Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | şartlandırmak | condition f. | ||
This approach involves forced guilt, moral inquisition and permanent psychological conditioning. Bu yaklaşım zorla suçluluk duygusu, ahlaki sorgulama ve kalıcı psikolojik şartlandırmayı içermektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | şartlandırmak | condition f. | ||
This approach involves forced guilt, moral inquisition and permanent psychological conditioning. Bu yaklaşım zorla suçluluk duygusu, ahlaki sorgulama ve kalıcı psikolojik şartlandırmayı içerir. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (birini ya da bir şeyi bir şey yapmaya) şartlandırmak | condition (someone or something) to (something) f. | ||
This dog is conditioned to bark at strangers. Bu köpek yabancılara havlamaya şartlandırılmış. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | (birini) şartlandırmak | precondition f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | birini ya da bir şeyi bir şey yapmaya şartlandırmak | condition someone or something to something f. | ||
Öbek Fiiller | '-e şartlandırmak | condition to f. |