıklı
smicker
s.
Colloquial
28
Konuşma Dili
yakışıklı
bohunk
i.
29
Konuşma Dili
yakışıklı
(good) looker
i.
30
Konuşma Dili
yakışıklı
nice-looking
s.
31
Konuşma Dili
yakışıklı
dreamy
s.
32
Konuşma Dili
yakışıklı
fanciable [uk]
s.
33
Konuşma Dili
yakışıklı
bohunk
ünl.
34
Konuşma Dili
yakışıklı
not hard on the eyes
expr.
Informal
35
Gündelik
yakışıklı
bae
expr.
"yakışıklı"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yakışıklı prens
handsome prince
i.
2
Genel
yakışıklı aktör
handsome actor
i.
3
Genel
yakışıklı oyuncu
handsome actor
i.
4
Genel
yakışıklı erkek
adonis
i.
5
Genel
yakışıklı adam
adonis
i.
6
Genel
yakışıklı genç adam
adonis
i.
7
Genel
yakışıklı genç erkek
adonis
i.
8
Genel
yakışıklı genç adam
apollo
i.
9
Genel
yakışıklı ve ünlü kimse
heartthrob
i.
10
Genel
yakışıklı adam
heart-throb
i.
11
Genel
yakışıklı olmak
be handsome
f.
12
Genel
yakışıklı hale getirmek
sprug [obsolete]
f.
13
Genel
temiz ve yakışıklı
trim
s.
14
Genel
uzun boylu ve yakışıklı
tall and handsome
s.
Colloquial
15
Konuşma Dili
kişiliksiz yakışıklı adam
face man
i.
16
Konuşma Dili
yakışıklı ama boş adam
face man
i.
17
Konuşma Dili
yakışıklı adam
baldwin
i.
18
Konuşma Dili
yakışıklı adam anlamında aktör baldwin kardeşlere bir gönderme
baldwin
i.
19
Konuşma Dili
çirkin, yakışıklı olmayan kimse
barney
i.
20
Konuşma Dili
(alaycı bir şekilde) yakışıklı kimse
oil painting
i.
21
Konuşma Dili
çok yakışıklı erkek
superstud
i.
22
Konuşma Dili
yakışıklı/güzel/çekici olmayan
short on looks
s.
23
Konuşma Dili
çok güzel/yakışıklı
slamming
s.
24
Konuşma Dili
esmer ve yakışıklı
tall, dark, and handsome
s.
Idioms
25
Deyim
sadece güzel/yakışıklı biri
just another pretty face
i.
26
Deyim
yakışıklı serseri
dirty beau [obsolete]
i.
27
Deyim
çok yakışıklı/güzel olmak
be all that
f.
28
Deyim
sadece güzel/yakışıklı olmak
be just a pretty face
f.
29
Deyim
sadece güzel/yakışıklı olmak
be just another pretty face
f.
30
Deyim
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak
be not just another pretty face
f.
31
Deyim
sadece güzel/yakışıklı olmamak (aynı zamanda akıllı, yetenekli olmak)
be not just a pretty face
f.
32
Deyim
şeytani yakışıklı
devilishly handsome
s.
33
Deyim
sadece güzel/yakışıklı değil (akıllı da)
not be just a pretty face
expr.
34
Deyim
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)
not just a pretty face
expr.
35
Deyim
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)
not just another pretty face
expr.
36
Deyim
pek güzel/yakışıklı değil
not much for looks
expr.
37
Deyim
pek güzel/yakışıklı değil
not much to look at
expr.
38
Deyim
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)
more than just a pretty face
expr.
Speaking
39
Konuşma
seni çok yakışıklı gösteriyor
you look very handsome in it
expr.
40
Konuşma
sence ben yakışıklı mıyım?
do you think I'm handsome?
expr.
41
Konuşma
yakışıklı mıyım?
am I handsome?
expr.
Botanic
42
Botanik
menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki
royal velvet plant
i.
43
Botanik
menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki
gynura aurantiaca
i.
44
Botanik
menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki
purple velvet plant
i.
Slang
45
Argo
yakışıklı adam
bohunk
i.
46
Argo
yakışıklı adam
beauhunk
i.
47
Argo
yakışıklı, genç beyaz erkekler için kullanılan alaycı bir söz
chad
i.
48
Argo
hoş/yakışıklı erkek
babe magnet
i.
49
Argo
yakışıklı erkek
abe
i.
50
Argo
yakışıklı, iyi görünümlü adam
barney
i.
51
Argo
yakışıklı adam
clydesdale [dated]
i.
52
Argo
yakışıklı şeytan
handsome devil
i.
53
Argo
yakışıklı çapkın
handsome devil
i.
54
Argo
yakışıklı serseri
handsome devil
i.
55
Argo
yakışıklı erkek
doll
i.
56
Argo
yakışıklı ve çekici erkek
zaddy
i.
57
Argo
(bir erkeği cinsel olarak çekici bulan kişi tarafından kullanıldığında) yakışıklı
big boy
ünl.
Modern Slang
58
Modern Argo
yakışıklı ve zeki erkek
a bengali menace
i.
59
Modern Argo
gençken yakışıklı/güzel olan bir oyuncunun yaşlandıkça şişmanlayıp çirkinleşmesi
alec baldwin syndrome
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yakışıklı
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy